Bahar yorgunluğu eğer tedavi edilmezse kalp krizine, ülsere, romatizmal hastalıklara, tükenmişlik sendromuna ve birçok psikolojik hastalıklara neden olmakta.
ERZURUM- Atatürk Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhami Gülçin, bahar yorgunluğunun tedavi edilmezse kalp krizine, ülsere, romatizmal hastalıklara, tükenmişlik sendromuna ve birçok psikolojik hastalıklara neden olabileceğini belirterek, "Bahar yorgunluğu için yeşil çay, ıhlamur, kuşburnu, melisa, papatya ve rezene kullanılmalı. Bilhassa bu kombine şeklinde de kullanılabilir ayrı ayrı da kullanılabilir" dedi.
Türkiye Bilimler Akademisi üyesi de olan ve bitkiler üzerine bilimsel çalışmalar gerçekleştiren Gülçin, 21 Mart itibarıyla Türkiye'nin bahara girdiğini anımsatarak, baharın çok görsel, bazı faydalarının olmasına rağmen külfetinin de olduğunu ifade etti.
Bahar yorgunluğunun, kış sürecinin bitmesiyle baharın başlamasıyla etrafta medyana gelen çevresel ve metabolizmadaki diğer faktörlerle beraber daha çok bireyleri tedirgin eden, bilhassa psikolojik bazı sıkıntılara yönlendiren bir kavram olduğunu vurgulayan Gülçin, "Bahar yorgunluğu eğer tedavi edilmezse ciddi sıkıntılara sebep olabilir. Bunların başında, kalp ve romatizmal hastalıklar gelmektedir. Eğer yine önlem alınmazsa yorgunluk sendromu dediğimiz veya tükenmişlik sendromu dediğimiz sendromlara da sebep olmakta. Tedavi edilmezse ülser ve kalp krizi gibi birçok ciddi riske sebep olan bahar yorgunluğu, birçok psikolojik ve diğer faktörlere sebep olmakta" diye konuştu.
Eğer tedbir alınmazsa bahar yorgunluğunun ciddi sıkıntılara yol açabildiğini anlatan Prof. Dr. Gülçin, şunları kaydetti:
"Peki ne yapılabilir? Bahar yorgunluğuna karşı öncelikle basit önlemler alınabilir. Daha fazla sebze ve meyveye yönelebiliriz. Çünkü fiyatları daha düşük. İçtiğimiz su miktarını artırabiliriz. Her ne kadar tavsiye edilen miktar 2 litre ise de insanlarımızın çoğu bu miktarın altında su içmekte. Bahar yorgunluğu su dengesi korunmazsa ona çok zemin hazırlamakta. Bunun yanı sıra kışın yapamadığımız bahar yürüyüşleri yapılabilir. Önemli olan mesailerden sonra gece yatarken kaliteli uyunması gerekir. Çok uyumakla kaliteli uyumak arasında fark vardır."
"Papatya her derde deva"
Fitoterapistlerin tavsiyeleri olduğunun altını çizen Gülçin, "Bahar yorgunluğuna iyi gelen çayların ve bitkilerin tüketilmesi gerekiyor. Bu amaçla 5-6 bitki kullanılabilir. Kültürümüzde her ne kadar siyah çay etkinse de yeşil çayın da tüketilmesi gerekiyor. Ihlamurun bol kullanılması gerekiyor. Bunun dışında dört bitki var. Kültür bitkilerinin yanı sıra doğada yetişen doğal formların kullanılmasını tavsiye ediyoruz. Bunların başında kuşburnu geliyor. Kuşburnu C vitamini bakımından çok zengindir. C vitamini de bahar yorgunluğuna çok iyi gelmektedir" şeklinde konuştu.
Bahar yorgunluğuna melisa bitkisinin de iyi geldiğini anlatan Gülçin, "Rozmarinik asit bakımdan zengindir. Rozmarinik asitin bugün farmakolojik alanda hemen hemen her sıkıntıya çare olduğu bilinmektedir. Rezenenin çok sık kullanılması gerekiyor. Çünkü yatıştırıcı etkisi var. Özellikle çocuklardaki huzursuzluklarda rezenenin bu etkisi kanıtlanmıştır. Hem görsel hem tat olarak papatyayı hepimiz biliriz. Papatya doğal yetişmiş hali bilhassa yüksek rakımlarda yetişen papatyanın her derde deva olduğu, bahar yorgunluğuna iyi geldiği bilinmekte" diye konuştu.
Söz konusu bitkilerin demlenerek tüketilebileceğinin altını çizen Gülçin, "Bahar yorgunluğu için yeşil çay, ıhlamur, kuşburnu, melisa, papatya ve rezene kullanılmalı. Bilhassa bu kombine şeklinde de kullanılabilir ayrı ayrı da kullanılabilir. Bitkiler mümkün mertebe taze bulundurulmalı, gölgede kurutulmalı. Çok fazla güneşe maruz bırakılmamalı. Çünkü güneşe bırakılan bitkilerde bazı önemli değerler, bileşikler kaybolmakta" dedi.