Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 25 Kasım 2024 Pazartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  GÜNLÜK » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

Dünya genelinde etkili olan domuz gribi salgınına karşı üretilen ve içindeki maddeler nedeniyle tartışmalara neden olan H1N1 aşısının, mevsimsel grip aşılarından farklı olmadığı öne sürüldü.

 
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halis Akalın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, grip aşısı yaptırmanın, bu hastalığın ve neden olduğu diğer komplikasyonların önlenmesi için en etkili yol olduğunu söyledi.

Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi de olan Akalın, İnfluenza (grip) aşılarının, “inaktif aşılar (canlı virüs içermeyen)” ve “canlı virüs içeren aşılar” olmak üzere 2 tip olduğunu, ayrıca aşıların, içinde “Adjuvan” bulunup bulunmamasına göre de iki gruba ayrıldığını belirterek, şöyle devam etti:
“Canlı virüs içeren aşılar içinde hastalık yapıcı etkisi oldukça azaltılmış az miktarda virüs bulunur ve bu aşılar burundan püskürtülerek uygulanır. İnaktif aşılar içinde ise virüsün hemaglütinin adı verilen bir parçası bulunur. Hemaglütinin virüsün solunum yollarına tutunmasını sağlayan yapıdır. Virüs solunum yollarına tutunamazsa hastalık oluşturamaz. Virüs cansız hale getirildikten sonra bu hemaglütinin yapısı alınarak aşı için (antijen olarak) kullanılır. Bu aşının uygulanmasından 7-10 gün sonra bağışıklık sistemimiz hemaglütinine karşı koruyucu proteinler (antikor) oluşturur. Bu koruyucu proteinler hemaglütinine bağlanarak solunum yolu hücrelerine virüsün tutunmasını engellerler ve böylece hastalıktan korunuruz.”

Prof. Dr. Akalın, tüm dünyayı etkileyen bir salgınla karşı karşıya olunduğu ve çok fazla kişiyi aşılamak gerektiği için daha az “hemaglütinin” kullanarak antikorun yeterli miktarda ve uzun süreli olmasını sağlamak amacıyla aşıların içine ayrıca adjuvan konulduğunu dile getirdi.

Adjuvanın aşının içindeki görevinin, hemaglütinine karşı daha uzun süreli ve yeterli miktarda antikor yapımının sağlanması olduğunu anlatan Akalın, uzun yıllardan beri aşıların içinde adjuvan kullanıldığını vurguladı.

En sık kullanılan adjuvanların “Alüminyum fosfat” ve “Squalene” olduğuna işaret eden Akalın, “Avrupa'da üretilen ve uygulanan aşıların çoğu bu adjuvanlardan birini içermektedir. Ülkemizde kullandığımız A gribi (H1N1) aşılarının içinde de adjuvan olarak 'Squalene' bulunmaktadır. Daha önce yaklaşık 40 milyon kişiye uygulanmış olan mevsimsel grip aşılarında da bu adjuvan kullanılmış ve önemli bir yan etki bildirilmemiştir” diye konuştu.

Akalın, çocukluk döneminde uygulanan bazı aşıların içinde de adjuvan olarak alüminyum fosfatın kullanıldığına dikkati çekerek, şunları söyledi:

“H1N1 aşısının içinde bulunan 'thiomersal' adlı koruyucu madde de genel olarak aşılarda koruyucu olarak bulunur. İnsana hiç bir zararının olmadığı bilimsel olarak gösterilmiştir. Yalnız bu aşıda değil birçok virüs aşısında koruyucu madde olarak uzun yıllardan beri kullanılmaktadır.” http://www.hurriyet.com.tr/yasasinhayat/13172175.asp?gid=245

Ekleme Tarihi
11.12.2009
Ekleyen Kişi
Kemal Erdoğan

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız