KOPENHANG - Dünya çapında karbon emisyonu 1992’den bu yana üçte bir oranında artarak yılda 30 milyon tona yükseldi. Eğer dünya genelinde enerji tüketimi bu hızla ve aynı kaynaklar kullanılarak devam ederse, karbon emisyonu 2050 yılına kadar iki katına çıkacak. Araştırmacılar 2050 yılına bu emisyonları yarı yarıya azaltmanın yollarını arıyor. Gerek yenilenebilir enerjilerin kullanımı olsun, gerek enerji verimliliği olsun bu alanda bir devrime ihtiyaç oyduğu kesin. Uzmanlar mucize bir çözüm olmadığını.
sadece rüzgar veya güneş enerjisi ile sorunun çözülemeyeceğini ifade ediyorlar. Tüm unsurların aynı anda harekete geçmesi gerekiyor. Bugün enerji, insan tarafından üretilen karbon emisyonlarının üçte ikisini temsil ediyor. Eğer dünya tüketimi aynı şekilde devam ederse, insanlar 2030 yılında 40 milyar ton karbon emisyonu gerçekleştiriyor olacaklar.
G-8 ülkeleri, Uluslararası Enerji Ajansı‘na (UEA) "Karbon emisyonu makul bir fiyata nasıl azaltılır?" sorusunu yönelttiğinde, UEA cevap olarak "450" adını verdiği senaryoyu sundu.
Çözüm için "450 ppm" senaryosunu öneren Enerji Ajansı, 2020 yılına kadar fosil yakıt kullanımında tepe noktasının aşılacağı ve emisyonların 2020 yılında 2007’ye göre yüzde 6 oranında artacağını öngörüyor. Buna karşın, 450 ppm’in altında kalınması için 2020 yılına kadar 3,8 giga ton emisyon indirimi gerekiyor. Bunun 1,6 giga tonunun Türkiye’nin de içinde bulunduğu OECD ülkeleri tarafından, 1 milyar giga tonunun ise halihazırda konuştuğu politikaların hayata geçirilmesiyle Çin tarafından gerçekleştirilmesi öngörülüyor. Peki karbon emisyonunun azaltılmasında atılacak başlıca adımlar neler. İşte 2030 yılı için karbon senaryoları:
Ekonomik enerjiler
Ekonomik enerjiler karbon emisyonu ile mücadelede en önemli silahlardan biri olarak ortaya çıkıyor. Uluslararası Enerji Ajansı‘na göre karbon salımının yarıya indirilmesinde gerek konutlarda gerekse ulaşımda ekonomik enerjilerin önemli rol oynayacağına dikkat çekiyor. Örneğin Fransa 2030 yılına kadar hane başına düşen enerji tüketimi beşte bir oranında azaltmaya hedefliyor. 2020 yılına kadar AB geneline yayılması planlanan "akıllı bilgisayarlar" konutlarda yüzde 5-15 arasında elektrik tasarrufu sağlayabilecek. Ekonomi enerjilerine yapılması gereken toplam yatırım tutarı yaklaşık 7.4 trilyon dolar.
Yenilenebilir enerjiler
AB ülkeleri başta olmak üzere yenilenebilir enerjilere yönelik yatırımlar dünya genelinde önemli bir artış gösteriyor. Uluslararası Enerji Ajansı 2030 yılında dünya genelinde elektrik üretiminin yüzde 9’unun rüzgar enerjisinden elde edilebileceğini belirtiyor. Yenilenebilir enerjilere yapılması gereken yatırım ise 2.7 trilyon dolara ulaşıyor.
Nükleere geri dönüş
Büyük yatırımlar gerektirmesine ve toplumun büyük bir bölümü tarafından eleştirilmesine rağmen, nükleer santraller karbon emisyonuna neden olmuyor. Nükleer santrallerini kapatma kararı almış olan Almanya ve İtalya, yeniden bu alana yöneliyor. 30 yıldır nükleer santral inşaatı gerçekleştirmeyen ABD de yeniden nükleere dönmeye hazırlanıyor. Nükleere yapılması gereken yatırım miktarı 616 milyar dolara ulaşıyor.
Havayı kirleten santrallerin kapatılması
Karbon emisyonlarının artmasında önemli bir rol oynayan eski santrallerin kapanması da alınması gereken önlemlerin başında geliyor. Özellikle havayı kirleten kömür santralleri bu konuda büyük bir role sahip. Uluslararası Enerji Ajansı‘nın senaryosuna göre özellikle Çin’deki kömür santrallerinin kapatılması karbon emisyonlarında yüzde 5 oranında azalma sağlayabilecek. Eski santrallerin kapatılması için gerekli olan yatırım miktarı101 milyar dolar.
Biyo yakıtlar
2000’li yıllarda moda olan ve özellikle ABD ile Brezilya’da yoğun bir şekilde kullanılan biyo yakıtlar, daha sonraki yıllarda çok fazla enerji tükettikleri, ormanlara zarar verdikleri ve gıda üretimini etkiledikleri için eleştirildi. Bugün kullanılan yeni biyo yakıtların karbon emisyonlarını yüzde 3 oranında azaltabileceği ifade ediliyor. Biyo yakıtlara yapılması gereken yatırım oranı ise 3.1 trilyon dolara ulaşıyor.
Hareketsizlik her sene 500 milyar dolara patlar
Avrupa Enerji Ajansı, her bir sektörü ve bölgeyi tek tek araştırarak gerçekleştirdiği çalışmanın sonucunda, küresel ısınmanın engellenmesi için 10 trilyon dolar yatırım yapılması gerektiğini ortaya koyuyor. Hareketsiz kalınacak her sene ise, bu miktara 500 milyar dolar eklenmesine neden olacak.
Stern raporu yeniden gündemde
Stern raporu, 2006 yılında iklim değişikliği için alınması gereken önlemleri ve bunların yol açacağı masrafları açıkladı. Bugün herkes bu konuda harekete geçilmesi gerektiğine inansa da, mücadelenin maliyeti ortak bir hareketin gerçekleşmesini engelliyor. İngiliz hükümeti tarafından iklim değişiminin ekonomik boyutunu hesaplamakla görevlendirilmiş olan Sir Nicolas Stern, aynı zamanda Dünya Bankası eski baş ekonomisti. Stern, iklim değişikliğine karşı hareketsiz kalmanın bir yıllık bedelinin dünya GSMH’nin yüzde 5’ine denk geleceğini açıkladı 2006 yılında yayınladığı raporunda. Stern aynı zamanda, en kötü senaryo durumunda bu oranın yüzde 20’ye kadar yükselebileceğini de ifade etti. Bunun aksine, karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik politikaların yıllık maliyeti dünya GSMH’sinin sadece yüzde 1’ine denk geliyor Karbon emisyonu makul bir fiyata nasıl engellenir?
http://www.dunyagazetesi.com.tr/ |