Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 25 Kasım 2024 Pazartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  GÜNLÜK » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

GÜNEŞLİ bir cumartesi sabahı “Türk kahvesi”ne gönül vermiş bir grup insanla konuşuyorum.

Masanın etrafında Merve Gürsel, Ahmet Örs, Atom Damalı, bir zamanlar İstanbul’da fırtına gibi esmiş olan John’s Coffee zincirlerinin eski sahibi John Sytmen var.

Hepsi “Türk Kahvesi Kültürü ve Araştırmaları Derneği”nin üyeleri.

Bu derneğin adını iyice not edin. Zira bundan sonra faaliyetlerini çok duyacaksınız.

2008 yılında kurulmuş olan derneğin başkanı Merve Gürsel.

Üyeler arasında olan Mutfak Sanatları Akademisi’nden Mehmet Arsel, Osman Serim o gün aramızda yok.

“Neden böyle bir dernek” diye soruyorum.

“Türk kahvesi kültürü kayboluyor. Bir Türk markası olmasına rağmen lobisi yok, sponsoru yok. Avrupa’nın birçok ülkesinde ve hatta ABD’de Yunan kahvesi diye biliniyor” diyor Ahmet Örs.

İLK KAHVEHANE 1554 YILINDA

Gerçekten kahve kültürümüzün büyük bir bölümünü yitirdik.

Anneannemin kahveyi öğütmek için kullandığı, pirinç silindir değirmen evimin bir köşesinde hoş bir anı.

Pişerken tüm eve yayılan o kahve kokusu da yok artık. İşi iyi bilene düşerseniz köpüklü kahve şansınız olabilir.

Oysa Türkiye, dünyada kahveyi ilk içen ülkelerden biri.

Yemen ve Etiyopya’dan gelen kahve çekirdekleri sayesinde bu topraklarda 1554 yılından beri kahve içiliyor ve ilk kahvehaneler bu tarihe dayanıyor.

Bugüne gelince bakıyorsunuz bizden başka herkes Türk kahvesi’ne sahip çıkıyor.

John Sytmen ilginç bir hikâye anlatıyor bununla ilgili.

“Avrupa Gurme Kahve Derneği’nin kurucusu Norveçli Alf Kramer’in düzenlediği uluslararası yarışmada, Türk kahvesi kategorisinde ilk yarışanlar Yunanlılar ve Ruslar.

Hadi Yunanlıları anladım ama neden Ruslar?

YUNAN KAHVESİ ÖNE GEÇTİ

Ancak “Türk Kahvesi Kültürü ve Araştırmaları Derneği” kurulduktan sonra, dernek tarafından eğitimden geçirilen biri yarışmaya katılıyor ve üçüncü oluyor.

Ahmet Örs’e göre, 1960’lardan sonra ortaya çıkan Yunan kahvesi’nin standartları bizim kahveden daha iyi.

Yunanlılar bu işe hem sahip çıkmış, hem sistematik bir şekilde geliştirmiş. ABD’deki Türklerin dahi “Yunan kahvesi” dediklerini iyi biliyorum.

Yıllardan beri bu işe gönül vermiş olan Sytmen bakın ne diyor?

“Dünya kahvede de yenilik arayışı içerisinde. Her şey denendi bugüne kadar. Filtre, expresso vesaire. En son da Nespresso çıktı. Şimdi sıra Türk kahvesine geldi. Uluslararası pazarda kahvemizin parlak bir geleceği var.”

Türk kahvesi dünyada zaten yaygın olarak içiliyor.

Japonya’dan, Ortadoğu’ya ve Kuzey Afrika’ya kadar geniş bir coğrafyada, değişik tat ve kokularla karşınıza çıkıyor.

SORUN TAZELİĞİ KORUMADA

Şimdi buna öncelikle bilimsel bir standart getirmek (kahve tipi, kavurma tekniği, öğütme derecesi, köpük, kıvam vesaire) ve dünyaya “Türk kahvesi” markasıyla kaliteli bir ürün sunmak derneğin hedefleri arasında.

Sektördeki sorunların çözümüne de katkıda bulunmak başka bir hedef, Türk Kahvesinde en büyük dert tazeliğin korunması.

Kahve çekirdeğini kavurduktan sonra çekirdek olarak 7 gün koruyabiliyorsunuz. Ama öğütmeye başladığınız andan itibaren tazeliğini kaybediyor.

İtalyanların expresso için çekirdekleri anında öğüttükleri bir makinenin benzeri Türk kahvesi için yolda.

İzmirli Toper şirketi geliştiriyor bu makineyi. Bir süre sonra Türk kahvesi ısmarladığınızda yeni öğütülmüş çekirdeklerle, taptaze bir kahve yudumlayabileceksiniz.

Dernekle ilgili bilgilere www.turkkahvesidernegi.org adresinden ulaşmak mümkün.

Haremlique öncü bir marka

MERVE Gürsel kahve ile ilgili sohbetimizden söz edince bir diğer Türk kahvesi tutkunu Caroline Koç’tan bir e-posta geldi.

Koç, geçtiğimiz yıl “Haremlique” markasıyla piyasaya sürülen Türk kahvesiyle ilgili çalışmalarını anlatıyor.

“Türk Kahvesi Kültürü ve Araştırmaları Derneği” üyelerinin övgüyle değindikleri “Haremlique” kahvesi, en iyi kalite çekirdeklerden öğütülüyor ve özel bir şekilde kavruluyor.

Tarçın, damlasakızı gibi doğal aromalarla çeşitlendiriliyor.

Sade, az şekerli ve orta olarak hazırlanıyor.

En önemlisi tazeliğini koruması için 7 gramlık tek pişirimlik küçük poşetler halinde paketleniyor.

Bu küçük poşetler Türkiye’de bir ilk.

Haremlique markası halen Beymen mağazalarında, Harvey Nichols, Haremlique Akaretler’de ve bazı otellerin hediyelik eşya mağazalarında satılıyor.

Caroline Koç e-postasında, “Çok az tanıtımımız olmasına rağmen kahvede yaptığımız yenilikler büyük ilgiyle karşılanıyor. Şimdi tiryakileri var” diyor.

 

Gila Benmayor

http://www.hurriyet.com.tr/

Ekleme Tarihi
02.05.2010
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız