Bununla birlikte Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki illerden ülkenin batısına göçün azaldığı ve tersine göçün başladığı belirtildi.

Hükümetin kırsal kalkınma amaçlı tarımsal kredi limitlerini arttırması, et ve süt sığırcılığını kooperatifler yoluyla teşvik etmesi toprağı ve hayvancılığı yeniden cazip hale getirdi. 1970'li yılların başında köyden kente başlayan göçün ise son iki yılda tersine döndüğü savunuldu. Doğu Anadolu Besiciler ve Tarımsal Üreciler Birliği (DATÜB) Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Ilıcalı, organik tarımın yaygınlaşmasıyla çiftçinin toprağıyla barıştığını söyledi. Ilıcalı, organik tarım ürünlerinin değeri üzerinden piyasada alıcı bulmasıyla birlikte çiftçilerin atıl haldeki arazilerini ekip biçmeye başladıklarını anlattı.

2008 yılından bu yana yaklaşık 600 bin kişinin büyükşehirlerden köylerine dönüp çiftçilik ya da hayvancılıkla uğraşmaya başladığını dile getiren Ilıcalı, Doğu Anadolu'da bu rakamın azımsanmayacak kadar büyük olduğunu vurguladı. Hükümetin organik et ve süt sığırcılığını teşvik edici politikalar izlemesi ve azımsanmayacak miktarlarda destekleme ücreti ödemesinin tarım ve hayvancılıkta sinerji oluşturduğunu vurgulayan Ilıcalı, "Artık köylü çiftçi organik tarım ve hayvancılık yaparak para kazanmaya başladı. Organik et ve sütün para etmesiyle birlikte organik buğday ve diğer ürünler de çiftçiyi toprağına bağladı. Büyükşehirlerde asgari ücretle çalışan ya da işsiz dolaşanlar köylerine, topraklarına dönmeye başladı. Hatta şehirdekiler bile köylerinde besi ahırları oluşturmaya, varsa arazileri kendileri ekip biçmeye başladı." diye konuştu.