Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 22 Aralık 2024 Pazar
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  GÜNLÜK » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

Şair “Bu kerhane-i âlemde herkesin bir davası var..” diye başlamış lafına..

Eşref’ten söz ediyoruz.. Devam etmiş..

“Bizim Kırkağaçlı Ahmet Efendi’nin de bir kenef davası var..”

Dava davadır.. Kenef davası da olsa fıstık davası da olsa davadır ve unutulmaz..

Yüz yıl önce bahçesine yapmak istediği kenef için kadıdan ilâm alamayan Kırkağaçlı Ahmet Efendi’nin kutsal davasını Şair Eşref şiire döktüğünden asla unutmuyoruz..

Toplumsal belleğimizin bir yerlerinde ebediyen de duracak..

Bundan böyle Siirtli fıstık üreticilerinin davasını da iş bu gazete köşesinde kayda geçiriyorum.. İnsan oğlan yüz sene sonra bile okuyup ders çıkarsın diye..


Mesele şudur..

Siirt Üniversitesi’ne bağlı Eruh Meslek Yüksek Okulu bünyesindeki yeni bir birime isim verilmek istenmiş..

Fıstık birimine..

Evet! Yanlış okumadınız.. Siirt’te de bir üniversite var.. Tıpkı ODTÜ gibi, Harvard gibi, Oxford gibi bir üniversite..

Siirt’teki üniversitenin onlardan fazlası içinde “fıstık birimi” olması..

O yüzdendir ki bir Siirt Üniversitesi mezunu ile Harvard Üniversitesi mezunu bir yerde karşı karşıya geldiklerinde, ikincinin başı yere eğilir..


Harvard’lı, üniversitesinde “fıstık bölümü” olmadığından eziklik hisseder.. Bunu bir yere iftiharla kaydedelim..

İSİM KARGAŞASI..

Ana meseleye gelelim..

Siirt Üniversitesi’nin içinde kurulan yeni birime “Antep Fıstığı Tarım ve Teknolojisi Bölümü” adı verilmiş.. Kıyamet işte o zaman kopmuş..

Küçük bir not düşeyim.. Ben daha baştan böyle akademik kuruluşlara bu kadar iddialı isim verilmesine karşıyım..

“Antep Fıstığı Tarım ve Teknolojisi Bölümü”

Böyle bir isim NASA’yı bile komplekse sokar.. Neydi NASA’nın açılımı?

“National Aeronautics and Space Administration..”

Bizimkini kısaltıp kapat..

“ANTATEB”

Şimdi söyleyin bakalım hangisi daha fiyakalı? NASA mı yoksa ANTATEB mi? Okuyan, bizimkinin uzaya fıstık uçuracağını sanır..

Esas meseleye bir kere daha dönelim..

Bu fiyakalı isim Siirt’te niza çıkardı.. Çünkü burada fıstığı ile ünlü olan bir kent Antep fıstığına karşı mağdur ediliyor..

Deyim deyindeyse fıstığın efendisiyken kendi evinde yok sayılıyordu..

Bu isimlendirmeden “Antep fıstığı Siirt fıstığını yener..” mânâsı çıkaran şehir halkı isyan halinde..

Gazete tevatürlerine göre eylem yapmışlar.. Kahvelerde toplaşıp kendi fıstıklarından avuç avuç yemişler..

Akademisyenlere beddua etmişler.. O da yetmemiş..

Hükümet adamlarının başında dikilen seyrek bıyıklı asabi şahsiyetin muhterem zevcesinden de yardım istemişler..

“Mademki Siirtlisin fıstığımıza sahip çık..” diye..

Devr-i Osmanlı’da dünya durdukça şanı yürüyesi padişahımız, efendimiz İkinci Abdülhamid Han Hazretleri fıstık borsasını Şam’da kurmuştu..

O yüzden tosbağanınki gibi iki adet kabuğu bulunan cümle fıstık cinsine aynı isim verildi..

“Şam fıstığı..”

Birinci Dünya Savaşı sırasında padişahımızın kulları duayı, namazı “seferiyiz..” diyerekten biraz savsaklamıştı..

Memleketin cümle evliyası da savaş yüzünden evlenemeyen kızların yatırlarına bağladığı “Bana bir kısmet..” çaputları ile uğraştığımızdan ordumuz hepten sahipsiz kaldı..

Koca Suriye vilayeti elden gidip, Şam dahi Fransızlar’ın eline düşünce ticaret neyim kalmadı.. “Fıstık borsamız” da zalim Fransız’a esir düştü..

FIRSAT KAÇTI MI?

Allahtan imdadımıza cumhuriyetimiz yetişti.. Vardığı yerlerde şimşekler çaktıran cumhuriyetimiz yeni fıstık borsasını eskilerin “Ayntab” diye tesmil ettiği Antep’de kurdu..

Böylece fıstık türünün cümlesi Antep Fıstığı diye anılmaya başlandı..

Eğer genç cumhuriyetin cevval yöneticileri Antep’in gaziliğini daha evvelden akıl edip şehre o zamanlar “Gaziantep” deselerdi şimdi bu nesneye “Gazi Fıstığı” diyecektik..

Kurtarıcımız Atatürkümüz’ün maslahı da “Gazi” olduğundan fıstık sayesinde ona hoş bir gönderme yapmış olacaktık..

Siirt Üniversitesi bünyesinde yeni kurulan birimin adı da “Gazi Fıstığı Tarım ve Teknolojisi Bölümü”

Olacağından bu tartışmalar yaşanmayacaktı..

Belki o zaman da münasebetsiz rejim karşıtları meyhaneye ziftlenmeye gittiklerinde muhalefet fırsatı bulacaklardı..

Garsona seslerini yükselterek “Ortaya biraz Gazi koy da yiyelim..” diyerek zevzeklik yapacaklardı..

Demek ki hakkımızda hayırlı olan buymuş..

Bu gerçek Siirt ahalisinin infial halinde olmasını önlemiyor..

Kendi ürettiği, kendi pazarladığı ve dünyaya tanıtmaya çalıştığı fıstığa zorla “Antep Fıstığı” denmesini kaldıramadığından direniyor..

Şehrin yeni sloganı “Kendi üniversitemde (Siirt Fıstığı Bölümü) istiyorum..” şeklinde..

Önümüzdeki dönem “yerel ürünlerin, yemeklerin ve tatların..” paylaşımı savaşları ile geçecek..

Bence bu problem evrensel özelliklerde olduğundan “Kürt açılımı..” problemini geçer..


***


Aha! Buyrun buradan okuyun!

İngilizler ile İskoçlar arasında şimdi “Bumbar Savaşları” başladı..

“Bumbar” dedikleri bağırsak dolması.. Dünyanın her tarafında yapılan bir yemek.. Ama onlar sahiplik iddiasında..

Savaş veya mücadele.. Bizdeki gibi seviyeli geçmiyor.. Bir İngiliz ile İskoç karşılaştıklarında hemen pantolonlarını indiriyorlar.. Birbirlerine, çok affedersiniz, beyaz pembe dötlerini gösterip “Al sana bumbar..” diyorlar..

Umumi ahlâk şey oluyor..

Bir not da ben düşeyim.. Yakında Almanlar ile Türkler arasında “döner savaşı” çıkmazsa çok şaşarım..

İnşallah Siirt Fıstığı’nın hakkı teslim edilir, iki güzel ilimizin arasına kan girmez..

Kıssadan hisse: Pehlivan kisbetiyle, gelin kız kısmetiyle övünür.

gazete vatan

Ekleme Tarihi
05.10.2009
Ekleyen Kişi
Kemal Erdoğan

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız