Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 22 Kasım 2024 Cuma
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  GÜNLÜK » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler


Sağlıklı kalmanın yolu sıvı tuz tüketiminden geçiyor

Sağlıklı kalmanın yolu sıvı tuz tüketiminden geçiyor. Sıvı tuz, tuzun doğal halidir. Katı tuz rafine edilirken tuzun içinde bulunan 84 maddenin 82'si ölüyor ve tuz tuzluktan çıkıyor.

İSTANBUL - Mahmut Grup Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Küçükdoğan, sağlıklı kalmanın yolunun sıvı tuz tüketiminden geçtiğini belirterek, "Sıvı tuz tuzun doğal halidir. Katı tuz rafine edilirken tuzun içinde bulunan 84 maddenin 82'si ölüyor ve tuz tuzluktan çıkıyor" dedi.

Sıvı tuz hakkında bilgi veren Küçükdoğan, tuzun ilk doğal halinin sıvı olduğunu ifade ederek, kurutulmuş tuzların sağlıklı olmadığını, açık havada bulunan tozların çevredeki toz ve zehirli gazlara maruz kaldığını söyledi.

Küçükdoğan, Çorum'da kaynaktan çıkan sıvı tuzu havayla temas etmeden depolayıp, şişelere doldurduklarını vurgulayarak, kurutulmuş tuzu, maruz kaldığı zararlı maddelerden kurtarmak için rafine işleminin uygulandığını ve bu işlem sırasında tuzun içinde bulanan 84 maddenin 82'sinin öldüğünü içinde insan sağlığına zararlı sodyum ve klor minerallerinin kaldığını dile getirdi.

Tuzları rafine ederken beyazlatmak, nemi önlemek ve tuzluklardan kolay akışını sağlamak için içine ekstra maddeler katıldığını anlatan Küçükdoğan, "Bütün bu işlemler soncunda tuz tuzluktan çıkıyor ve bambaşka bir hal alıyor. Biz de tuzu sadece tat olarak algıladığımız için aldığımız tadı tuz zannediyoruz. Oysa tuz bir tat değildir. Tuz insan sağlığı için sudan da önce bir numaralı gıdadır" dedi.

Küçükdoğan, insan vücudunda 36 milyar hücre olduğunu ve bu hücrelerin içinde de su bulunduğunu belirterek, "Suyun hücrelerin içine girebilmesi için vücutta doğal tuzun olması lazım. Doğal tuz olmazsa hücrelerin içine su girmez. Su girmeyince susuz kalınır. Mesela vücutta nedeni belli olmayan ağrılar vardır. Bunun sebebi hücrelerin içinde su kalmamıştır ve hücreler ağlıyordur. Aç bir çocuk nasıl ağlarsa içinde su olmayan hücrelerde ağlar. O da bize ağrı olarak yansır. 3-5 yıl sonra vücut oksijensiz ve susuz ortamda yaşama alışır ki bu hücrelere bugün tıpta 'kanser hücresi' deniyor" şeklinde konuştu.

Sıvı tuzu ilk gündeme getirdiklerinde çok garip sorularla karşılaştıklarını anlatan Mahmut Küçükdoğan, "İnsanlar 'tuzu erittiniz mi?' diye sordular. Hepimizin bildiği tuz kuru olduğu için sıvıyı algılamakta zorluk çekiyorlar. Binlerce yıl önce taşımada kolaylık olsun diye tuz kurutulmuştur. O dönemde hava ve ortam daha temizdi atmosferde bu kadar zehirli gaz yoktu. O yüzden kurutulan tuzlar herhangi bir zararlı maddeye maruz kalmıyordu. Ancak günümüzde böyle bir şey söz konusu değil. Doğada kurutulan tuz sağlıklı değildir bunu için rafine ediliyor ve insana zararlı bir ürün haline geliyor" ifadesini kullandı.

"Sıvı tuz fazla tuz alınmasının önüne geçiyor"

Mahmut Küçükdoğan, sıvı tuzun satışına belli marketlerde küçük ölçekte başladıklarını ve yıl sonuna kadar bütün marketlerde restoranlarda ve tüm sofralarda yer almayı planladıklarını söyledi.

Dünyada sıvı tuz üretiminin İspanya ve Japonya'da olduğunu anlatan Küçükdoğan, yurt dışında 12 ülke ile temas halinde olduklarını, numunelerini gönderdiklerini ve yıl sonuna kadar ihracat anlamında çok önemli sonuçlar elde edeceklerine inandıklarını kaydetti.

Katı tuzun yiyeceklere katıldığında ancak yüzde 20'sinin eridiğini dile getiren Küçükdoğan, "Erimeyen yüzde 80'lik tuz insanın midesinde eriyor. Sıvı tuz kullandığınızda katı tuzdan 5' te1 oranında daha az tuz alıyorsunuz. Yani sıvı tuz fazla tuz almanızın önüne geçiyor" dedi.

Sıvı tuzu gıdanın yanında kozmetik ürünlerde de kullandıklarına dikkati çeken Küçükdoğan, şunları kaydetti:

"Sıvı tuzu kendi üstümde de kullanıyorum. Belli aralıklarla sıvı tuzlu banyo yapıyorum, 15 dakika kadar sıvı tuzun içinde kalıyorum. Çıktıktan sonra sıvı tuzun üzerimde kuruması için 15 dakika dinleniyorum. Sonra tatlı suyla banyo yapıyorum. Müthiş bir zindelik hissediyorum. Akşam yatmadan önce sıvı tuzu yüzüme sürüyorum, sabah kalktığımda kalan malzemeyle peeling yapıyorum. Bu uygulamayı yaptığımdan buyana yüzümde kırışık ve leke kalmadı. Aynı şekilde muhasebe departmanımızda çalışan bir arkadaşımız babasını kaybettiğinde kurdeşen oldu. Bütün vücudunda yaralar çıktı, nereye gitse derdine bir çare bulamadı. Ben de kendisine sıvı tuzla banyo yapmasını tavsiye ettim. Belli aralıklarla sıvı tuzla banyo yapmaya devam etti ve bu sayede derdinden kurtuldu. Bunu görünce personelimizin de bu imkandan yararlanması için şirket içinde bir tuz odası yaptık. Personelimiz her tarafı tuzla kaplı odada içi sıvı tuzla dolu olan küvette 15 dakika kalıyor. Bir 20 dakikada şezlongda dinleniyor. Bu sayede çalışanlarımız bu kış bir kez bile grip olmadı ve hastalanmadı. Sağlıklı kalmanın yolu sıvı tuz tüketiminden geçiyor"

Küçükdoğan, üç yıldır tüm personelin gerek evlerinde gerekse şirket yemeklerinde sadece sıvı tuz kullandıklarını dile getirerek, bir insanın sıvı tuzdan 20 liralık tüketerek, bir yıllık tuz ihtiyacını karşılayacağını belirtti.  
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Ekleme Tarihi
15.06.2014
Ekleyen Kişi
Özgür Şevik

Etiketler: sağlık, tuz, sıvı tuz
Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız