Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 25 Kasım 2024 Pazartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  GÜNLÜK » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

Uzun ömürlü olmak için uzmanlar çoğunlukla Akdeniz yaşam tarzını, zeytinyağını ve bol sebze tüketmeyi önerir.

Halbuki antik çağda Akdeniz'de her 100 kişiden ancak biri 60 yaşına ulaşabiliyordu. Yine eski çağlarda Romalı bir askerin ortalama ömrü 22 yıldı. 18. yüzyılda Avrupa'daki yaşam süresinin 25 yıl olduğu biliniyor. 19. yy'a gelindiğinde ise bu rakam 48 yıla çıkıyor. Şimdi dünya genelinde ortalama ömür 65 yaşı geçti.

Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre, insan ömrü, içinde bulunduğumuz yüzyılda 20 yıl uzadı. Kanser, salgın hastalıklar, stres ve depresyon gibi yeniçağ hastalıklarına rağmen çağımız insanı önceki nesillere göre daha uzun yaşıyor. Üstelik eskiden 65 yaş ve yukarısını görmek için kral, üst düzey devlet adamı veya filozof olmak gerekiyordu. Şimdi ise sıradan bir işçi bile 80-90 yıl yaşayabiliyor.

Yaş 60: Ne emekliliği daha yapacak çok işiniz var!

Çok değil bundan 15-20 yıl önce 60 yaşında biri yaşamını yitirince "iyi yaşadı" diye bakılırdı. Şimdi "genç öldü" diye üzülüyoruz. Geçtiğimiz hafta vefat eden Ömer Lütfi Mete için sevenleri "erken öldü" diye üzüldü. Yaşamının en verimli döneminde, 59 yaşında hayata veda etti ünlü yazar. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre yazarın yaşlı sıfatını bile hak etmesi için daha bir senesi vardı. Çünkü yaşlılık için 60-74 yaş arasını uygun görüyorlar. Örgütün 2002 yılında hazırladığı raporda 75-89 yaş aralığı ileri yaşlılık, 90 yaş ve yukarısı ancak ihtiyarlık olarak tanımlanıyor. Dolayısıyla 'yaşlandım, torun torbaya karıştım, çok şükür emekli maaşım da var' deyip sallanan sandalye üzerinde uyuklamayı düşünmeyin. 50 veya 60'lı yaşlardaysanız, Allah'ın izniyle daha yapacak çok işiniz ve yaşayacak çok gününüz var, söyleyelim.

Yaşlılık sendikası kurulacak

Teknolojinin getirdiği kolaylıkların, sağlık alanında yaşanan gelişmelerin yaşam kalitesini artırdığı, ömrü uzattığı bilinen bir gerçek. 1998'den beri dünyada 60 yaş üstü insan sayısı, çocuk sayısına göre daha çok artıyor. Çünkü, doğum oranı ve ölüm azalıyor. 2050 yılına gelindiğinde 2 milyar insanın 60 yaş üzerinde olacağı tahmin ediliyor. Bu kalabalık nüfusun hepsinin birden emekli olduğunu düşünmek bile hükümetleri endişelendiriyor. Birincisi, onlar oturursa kim çalışacak? İkincisi bu büyük kalabalığın canı sıkılırsa ne olacak? Bu sebeple hükümetler ve sağlık örgütleri yaşlılarla ilgili harıl harıl çalışıyor.

Yaşlılara özel yasalar hazırlanıyor. Mesela birçok işkolu için yaş sınırlaması kaldırılacak. Yaşlılar için çalışma hakları belirlenecek. Hatta devletlerin destekleyeceği "yaşlılık sendikaları" kurulacak.

Yaşlılık algısı değiştirilecek

Tabii tüm bunlardan önce zihinlerdeki yaşlılık algısını değiştirecek, zihniyet devrimine ihtiyaç var. Burada kastedilen 50 yaşında olup 25 yaşında gözükmeye çalışmak değil, insanların "60-70 yaşına geldim" diyerek hayattan elini eteğini çekmesine mani olmak. Yaşlılığın bir hastalık, kusur olarak görülmesini engellemek.

Türkiye'de yaşlılık algısının değişmesi için hem hükümet hem de Yaşlılar Platformu birçok çalışma yapıyor. Platform "yaş 70, iş bitmiş" anlayışına karşı. Yaşlı veya ihtiyar tanımlamasını da kullanmıyorlar. 60 yaş üstü insanlara "kıdemli vatandaş" diyorlar ve hâlâ sosyal hayat içinde olan, çalışmaya devam edenlere plaket veriyorlar.

Türkiye Yaşlılık Platformu Koordinatörü Ali Necati Doğan, "Yaşlanmak bir kusur ve eksiklik değil. 60 yaşını aşmak 'artık yaşamayı hak etmiyorum, hastayım, ölmek üzereyim' düşüncelerine kapılmaya sebep olmamalı. Sağlıklı, dinç ve hem kendisine hem de çevresine faydalı insanlar olunabilir." diyor.

Hacettepe Üniversitesi Geriantrik Bilimi (yaşlılık bilimi) Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Yeşim Gökçe Kutsal ise istatistiklere bakılırsa geleceğin sadece çocukların değil, yaşlıların da olduğunu söylüyor.

Üretken yaşlılığın yolu sağlıklı yaşlanmadan geçiyor

Kilo verin. Çünkü ekstra kilolar kalbinizi ve hayati önem taşıyan organlarınızı tehlikeye sokar. Şeker ve kansere sebep olur.

Yeni şeyler öğrenin. Satranç, yeni bir dil ve fotoğrafçılık... Çünkü yeni bilgi ve beceriler beyinde yeni hücre oluşmasını sağlıyor.

Form tutun. Düzenli egzersiz kalp, kolon kanseri, şeker, hatta alzheimer gibi hastalıklara karşı koruyor. Yürüyüş, yüzme, dans, bahçe ve ev işleri bile form tutma için yeterli.

Sosyalleşin, arkadaş toplantılarına gidin. Pikniğe katılın. Araştırmalar yapın. Yeni dostlar, arkadaşlıklar kurun. Aile ilişkilerinizi geliştirin. Arkadaşlarınızla yemek yiyin.

Stresi azaltın, farklı aktivitelere katılın.

Sağlıklı beslenin. Her gün meyve ve sebze yemek, hücrelerde meydana gelen yaşla bağlantılı tahribatı önlüyor.

 

http://www.ekoayrinti.com/

Ekleme Tarihi
12.12.2009
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız