Şeker kokain kadar zararlı! İşlenmiş şekerin diyabeti ve kalp gibi hastalıkları tetiklediğini söyleyen Lusting, “Şeker, kokainden bile çok daha güçlü bir bağımlılık yapıyor” dedi.
Şeker tüketimi, bilim dünyasının son yıllarda obezite, diyabet ve kalp gibi birçok hastalıkla ilişkilendirdiği en önemli nedenler arasında görülüyor. Özellikle işlenmiş şekerle ilgili yapılan araştırmalar ışığında, şekerin insan vücudunda nasıl etkiler uyandırdığı ve nelere yol açtığını İngiltere’de yayımlanan Telegraph gazetesi masaya yatırdı. ABD’nin California Üniversitesi’nden pediatrik endokronoloji profesörü Robert Lustig’in “Fat Chance: The Bitter Truth About Sugar” adlı kitabında yer verdiği bilimsel makalelerden yola çıkarak şeker hakkında çok az bilinen gerçekler merceğe alındı.
Bağımlılık yapıyor Şeker karşıtı uzmanların en önemli argümanlarından birini, uyuşturucu maddeler gibi bağımlılık yaptığını gösteren bulgular olması. Zira, 2007’de Fransa’da fareler üzerinde yapılan bir araştırma şekerin kokainden daha güçlü bir bağımlılık haline dönüştüğünü ortaya koymuştu. Madde bağımlısı haline getirilen fareler, tercihlerini kokain yerine şekerli gıdalardan yana yapmıştı. Daha sonra uzmanlar, 21’inci yüzyılın şekerden zengin beslenme şekillerinin beyinde çok güçlü bir ödüllendirme sinyali uyandırdığı ve irade mekanizmasını etkisizleştirdiği üzerinde durmuştu.
Diyabet riski taşıyor Lustig, tüm kalorilerin birbiriyle eşit olmadığını savunduğu makaleleriyle dikkat çekiyor. Buna göre, basit şekerlerin (monosakkaritler) hepsi aynı kaloriyi taşımıyor. Masa şekeri olarak da bilinen sükroz, rafine edilmiş olduğundan undan yapılmış bir gıdayla sindirime aynı şekilde karışmıyor. Keza uzmanlar, şekerdeki fruktoz molekülünün fazla tüketimi halinde hücreler tarafından parçalanamadığı bunun yerine karaciğerde yağ olarak depolandığına dikkat çekiyor. Böylece vücudun insülin direnci dengesini yitirdiğinden diyabet ve kalp gibi hastalıklar tetikleniyor.
Şekeri bıraktı hayatı değişti
Kitabıyla ABD’de büyük ses getiren Lustig, aynı zamanda “No Sugar” (Şekere Hayır) isimli bir kampanyanın da öncülüğünü üstlendi. “Şekere Hayır” hareketinde yer alan Avustralyalı araştırmacı yazar David Gillespie da fazla kilolarından kurtulmak için şekeri bırakmaya çalışırken aslında bir bağımlılıktan kurtulmaya çalıştığını fark ettiğini belirtti. ABD’li aktris Gwyneth Paltrow da blogunda “Şeker size geçici bir tatmin duygusu verip sonra daha çok tüketme isteği doğurur. Bu isteğin çoğalıp yediğinizde azalması da adrenalin hormonunuzu gereksiz yorar. Endişeli, keyifsiz, dengesiz ve yorgun biri olmanıza yol açar” diyerek kampanyaya destek oluyor.
http://gundem.milliyet.com.tr/ |