Köşe yazarınız tarımdan anlamaz. Tarım sektörüne ilişkin verilere de pek bakmaz. Bu cahilliğine karşın yine bir cesaret geldi kendisine. Tarım sektörünün yarattığı katma değer ve istihdam hakkında bir şeyler karalamak istedi. Olamaz mı? Valla anlaşılan olacak gibi.
2009 yılındaki gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH) tarım alt kalemi, yani tarımda yaratılan katma değerin 2009 yılındaki değeri ile 1998 yılındakini karşılaştırınca ortaya çıkan şu: 11 yılda sadece yüzde 11.5 oranında artış var.
Farklı bir ifadeyle bu dönemde tarım katma değeri her yıl ortalama yüzde 1 oranında artmış. Oysa aynı dönemde tarım dışında yaratılan katma değerin yıllık ortalama artış hızı yüzde 3.2 olmuş. Dönemi kısaltınca tarım sektöründeki olumsuz gelişme daha da belirginleşiyor. 2005-2009 dönemindeki yıllık ortalama katma değer artışı yüzde 0.5’e düşüyor.
2008’de ve 2009’da bunun tam tersi gerçekleşiyor. GSYH’nin tarım dışında kalan kısmı 2008 yılında sadece yüzde 0.3 oranında büyüdü. 2009 yılında ise yüzde 5.6 oranında küçüldü. Aynı dönemde ise tarımdaki büyüme sırasıyla yüzde 4.3 ve 3.6 oldu. Hemen bir uyarıda bulanayım: Bu farklılık sadece bu döneme özgü değil.
Evet, 1998-2009 döneminde ortalamada tarımsal katma değer artışı diğer sektörlerin çok altında kalıyor, ama 2000, 2002 ve 2005 yıllarında da önemli katma değer artışları var tarımda. 2010’un ilk çeyreğinde ise yine zıt bir gelişme gerçekleşti. Bir yıl öncesinin aynı ayına kıyasla tarım sektörü küçülürken, tarım dışı sektörlerde büyüme gerçekleşti.
Bu durumda ilk saptamamız şu oluyor: Önemli dalgalanmalar gösterse de on bir yıl gibi uzun sayılabilecek bir döneme bakıldığında, tarımda işlerin yolunda gitmediği anlaşılıyor. Bu dönemdeki nüfus artışı dikkate alındığında, fert başına tarımsal katma değerin düştüğü ortaya çıkıyor. Önümüzdeki dönemde başımızı oldukça ağrıtacak bir gelişme bu.
Tarım sektörü istihdamı önemli dalgalanmalar gösteriyor. Yıl ortalamaları dikkate alındığında, 2007 tarım istihdamı 2006’ya göre daha düşük.
O da 2005’e göre daha az. 2008 ve 2009’da ise istihdamda artış oluyor. Bu, kriz dönemlerinde bir miktar beklenen bir gelişme.
Şehirde işini kaybedenlerin, ya da iş bulma umudu kalmayanların bir kısmı ‘köye dönüyor’ çünkü. 2009 sonunda tarım sektörü istihdamında gelinen düzey hemen hemen 2005’teki düzey. Bu da ikinci saptama olsun.
Yukarıdaki iki ‘soğuk’ saptamadan sonra biraz ‘magazinsel’ bir konuya geçiyorum şimdi. Tarım istihdamı açısından bir ilginç gelişme 2010’un ilk dört ayında yaşandı: İlk dört aydaki istihdam bir yıl öncesinin aynı dönemine göre önemli ölçüde artmaya devam etti.
Bu ilginçlik dikkat çekici boyutta: Geçen yılın ilk dört ayına kıyasla, bu yılın aynı dönemindeki ortalama istihdam yüzde 14.6 daha yüksek.
Elbette tek başına bu kadar yüksek bir istihdam artışı yeteri kadar ilgi çekici. Ama bir de tarımdaki katma değer artışı ile karşılaştırınca daha ilginç oluyor. Şöyle: Yukarıda belirttiğim gibi ilk üç ayda tarımda yaratılan katma değer küçülüyor: Küçülme hızı yüzde 3.2.
Aynı dönemde tarım istihdamında gerçekleşen artış ise yüzde 15.1. Ünlem işareti yok, yerine grafik var: Grafik 1’de, 2006-2010 dönemi için ilk çeyreklerdeki tarım katma değerinin ve istihdamının yıllık büyüme hızları veriliyor. Çubuklardan açık renk olanları istihdam için.
Bu dönemde katma değer azalıyorken istihdamının arttığı bir yıl daha var: 2007. Ama o yıldaki istihdam artışı yüzde 5.1, 2010’daki ise yüzde 15.1. Bu farklılığın nedenini insan merak ediyor. Hatırlarsanız daha önce sanayi üretimi ile GSYH’nin sanayi alt kalemi arasında 2008’den bu yana görülen farklılığa dikkat çekmiştim:
Sanayi üretimi artışının ima ettiğinden daha yüksek bir hızda sanayi katma değeri artıyordu. Bu farklılığın bir nedeni, sanayi üretimimizin 2008’den bu yana daha katma değerli ürünlere yönelmesi olabilirdi. İkinci bir neden olarak da, üretimden katma değere geçerken TÜİK’in hesaplama biçimini yeni girdi-çıktı tabloları çerçevesinde güncellemiş olabileceği akla getirilebilirdi.
Şimdi tarımda farklı bir durum var. Gelin mantıklı bir neden arayalım: “Tarımda yaratılan katma değer 2010’un ilk çeyreğinde düştü. Ama tarım üretimi çok arttı. Zira tarımda artık daha az katma değerli ürünler üretilmeye başlandı. Dolayısıyla, katma değer düşüyorken istihdamın yüksek olmasında bir gariplik yok: Çünkü üretim düşmedi.” Olamaz mı? Dedim ya bu işlerden hiç anlamıyorum ben. Belki bir anlayanı vardır.
Fatih Özatay
http://www.radikal.com.tr/