İyi yaşamın temel belirleyicilerinden birinin “iyi beslenmek” olduğu kesindir ama genellikle nasıl besleneceğimiz konusunda bilgi fukarasıyız.
Örneğin, çoğumuz pahalı yiyeceklerle sağlıklı olunabileceğine inanır. Oysa bilinenin tersine ucuza beslenmek, pahalı şeyler yemekten çok daha sağlıklı ve kolay.
GEÇEN hafta bir televizyon programında sevgili Hülya Avşar’la beslenme ve iyi hayat üzerine konuştuk, aynı sohbeti bir yıl önce Müje Ar ile yapmıştık. Gördüm ki her ikisi de iyi, doğru, dengeli, sağlıklı ya da bilinçli beslenmenin pahalı ve zor bir şey olduğu düşüncesinde. İki sanatçı da “Yazdıklarınızı orta halli insanlar nasıl uygulayacaklar?” diye sordular. Benim önerdiğim beslenme tarzı pahalı değil, tersine ucuz besinlerle dolu...
Özellikle bizim ülkemizde iyi beslenmek orta halli insanların da kolayca başarabileceği bir iş. Çünkü herkesin üzerinde hemfikir olduğu beslenme biçimi “Akdeniz tarzı beslenme” anlayışı bize çok uygun ve zaten bunu uyguluyoruz. Eğer besin seçimlerinizin içine daha fazla tahıl (örneğin bulgur, tam ekmek, kepekli erişte), bakliyat (kuru fasulye, nohut, mercimek, bezelye), sebze, meyve ekler, yağ seçimlerinizde bitkisel yağlara, özellikle zeytinyağına ağırlık verirseniz; tavuğu, balığı diyetinizden eksik etmez, kırmızı eti haftada bir yiyebilirseniz sadece bu değişimler size yüzde elli daha uzun bir yaşam olasılığı sağlayabilir.
Ayran koladan ucuz
Ülkemizin bir sebze, meyve, tahıl, bakliyat ve ucuz balık cenneti olduğunu düşünüp, balık, yoğurt ve tavuk üreticilerinin ürünlerini satabilmek için uyguladıkları indirimleri dikkate alırsanız bizde sağlıklı beslenmenin sağlıksız beslenmeden çok daha ucuz ve kolay bir iş olduğunu söylemek mümkün. Pahalı yiyecekler çoğu zaman içine katkı maddeleri doldurulmuş, zamanından önce üretilmek ve üretim miktarını arttırmak için hormonlanmış, antibiyotik vs ile korunmuş, lezzetli olsun diye yağ-şeker bombası haline getirilmiş ve paketleme, saklama, pazarlama gibi sebeplerle fiyatı yükselmiş yiyeceklerdir. Simit gofretten, elma meyveli lolipoplardan, haşlanmış patates cipsden, ayran kolalı meşrubatlardan, kepekli köy ekmekleri pandispanyalardan, sütlaç kek ve pastalardan çok daha ucuzdur.
Hesaplı alışveriş
Süt ve süt ürünleri ile yumurtanın da sağlıklı beslenmedeki önemlerine değinmek gerekiyor. Özellikle yoğurdun ve yumurtanın hakkını teslim etmek şart. Bizde süt de, yumurta da ucuz. Hatta köyde, kasabada çoğu aile hâlâ kendi sütünü, yoğurdunu üretiyor, yumurtasını kümesten yiyor... Yani amacınız iyi beslenmekse seçimleriniz doğal ürünler yönünde olmalı, ucuz ama taze çarşı pazar ürünlerinin pahalı paketlenmiş market yiyeceklerinden çok daha sağlıklı olabileceği unutulmamalı.
Sağlıklı sofralar
Anlatmak istediğimiz şey şudur: Yiyecek seçimlerimiz sağlığımızı doğrudan etkiler. Her sofra “sağlıkla hastalık arasında bir seçim yapmak” anlamına bile gelebilir. Ne kuru fasulye, nohut, bulgur, ne ıspanak, pazı, semizotu, elma, armut, ne de hamsi, istavrit, süt, yoğurt pahalı, bulunması zor gıdalar değildir. Badem, ceviz, fındık, yer fıstığı, Şam fıstığı, ayçiçeği ya da kabak çekirdeği dünyanın hiçbir ülkesinde bizim ülkemizde olduğu kadar bol ve ucuz olmasa gerekir. Mükemmel bir çay kültürümüz var. Narın, böğürtlenin, portakal ve mandalinanın, üzüm veya kavun karpuzun, şeftali ve kayısının en lezzetlileri, en ucuzları bizim topraklarımızda üretiliyor. Kıvırcık, lahana, soğan, sarımsak, salatalık, kabak, patlıcan, dolmalık ya da sivri biber bizim sofralarımızın sultanları! Ve bunlar sağlıklı yaşam tavsiyelerinin başında geliyor. Zeytin ve zeytinyağının bizim ülkemizdeki kadar güzel, yoğurdun, peynirin bizim ülkemizdeki kadar lezzetli ve ucuz, yumurtanın, bizim ülkemizdeki kadar bol olduğu pek az ülke var.
Diyetinizi çeşitlendirin
? İYİ hayatı destekleme amacıyla alacağınız beslenme önlemleri arasına şunları da eklemenizde fayda var: Diyetinizi mutlaka çeşitlendirin. Meyve ve sebzeleri seçerken daha çok antioksidan, vitamin, mineral kazanmak için taze, koyu renkli, doğal üretilmiş ve mevsiminde yetişmiş olanları tercih edin. Tam tahıllara, baklagillere -özellikle fasulye, nohut ve mercimeğe- sofranızda daha sık yer verin. Bu ürünler posa ihtiyacınızı karşılayacak, vitamin, mineral, antioksidan rezervlerinizi destekleyecek, sindirim sisteminizin daha iyi çalışmasını sağlayacak, kanserle, kolesterolle, şeker hastalığıyla, hipertansiyonla mücadelede bedeninize güç vereceklerdir. Hücrelerinizi korumak, yıpranmış olanları onarmak için kazanmak zorunda olduğunuz “temel aminoasitler”i içeren protein kaynaklarından da faydalanmayı ihmal etmeyin. Süt, yoğurt, peynir, balıklar, tavuk ve yağsız kırmızı et gibi hayvansal besinler bu ihtiyaçlarınızı fazlasıyla karşılayacaktır. Bu üç besin grubunu ağız tadınıza göre pişirebilir, çeşitli soslarla, yerel tatlarla cazip hale getirebilirsiniz.
Yanlış aşklara kapılmayın
KIYMALI bezelye, börülce, mercimek çorbası ya da salatası, kuru fasulye, nohut, bulgur pilavı yiyerek, arada bir sofranızı hamsi, istavrit, lüfer, tavuk, kırmızı etle çeşitlendirerek, çoban salatası, cacık, kıymalı sebze yemekleri, zeytinyağlılar, sütlü tatlılar ve benzeri güzel, sağlıklı alışkanlıklarımızdan vazgeçmeyerek, bu arada fast food yiyeceklerden, cipslerden, kolalı, şekerli, gazlı içeceklerden, tavada kızartılmış sebzelerden, kızartma yağların tekrar tekrar kullanılması gibi yanlışlardan, beyaz un, şeker ve benzeri “yanlış aşklardan” vazgeçerek sağlığınıza zannettiğimizden daha fazla katkıda bulunabilirsiniz.
Kaçamaklar yasak değil
? BU arada önemli bir noktayı daha hatırlatmakya fayda var: Kaçamak yapmak asla yasak değil! Ben kaçamakları zaman zaman hepimizin yaptığı “kırmızı ışıkta geçmeler” gibi düşünürüm. Kaçamaklar sevdiğiniz, özlediğiniz, yiyince keyif alacağınızı bildiğiniz, hatta yemek zorunda olduğunuz ama size ben dâhil hiçbir sağlık uzmanının tavsiye etmediği yiyecek içeceklerdir. İtiraf edeyim ki kaçamak yapmak bana göre de -ölçüyü kaçırmadıkça- iyidir. Ama bu kaçamakları zaman zaman yapmayı, ölçüyü fazla kaçırmamayı da ihmal etmeyin.
Prof. Dr. Osman MÜFTÜOĞLU
http://www.hurriyet.com.tr/
|