Bu karar ile iklim, toprak, topoğrafya, arazi sınıfları ve kullanım şekillerine dayalı verileri değerlendiren bakanlık yetkilileri 30 farklı tarım havzası belirledi. Ayrıca 30 yılı aşkın sürede elde edilen veriler ile havzaların özellikleri ve ürünlerin talep durumlarına göre havzalarda yetiştirilebilecek en uygun ürünleri de belirlediler.

Bu çalışmanın beş temel amacı vardı:

- Arazinin verimli ve sürdürülebilir kullanımı,

- Tarımsal planlama ve desteklerin ekonomik yönetilmesi,

- Üretim, tüketim, dış ticaret ve tarıma dayalı sanayinin ihtiyaçları gözetilerek talep projeksiyonlarının oluşturulması,

- Üretimin sektör ihtiyaçlarına göre planlanması,

- Çiftçi gelirinin artırılması.

Geçtiğimiz hafta ise bu çalışmanın ikinci ayağı olan destekler ve miktarları Tarım Bakanlığı tarafından açıklandı. Daha önceleri bütçe mayıs-haziran aylarında belirlendiğinden, destekler temmuz-ağustos aylarında açıklanmaktaydı ve bu zamanda ürünler hasat edilmiş oluyordu. Bu yıl ilk defa, tüm ürünlerde birime destek miktarları 2010 yılının ilk ayında

açıklanmış oldu.

Yıllardır sözü edilen ancak bir türlü gerçekleştirilemeyen, destek miktarlarının üretime başlamadan önce açıklanması hususu ilk defa bu yıl gerçekleşmiş oldu. Böylece çiftçimiz hangi ürün için ne kadar destek alacağını bilerek üretim planlamasını da buna göre yapabilecek durumda artık.

Bakanlık tarafından açıklanan bilgiye göre 2009 yılında 4 milyar 938 milyon TL olan destekleme bütçesi, 2010 yılında 5 milyar 605 milyon TL olarak belirlenmiş ve bu durumda artış da % 13,5 oranında olmuş. 2011 yılı için ise bütçe % 5.2 oranında artış ile 5.897 milyon TL olarak planlanmış.

2010 yılı için 2009 yılında uygulanan desteklemelerin hepsine devam edilmekte ve bazı kalemlerde de artış gerçekleştirilmekte. En büyük artış % 122,2 ile tarım danışmanlığı desteğine yapılmış durumda. Diğer bazı önemli

artışlar ise organik tarım ve iyi tarım uygulamaları için % 7 ile % 33, tiftik ve ipekböcekçiliğine verilen desteklerde ortalama % 25, yağlı tohumlara verilen prim desteği için % 10-29 oranlarında oluşmuş durumda.

Bir başka önemli konu ise devlet destekli tarım sigortası uygulamalarına "Sel ve Su Baskını Riski" eklenmesidir ki bu riskler çiftçimizin en sıkıntılı olduğu konulardan biridir ve sigorta kapsamına bu risklerin ilave edilişi çok doğru bir uygulamadır.

Önceki yıllarda desteklerin ödeme zamanı kasım-aralık aylarına ve hatta daha sonraki yıla bile sarkabiliyordu. Tarım Bakanlığı tarafından açıklanan bilgilere göre bu yıl desteklerdeki hak edişlerin % 60,4'ü yani 3.388 milyon TL, ilk üç ay içinde nakit olarak çiftçimize ödenecek. 2010 yılının ilk yarısında ise desteklerin % 92,2'si olan 5.166 milyon TL tarım üreticilerine ödenmiş olacak.

Bu tabloda destekleme oranları bize göre yeterli olmasa da, hükümet tarım sektörümüzde olumlu ve programlı adımlar atmakta. Bu arada belirtmekte fayda görmekteyim ki "Bu adımlar AB Tarım Müzakereleri kapsamında atılmaktadır."

Her ne gerekçe ile yapılırsa yapılsın ülkemiz ve insanımız için yapılan her olumlu çalışmayı desteklemeli ve bizler de üzerimize düşen görevleri yerine getirmeliyiz. Bence bu çalışmada en önemli eksiklik, tüm bu destekleri kullanacak olan çiftçilerimizin bilinçlendirilip, eğitilmesi konusudur.

Ayrıca elde edilecek tarım ürünlerinin geliştirmesi ve sonrasında doğru bir şekilde işlenmesi de diğer önemli konulardandır. Yapılmış ve yapılacak tüm bu düzenlemelerin doğru uygulanabilmesi durumunda "Türkiye gelecek yıllarda tarım sektöründe büyük gelişim gösterebilir."

http://sizdensize.milliyet.com.tr