Würzburg Üniversitesi, Almanya'nın önde gelen bilim yuvalarından birisidir. Bu üniversitenin bilim adamları, 2009 hakkında en fazla konuşulacak ilaç etkili bitkinin 'Fenchel' (rezene) olacağını açıkladı. Halen üzerinde çok sayıda araştırma yürütülen rezene bitkisinin yapısında, tıp literatüründe ismi geçmeyen onlarca kimyasalın olduğu varsayılıyor. Ülkemizde pek tanınmayan, ancak Akdeniz mutfağında sıkça kullanılan rezene bitkisi, şimdilerde çay gibi kaynatılıp içiliyor. Rezene bitkisi şaşırtıcı oranda folik asit, betakarotin, kalsiyum, magnezyum, hayati öneme sahip değişik yağlar, C, D vitaminleri, enzimler içeriyor. Böylesine zengin kimyasallar içerdiği için de damar ve kasların sağlıklı bir şekilde çalışmasına katkıda bulunuyor. Ege ve İtalyan mutfağında çok kullanılan rezenenin, sık kullanıldığı takdirde kadın memesindendeki süt bezleri ve damar sistemini sağlıklı tutarak kanser riskini minimuma indirdiği ifade ediliyor. Tarım ürünü olarak da yavaş yavaş piyasaya sürülmeye başlayan rezene doğada bol miktarda yetişiyor. Doğal olarak yetişenindeki kimyasalların sayısı ve tedavi etkisi yüksek oluyor. Sindirim ve dolaşımın yanı sıra sinir sistemi üzerinde de olağanüstü olumlu etkisi olan rezene, gerçekten de 2009 yılının bitkisi olacağa benziyor. Bu konuda tereddüdü olanlar, fazla değil, bir hafta müddetle rezene çayı içip, rezeneyle yapılmış, balık buğulaması yedikleri takdirde, organizmalarında meydana gelecek, olumlu gelişmeleri görüp, rezene fanatiği olabilirler. Tıpkı benim gibi diyeyim, gerisini anlayın... Not: Cambridge Üniversitesi tarafından yürütülen araştırmaya göre, haftada üç defa bol rezeneli balık buğulama yiyen şeker hastalarının böbrek fonksiyonları sağlıklı hale geliyor.
KESME BİÇME YOK Yaşı otuzun altında bulunan kadın veya erkek herkes, ömür boyu otuz yaş altındayken sahip oldukları cildi muhafaza edebilecekler. Biraz bilmeceye benzeyen girişi, isterseniz anlaşılır hale getirelim: Diyelim ki 28 yaşındasınız ve o yaştaki cildinize, 50, 60, 70 yaşında da sahip olmak istiyorsunuz. Eğer, bu işin Ajda Pekkan örneği kesip, biçme ile olabileceğini veya tehlikeli hormon girişimleri ile kısa bir süreliğine gerçekleşeceğini zannediyorsanız, yanılırsınız. İtalya'da Ospedale San Filippo uzmanlarından Dr. Maurizio Valeriani ve arkadaşları kesme, biçme veya hormon olmadan bu işi yapmanın yöntemini bulduklarını kısa bir süre önce şöyle açıkladılar; '.. Cildin gerginliğini ve diriliğini kollajen adı verilen bir madde sağlar. Bu madde ise, fibroblast adı verilen, bağ dokusunun temel hücreleri tarafından üretilir. Yaş ilerledikçe deriyi gergin ve diri tutan maddelerin hem miktarı, hem de kalitesi düşer. Biz, kulak arkasındaki deriden bir miktar alıyoruz. Sonra bundaki fibroblastları özel bir teknikle, istenilen zamanda kullanılmak üzere, yine özel bir yöntemle dondurup, muhafaza edilecek hale getiriyoruz. Kişinin kendine ait bu fibroblastları istenilen bir zaman kesitinde kullanılacak hale getirip, mesela 40 yaşında deriye enjekte ettiğimizde, o deri 28 yaşındaki gibi gergin ve diri hale geliyor. Çünkü, o fibroblastlar 28 yaştaki kalitede kollajen üretiyorlar. Geliştirdiğimiz bu sistemi, San Marino'da yapılan 'di Chirurgia Plastica, Dermatologia e Medicina Estetica' kongresinde uzmanlara bütün detay ve uygulama yöntemleri ile sunduk'. Düşünün bir; ömür boyu, 30 yaş altındaki cilde istediğiniz an, bir iki injeksiyonla sahip olacaksınız, muhteşem değil mi?
gunes.com |