Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 25 Kasım 2024 Pazartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  GÜNLÜK » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

İçerdiği mineraller ve vitaminlerle sağlık veren semizotu, birçok özelliğinin yanısıra sinirleri de dinlendiriyor.

Bursa Uludağ Üniversitesi (UÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Baş Diyetisyeni Sevinç Yetişen, beslenmede önemli bir yeri bulunan sebzelerden semizotunun, sahip olduğu mineral ve vitaminlerle sağlık verdiğini belirtti.

Yetişen, yüksek oranda lif içerdiği için kabızlığa iyi gelerek bağırsakları yumuşatan semizotunun, vücudu mikroplara ve soğuk algınlığına karşı da koruduğunu belirterek, semizotunun beyin yorgunluğuna da iyi geldiğini vurguladı.
Bu sebzenin sinirleri dinlendirip, uykunun düzene girmesine de yardımcı olduğunu anlatan Yetişen, şöyle konuştu:

“Kanı temizleme etkisiyle kanın üre ve benzeri maddelerden temizlenmesini sağlar. İdrar söktürerek böbreklerdeki kum ve taşın dökülmesini kolaylaştırır. İçerdiği omega-3 sayesinde kalp sağlığı için de önemlidir. Devam eden araştırmalarda gut hastalığına, baş ağrısı ve bedendeki diğer ağrılara iyi geldiği saptanmıştır. Yaşlılar, midesi hassas olan kişiler ve şeker hastalarına da faydalı olan semizotu, düşük kalorisi sayesinde formda kalmaya yardımcı olarak, zayıflamak isteyen kişiler tarafından da rahatlıkla tüketilebilir. Madensel tuzlar ve vitaminler yönünden oldukça zengin olan semizotu nisan, mayıs ve haziran aylarında haftada 3-4 kez tüketilmelidir.”

Koyu yeşil yapraklı olanları tercih edilmeli

Yetişen, semizotunu satın alırken, yapraklarının koyu yeşil ve diriliğini kaybetmemiş olmasına dikkat edilmesi gerektiğine de değinerek, bitkinin tepelerinde tohum olmamasına özen gösterilmesini önerdi. Toprağa fazla yakın bir bitki olan semizotunun tüketilmeden önce iyi yıkanması ve çok çamurlu ise sirkeli suda bekletilmesi gerektiğini ifade eden Yetişen, şöyle devam etti:

“Semizotu, elle bıçak kullanmadan parçalanmalıdır. Parçalanan semizotu bekletilmeden sıcak ortamla temasa getirilerek C vitamininin kaybına yol açan askorbik asit oksidaz enzimi yok edilmelidir. Doğal rengini korumak için, oksidasyona fazla olanak sağlamadan kısa sürede pişirilmelidir. Fazla suda, uzun süre pişen sebze çok yumuşar, ezilir. Bu durum yemeğin görünümünü de etkilediği gibi fazla kaynatıldığında besin değerinde de kayıplar oluşur. Semizotu kaynama derecesindeki ısıda fazla karıştırmadan, çok az sıcak su konarak pişirilmeli ve pişme suyu asla atılmamalıdır. İçerdiği kuzukulağı asidi nedeniyle mayhoş bir tada sahip olan semizotunun küçük, yuvarlak yeşil yapraklarının yanı sıra körpe sapları da yenmelidir.”
Yetişen, semizotunun kıymalı ve zeytinyağlı olarak pirinçle pişirilerek yemeği yapıldığı gibi, yapraklarının çiğ halde limon ve zeytinyağı eklenerek ya da üzerine sarımsaklı yoğurt dökülerek salata şeklinde de tüketilebildiği söyledi.

 

http://www.hurriyet.com.tr/

Ekleme Tarihi
31.05.2010
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız