MANİSA - Akhisar’da bin 200 dönüm zeytinlikleri bulunan ve sadece dış pazara çalışan Alhatoğlu Zeytincilik, 2011 yılında Japonya pazarına girmeyi hedeflediyor.
Manisa’dan Rusya, Beyaz Rusya, Moğolistan, Kazakistan, ABD, Almanya ve İsrail’e ihracat yaptıklarını belirten Alhatoğlu Zeytincilik ortağı Alper Alhat, bulundukları ülkelerdeki pazar paylarını giderek artırdıklarını söyledi. Firmalarının 2009 yılında 750 bin dolar tutarında ihracat yaptığını, bunu geçen yıl 1.5 milyon dolara yükselttiklerini kaydeden Alhat, bu yıl içinde de büyüme trendlerini sürdüreceklerini kaydetti.
Firmalarının henüz beş yıllık bir geçmişe sahip olduğunu anımsatan Alhat, “Kısa geçmişimize rağmen ihracatta önemli mesafe kaydettik. Bulunduğumuz ülkeler aslında zor pazarlar ama pazara girdikten sonra rekabette biraz daha rahat oluyoruz. Şu anda Rusya, Beyaz Rusya, Moğolistan, Kazakistan, ABD’ye iharacatımız bulunuyor. Yılda 400 ton zeytinyağı ihraç ediyoruz. Ayrıca çok az ürünümüzü Almanya ve dönem dönem İsrail’e gönderiyoruz” diye konuştu. Alhat, Japonya pazarına girmek için önemli çalışmalar yürüttüklerini dile getirerek, gelecek günlerde bu ülkede düzenlenecek olan fuara katılacaklarını, Japonya pazarını çok önemsediklerini belirtti.
Dış ticaret çalışmalarının yanı sıra Akhisar’da 2.5 milyon TL’lik yatırım ile yeni tesislerinin inşaatının devam ettiğini, tüm üretimi buraya taşıyacaklarını aktaran Alhat, bin 500 metrekarelik kapalı alanı olan yeni tesislerinde kapasite artırmayı düşünmediklerini dile getirdi. Alper Alhat, günde 6 bin şişe zeytinyağı doldurma kapasitesine sahip olduklarını ancak bunun çok altında çalıştıklarını dile getirdi. İç piyasayı haksız rekabet koşulları nedeniyle tercih etmediklerini söyleyen Alhat, “Bizim en önemli sorunlarımızdan biri tağşiş. Beyaz teneke dediğimiz yağlar önlenebilmiş değil. Bu nedenle iç piyasaya girmiyoruz” dedi.
Alhat, Türkiye’de 110 bin ton yağın tüketiciyle buluştuğunun tahmin edildiğini, bu rakamın sadece 40 bin tonunun yasal olduğunu, geri kalanının köylünün tüketiciye direkt ulaştırdığı yağlar olduğunu vurgulayarak, bu durumun haksız rekabete neden olduğunu ifade etti.
Alhat, “Bu yağlar kontrol edilmediği için hangi sınıfta bir yağın tüketiciye ulaştığı belli değil. Dört dörtlük bir yağ bile olsa, bizim ödediğimiz vergiler ve stopajlar var. Onlarda bu tip ödemeler olmadığı için bizler haksız rekabete uğruyoruz. Bu nedenle iç piyasaya çalışmak istemiyoruz. İç piyasadaki tüketici algısı bu, ya ucuz olduğu için beyaz tenekeye yöneliyorlar ya da bilinir markaları kullanıyorlar. Ortadaki işletmeler bu işten zarar görüyor” değerlendirmesini yaptı.