‘Dengeli beslenmeye özen gösterilmeli’ “Tekseferde büyük porsiyonlar yerine, iftardan sonra birer saat ara ile her seferinde azar azar küçük porsiyonlar şeklinde beslenilmeli”
Bezmialem Vakıf Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Ayşe Güneş Bayır, Ramazan ayı süresince yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösterilmesi gerektiğini belirterek, tek seferde büyük porsiyonlar yerine, iftardan sonra birer saat ara ile her seferinde azar azar küçük porsiyonlar şeklinde beslenmenin uygun olacağını ifade etti. Ramazan ayı için beslenme önerilerine ilişkin yaptığı yazılı açıklamada Bayır, Ramazan ayını sıhhatli geçirebilmek ve orucun faydalı fizyolojik etkilerini yaşayabilmek için beslenme tarzına ve besin tüketimine dikkat edilmesi gerektiğini ifade etti. Bayır, kalbin dakikada 5,5 litre, ağır bir yemek sonrası ise 7-7,5 litre kanı damarlara pompaladığını, yemeklerden sonra bağırsaklardan geçen kan miktarının da dakikada yüzde 50 ile 300 kat arasında arttığını belirterek, oruçlu kişide kalbin dinlenip kuvvetlendiğini, kandaki fazla yağların yakılarak damar sertliği tehlikesinin azaldığını dile getirdi. Böbreklerin oruç süresince susuzluk sebebiyle zarar görmesinin söz konusu olmayacağına işaret eden Bayır, “Çünkü böbrekler, kişi az sıvı aldığı zaman atılacak sıvı miktarını azaltır, fakat atılacak zararlı madde miktarını azaltmaz. Bu nedenle idrar miktarı az ama yoğunluğu fazla olur. Böylece böbreklerin sulandırma ve koyulaştırma faaliyeti gerçekleşerek vücudun susuz kalması önlenir” ifadelerini kullandı. Kabızlık, mide yanması, uyku hali, unutkanlık, dikkatsizlik, baş dönmesi, baş ağrısı, kan şekeri düşüklüğü ve kilo artışı gibi sıkıntıları yaşamamak için Ramazan ayı için beslenme önerilerini yerine getirilmesi gerektiğini aktaran Bayır, şunları kaydetti: “Ramazan ayı süresince yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösterilmelidir. Oruç tutanların mutlaka sahur yapmaları sağlığın korunması açısından önemlidir. Sahur öğününü atlamak hem metabolizmanızı daha da yavaşlatacak hem de açlık süresini uzatacağından baş ağrısı ve kan şekeri düşüklüğü gibi sıkıntıların yaşanmasına sebep olacaktır. Kafein içeren içecekler yerine süt, meyve suyu, ıhlamur ve kuşburnu gibi bitki çayları tercih edilmelidir. İftar ve sahur arasında sık sık su içilmelidir. Günlük su ihtiyacımız 1,5-2 litre iken, sıcak aylarda bu gereksinim 2-2,5 litreye çıkmaktadır. Suyun yanı sıra taze sıkılmış meyve suları, az şekerli veya şekersiz meyve kompostoları, maden suyu, kavun, karpuz gibi sulu meyveler tüketilerek sıvı ihtiyacı karşılanabilir. İftara, peynir, domates, zeytin gibi kahvaltılıklar veya çorba gibi hafif yemeklerle başlanılması, 10-15 dakika sonra az yağlı et yemeği, sebze yemeği veya salatayla devam edilmesi uygundur. Yine enerji veren ancak kan şekerini dengeli bir biçimde yükselten besinler, yani beyaz ekmek, pirinç pilavı gibi glisemik indeksi yüksek olan gıdalar yerine tam buğday ekmeği, bulgur pilavı ve kepekli makarna gibi posalı besinler tercih edilmelidir.”
HIZLI YEMEKTEN KAÇINILMALI Ayşe Güneş Bayır, iftarda aşırı şerbetli, yağlı tatlılar yerine sütlaç, güllaç, muhallebi gibi sütlü tatlılar veya meyve tatlılarının tercih edilmesi gerektiğini belirterek, “Hızlı yemekten kaçınılmalı, yemekler yavaş yavaş ve iyice çiğneyerek yenilmelidir. Hızlı yemek ani mide gerginliğine, tansiyonun yükselmesine ve nörolojik hormonların hızlı salgılanmasına yol açar. Tek seferde büyük porsiyonlar yerine, iftardan sonra birer saat ara ile her seferinde azar azar küçük porsiyonlar şeklinde beslenilmelidir” önerisinde bulundu. İftar yemeğinden hemen sonra televizyon veya bilgisayar karşısına geçmek veya koltukta dinlenmek yerine biraz hareket etmenin ve kısa mesafeli yürüyüşler yapmanın sindirime yardımcı olacağına işaret eden Bayır, Ramazan ayında yemeklerin pişirilme yöntemlerinin de çok önemli olduğunu, özellikle ızgara, haşlama ve fırında yapılan yemeklerin tercih edilmesi; kavrulmuş, tütsülenmiş ve kızartılmış besinlerden uzak durulması gerektiğini ifade etti. Beslenme düzenindeki değişikliklere bağlı olarak oluşabilecek kabızlığı önlemek için yemeklerde kuru baklagiller, kepekli tahıllar ve sebze gibi lif oranı yüksek gıdaların, ara öğünlerde de taze ve kuru meyveler, ceviz, fındık, badem gibi kuru yemişlerin tercih edilebileceğini aktaran Bayır, iftardan 1,5-2 saat sonra hafif tempolu yürüyüş yapılarak yavaşlayan metabolizmanın hızlandırılabileceğini, bunun da sindirime yardımcı olacağını kaydetti. |