ADANA - Sofralık zeytin üretiminde geçtiğimiz yıl faaliyete başlayan Baklalı Zeytincilik, 2011 yılı içinde de tatlanma süreci tamamlanan ürünlerini son tüketiciyle buluşturmayı hedefliyor.
Mevcut kapasitelerinin 5 bin ton/yıl olduğunu ancak, bu yıl bin ton/yıl zeytin işlemeyi planladıklarını belirten Baklalı Zeytincilik Genel Müdürü Sencer Yanç, “2010 yılının hammadde alımında ilk senemiz olması nedeniyle, bu yıl normal kapasitemizin altında çalışacağız. Fakat bu tonaj, satış hacmimizin artması ve bölgedeki zeytin fidanlarının büyümesiyle birlikte ağaç başına verimliliğin artmasına paralel olarak yıldan yıla katlanarak devam edecek” dedi.
Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi’nde Kurulu 2 bin 500 metrekaresi kapalı olmak üzere toplamda 10 bin metrekarelik alanda kurulu tesislerinde faaliyet gösterdiklerini ifade eden Yanç, kendilerini zeytin işlemek amaçlı yatırıma iten etkenlere şöyle anlattı: “Faaliyet konumuz, sofralık zeytin işleme olup; bu anlamda tüm siyah ve yeşil zeytin çeşitlerinin üretimini gerçekleştiriyoruz. Bizi bu tesisi kurmaya teşvik eden ana sebep; son yıllarda bölgemizde devlet teşvikleriyle beraber zeytin plantasyonun ciddi şekilde artmasıydı. Buna paralel olarak son iki yılda da üreticiler mahsul almaya başladılar. Fakat mahsullerini ya yağlık olarak değerlendiriyorlardı ya da Ege veya Marmara Bölgesi’nden gelen zeytin tüccarlarına satıyorlardı. Dolayısıyla bölge ekonomisine katkısı daha az oluyordu. Önümüzdeki birkaç yıl içinde artan mahsulle beraber zeytin üreticisinin en büyük problemi satış olacaktı. Biz bu anlamda hem zeytin üreticisinin bölgedeki alternatifi olmayı hem bölge hem de Türkiye ekonomisine katkıda bulunmayı planladık.”
Mevcut tesislerinde siyah ve yeşil olarak tüm zeytin çeşitlerinin üretimi ve ambalajlanmasını gerçekleştirebildiklerini kaydeden Sencer Yanç “Üretim süreci tabii ki hammadde alımıyla başlıyor. Hammadde alımlarını Türk Gıda Kodeksi TS774 standartlarına uygun olarak, konusunda eğitimli ve tecrübeli personelimizle gerçekleştiriyoruz. Standartlara uygun olarak alınan hammadde ‘Gıda ile Temasta Bulunan Materyal Üretim Sertifikası’ bulunan cam elyaf takviyeli polyester tanklara konulup günlük kontrolleri yapılarak fermantasyon (tatlanma) süreci takip ediliyor.Takip aşamasında yapılan laboratuar çalışmalarıyla zeytinin fermantasyon sürecinin hangi aşamada olduğu tespit ediliyor” diye konuştu. Fermantasyon işlemi tamamlanan zeytinlerin en hijyenik şartlarda işleme hattına transfer edilerek ambalajlandığını anlatan Yanç, zeytinlerin işleme prosesindeki her aşamasının kendi laboratuarlarında analiz edilerek hijyenik şartlarda üretiminin tamamlandığını kaydetti. Yanç bu üretim sürecinden geçen zeytinleri bu yıl tüketiciye sunmayı hedeflediklerini kaydetti.
2011 yılı hedef ve beklentilerini aktaran Sencer Yanç, bölgede zeytin hasadının çok büyük önem taşıdığını ifade etti. Yanç, “Bu yıl özellikle, hammadde alımı yaptığımız müstahsillerimizle hasat zamanına kadar yapılacak tarımsal uygulamaları paylaşarak sofralık zeytin için uygun hammaddenin sağlanması konusunda bilgi alış verişinde bulunup, hammadde kalitesinin yükselmesi için çalışmalar yapacağız. Bu yapacağımız çalışmalar kapsamında budama, hangi ilaçların ve bakımların hangi dönemlerde yapılacağı, sofralık zeytin hasadının nasıl yapılması gerektiği konusunda bilgilendirmeler yapacağız” diye konuştu.
Türkiye’nin yeni zeytin bölgesi olmaya aday Çukurova’da özellikle zeytin hasadı çok büyük önem taşıdığını ifade eden Yanç şunları söyledi: “Bölgenin zeytinciliğe yeni başlamış olması sebebiyle oturmuş bir hasat kültürümüz henüz mevcut değil, sofralık zeytine uygun olarak hasat edilmeyen zeytinler de yağlık olarak değerlendiriliyor ve bu durumda da müstahsillerimizin kilogram başına elde edecekleri gelirleri düşüyor; aslında yapacağımız bu çalışmalarla biz hem müstahsillerimizin gelirlerini arttırmayı hem de sofralık zeytine uygun hammadde teminini sağlamış olacağız.”