Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 25 Kasım 2024 Pazartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  GÜNLÜK » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

O bir bitki avcısı... Bazen bir bitkiyi bulmak için günlerce dağları dolaşıyor, bu uğurda birçok tehlikeyi göze alıyor.

Hiç şüphesiz bizim farkına bile varmadan üzerine basıp geçtiğimiz bir bitkiyi o sanki bir define bulmuşçasına eline alıp laboratuvarına götürüyor. Bizim ot dediğimiz şey onun lügatinde "bitki topluluğu." Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Botanik Anabilim Dalı Başkanı Ali Çelik'ten bahsediyoruz. 1994'ten beri aynı üniversitede tıbbi bitkiler üzerine çalışmalar yapan Çelik, bitki sosyolojisi ve ekolojisi üzerine ulusal ve uluslararası birçok makalesi bulunan, bu alanda sempozyumlarda tebliğler sunan bir akademisyen. Değişik bitkilerin kimyasal özellikleri ve biyolojik aktiviteleri üzerine çalışan bitki avcısı bilim adamı, değişik kuruluşlar tarafından desteklenen birçok projeyi yürütüyor. Türkiye'deki bitkilerin tedavi edici özelliği üzerine mevcut doğru bilgileri toplayarak kayıt altına alan Çelik, bunların sağlık alanında yapılacak buluşların temelini oluşturabileceği inancında.

Hakkari, Artvin, Kars, Erzurum, Ağrı bölgesi dışındaki bütün dağları dolaşan ve binden fazla bitkiyi bir bakışta tanıyacak kadar konunun uzmanı olan Çelik, bizim ot diye baktığımız şeyi canlı olarak görüyor. Doğada her bir bitkinin bir görevi olduğunu belirten Çelik'e göre modern tıp ile alternatif tıbbın artık işbirliği yapma zamanı gelmiş. Tıp fakültelerinin bununla ilgili araştırma birimlerinin kullanılması ve tıp doktorlarıyla bu bilgilerin paylaşılıp deneylerle desteklenmesi gerektiğine inanan Çelik, son zamanlarda televizyonda bitkiler üzerine konuşan kişilerin işi bilmelerinden ziyade pazarlamasını iyi yaptıklarını söylüyor. "Halk dertli olduğu için bunlara sarılıyor. Bu kişilerin duyguları suistimal edilmemeli. Mesela lahanayı yıllardır tüketiyoruz ama birisi deyince herkes haftada bir tüketiyorsa bu kez çuvalıyla tüketmeye başlıyor. İlaçlar gibi bitkilerin de toksin etkisi vardır. Glikoliz içeren bitkiler var. Defnenin yaprağı faydalı, meyvesi zehirlidir. Kekik faydalı diyoruz ve gece gündüz içmeye çalışıyoruz. Fazla içildiğinde kimyasal maddeleri vücuda zararlı etki yapar. Günde bir bardak içilmesi gerekir." diyor.

Aktarlar sertifikalı olsun

Hepimizin sıkça uğradığı aktar dükkanlarının denetlenmediğine dikkat çeken Çelik, aktarlar için bir eğitim programı ve sertifika zorunluluğunun şart olduğunu dillendirerek şunları söylüyor: "Meslek yüksekokulları bünyesinde bununla ilgili programlar açılıp sertifika verilmeli. Aktarları geziyorum. Birçok bitkinin bilimsel adı yanlış; yalan yanlış bilgiler mevcut çoğunda. Tipik bitkilerde bile hata var. Çuha çiçeği yağı MS hastalığında kullanılan bir madde. Kuzey Avrupa orijinli bir bitki, bizde de var ama bu etkili maddeyi içermiyor. İkisi farklı şeyler. Hiçbir etkisi olmaz yani bu alanda tedavi almak isteyenler için. Saf zeytinyağını renklendirici ile çoğaltıp koysam şuna iyi geliyor desem bunun denetimi yok. Bunun içerisinde gerçekten o bitki var mı yok mu bunun bir standardı yok." Ve sıkı durun, ciddi bir uyarı: "Piyasada satılan bitkisel ürünlerin yarısı yanlış ve etkili değil." [email protected]

***

Bir bitki her şeye iyi gelemez

1,5 senedir gastrit hastalığı için çalıştığımız bir ürün var. Yakın zamanda ilaç haline getirebiliriz. Birçok aktarda yıllardır bekleyen bitkiler var, oysa etkisi 1 yıldır. Onu alıp tüketseniz de etkisi olmaz ki? Toplumun genel problemi şeker, tansiyon, böbrek rahatsızlığı, kolesterol, kanser, prostat, kalp ve romatizma ise diyelim 'altınotu bunun hepsine iyi geliyor' diyor. Isırganı da öyle satıyorlar. Bunlar yanlış.

Kereviz ve enginarı mutlaka tüketin

Günde en az bitkisel kaynaklı bir karışım içiyorum. Aromatik bitkileri karıştırıp içiyorum. Meyve kabuklarından çay yaparım, gelen arkadaşlara ikram ederim. Sabah mutlaka bal, ceviz ve peynir yerim. Akşamları mutlaka sebze yemeği yerim. Isırgan yemeklerini, ebegümecini ve iğnelik otunu sürekli kullanırım. Kereviz ve enginarın mutlaka tüketilmesi lazım. Karaciğerdeki enzim arızasını enginar giderir.

Poşet doğal çaylar ne derece doğal?

Firmalar o kadar bitkiyi nereden buluyor, nasıl toplatıyor, nasıl kurutuyor? Gerçekten o, o bitki mi? Bunların da araştırılması lazım. Toz halinde olduğu için fiziksel olarak ayırmak zor. Almanya, Hollanda, İsviçre, Amerika bu konuda çok iyi ve denetim sağlam. Biz topladığımız doğal bitkilerin ticaretinde de zayıfız. Türkiye'de 12 bin tür bitki var ama biz yeterince faydalanamıyoruz maalesef.

Çöven bitkisine yatırım yapılmalı

Araştırma ve deneylerimiz sonucunda piyasada satılan antibiyotiklerden daha etken olan bir bitki bulduk. Bunu patentini aldıktan sonra açıklayacağız. Ayrıca çöven bitkisi projesi üzerine çalışıyoruz. Tekstil sanayiinde, helva ve dondurma yapımında, ilaç ve kozmetik sanayiinde, yangın söndürme tüpünde ve altının parlatılmasında kullanılıyor. Çiftçilere önerilerimiz olacak, çünkü ekonomik bir ürün ve getirisi çok yüksek.

Yeme-içme ile kimse zayıflamaz

Yeme içme ile insan zayıflamaz. Zayıflamanın en güzel yönü düzenli yemek ve spor yapmaktır. Şu ilacı kullandım zayıfladım, sonra vücudum bozuldu diyen birçok kişi var. Sıfır beden olacağım diye insanın morfolojisi değişiyor. Sirke, yoğurt, peynir tüketilmeli.

 

http://www.zaman.com.tr/

Ekleme Tarihi
20.12.2009
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız