Peygamberler kenti Şanlıurfa, Ortadoğu'ya yakınlık ve GAP gibi avantajlarını kullanarak seracılıkta büyümeye başladı. Türkiye'nin en fazla güneş ışığı alan 2'inci kenti olarak öne çıkan Şanlıurfa'da, sera alanları 300 dekar büyüklüğe ulaştı. Bu alanların 150 dekarında topraksız teknik kullanılan kentte son bir yıl içinde 31 işletme seracılığa başladı. Sera ürünlerini Almanya ve Rusya’ya da ihraç eden Şanlıurfalı işletmeciler, kentin jeotermal potansiyeliyle seracılıkta enerji maliyetlerini de düşürme şansı olduğuna dikkat çekti. 2015 yılına kadar sera alanlarını 4 bin dekara kadar çıkarmayı hedefleyen işletmeciler, sürece ivme katmak için valiliğin jeotermal saha tespiti çalışmasına umut bağladılar. En az 10 bin dekar alanın ısınmasında yenilenebilir enerji kaynağı olarak jeotermal reejeksiyon kuyularını kullanmayı planlayan sektör temsilcileri, Afyon Karahisar gibi kentlere yatırıma giden Antalyalı seracılar başta olmak üzere farklı kentlerden girişimcileri Şanlurfa'da yatırıma davet ediyor.
GAP Seracılar Birliği Derneği Müslüm Yanmaz, Şanlıurfa’da 300 dekar sera alanı olduğunu belirterek, "Bu seraların 150 dekarı topraksız kültür tekniğiyle çalışıyor. 150 dekar topraklı. Topraksız yapılan tüm seracılık ürünleri ihracata gidiyor. Ağırlıklı olarak Almanya ve Rusya’ya ihracat yapıyoruz. Bölgede bu yıl içerisinde Kırsal Kalkınma Yatırımları Destekleme Programı ile 31 seracı işletmeye geçti. Bu sayı gelecek dönem destekleme projeleriyle daha da artacaktır" dedi. 60–70 projenin daha onaylanmasını beklediklerini vurgulayan Yanmaz, "Bu 300 dekar daha sera alanı demektir. Biz bugünleri bekliyorduk. 2000'li yılların başından bu yana seracılıkta ilerlemeler oldu. 2006'ya kadar olan dönemde jeotermal enerjiyle ilgili AB ve Tarım Bakanlığı'nın projeleri birden harekete geçirildi. Jeotermal sera ile birlikte Tarım Bakanlığı ve Ziraat Bankası'nın verdiği kredi ve hibeler bu işin önünü açtı. Jeotermal enerjinin varlığı, arazinin düzlüğü güneşten en fazla yararlanan ikinci il olmamız yatırım için büyük avantaj. Seralarda çalıştırma zorunluluğu bölgedeki kadınların da istihdamına olanak sağlıyor" diye konuştu.
Yeni istihdam yaratılarak Şanlıurfa'nın göç veren bir kent olmasının önüne geçilebileceğini kaydeden Yanmaz, "Yanı başımızda Ortadoğu ve Körfez ülkeleri var. Seracılıkta esas pazar orası olmalı. Kırsal kalkınma destekleriyle bölgenin cazibesi daha da artıyor. Şanlıurfa’da 2015 yılına kadar 3–4 bin dekar alan üzerinde seraya kavuşacağımızı öngörüyorum. Gaziantepli bir yatırımcımız var. 9 ülkede çalışan
uluslararası bir firma burada 25 milyon liralık dünyanın en modern serasını yapıyor. Hibe çıkmasa da bu yatırımı sürdürecekler. Gaziantepli yatırımcılar, tekstildeki durumdan dolayı bu tarz yatırımlara dönüş yapıyor" açıklamasını yaptı. Jeotermal ve yenilenebilir enerjinin seracılık için çok cazip bir iş olduğunu dile getiren Yanmaz, Antalya'daki arkadaşlarımız Afyon'daki jeotermal bölgede yatırıma başladı. Antalya’daki kömür yakan sera işlemelerinde dekara maliyet yaklaşık 8 bin lira . Bizim burada seralarda tarımsal üretim aboneliğiyle 3 bin 500 lira. Şanlıurfa'da 2 kat enerji kullanmamıza rağmen yüzde 50'den fazla düşük maliyetimiz var. Jeotermal havza dururken farklı bölgelerde seracılık yatırımı yaparsanız zarar edersiniz" dedi. Bu arada tarımsal abone sözleşmeleri olmasına rağmen aboneliklerinin ticarethanaye çevrilmesinin seracıları zorladığını kaydeden Yanmaz, "DEDAŞ Şanlıurfa İl Müdürlüğü konuyu Ankara ve EPDK ile konuştu. Tarımsal üretim aboneliğinde yüzde 40 tasarruf etme şansımız vardı. Eski borçları kapatmak isterken ekstraların çıkması işimizi daha da zorlaştırdı.
Jeotermalli seralarda arı kullanıyoruz
Mevcut seralarda dekara 1,2 kişinin istihdam edildiğini belirten Yanmaz, "Seracılık 10 bin dekara çıktığında 12 bin kişiye istihdam sağlanıyor. Dolaylı yollarla daha da artar. Bölgemizde ağırlıklı olarak salkım domates yetiştiriliyor Rusya’nın ve Avrupa ülkelerinin bu mevsimde istediği ürün bu. Burada firmalarımızın birine paketleme ruhsatı alıyoruz artık ürünümüz burada paketlenecek ve Urfa’nın ihracatına yansıtılacak. Dekara ortalama 25–30 ton civarı ürün alıyoruz, bunun 25 tonu ihracata gidiyor. Özel ürünler bunlar. Hormonsuz, arılı, global belgelere sahip, mevzuata uygun, sağlıklı, hijyenik ürünler üretiyoruz.Jeotermal enerjiyle ısıttığımız seralarda arı kullanıyoruz. İlaç kullanırsanız önce arı ölür. Arı bizim doğal kontrol aracımız. 12 dereceden aşağı 30 dereceden yukarı çalışmıyoruz. Domatesi yardığınızda bol çekirdek varsa bilin ki bu sağlıklı bir üründür. Tarla domateslerinden daha sağlıklı. Ürünlerimiz Hollanda ve Almanya'da tüketiliyor" diye konuştu.
Yatırım için Almanya ve Hollanda'dan da arayanlar var
GAP Seracılar Birliği Derneği Müslüm Yanmaz, Bölgeye yatırım için Hollanda, Almanya gibi
bir çok yerden de arayanlar olduğunu belirterek, "Yatırım yapmak için bölgedeki cazip ortamı soruyorlar" dedi. Valiliğin jeotermal saha tespiti yaptırdığını, bu çalışmalar tamamlanırsa ihracatın 375 milyon dolara kadar yükselebileceğini ifade eden Yanmaz, "MTA Bakırtaş Tuzluca köylerini içerisine alan bölgede yoğunlaştı. 10 bin dekarın üzerinde alanımız hazır. Sıcak suyu var. İçme kaplıcası olarak kullanılabiliyor.Biz bu suyu bitki sulamada kullanıyoruz. Yeraltı suları ve yağmur sularının birikmesiyle kaynak tarafından ısıtılıyor, Reejeksiyon kuyuları ile aldığımız suyu yerine tekrar koyacağımız yenilenebilir enerji projemiz var. Seracılığın yol haritasını hazırlıyoruz.Böylece buraya çok ciddi yatırımlar geleceğine inanıyorum. 100 dekarlık bir seracılıkta ihracatınızı kendi TIR'ınızla yapabilirsiniz. Ortadoğu ile sürekliliği sağlayabilirsek nakliyeden tasarruf da ederiz. Yatırıma gelecek herkese ön ayak olacağız. Ortaklık arayan yatırımcılar da var. Onlara ortak bulabiliriz. Yüzde 50 hibe desteği de göz ardı edilmemeli" diye konuştu.
http://www.kobiden.com/sanliurfa-seracilikta-buyuyor_10363_haber.html | 
