Çetin, The Marmara Oteli'nde düzenlenen toplantıda, tarımsal sorunlarla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'de tarım konusunda ciddi sorunlar bulunduğunu dile getiren Çetin, dünyada ideolojik ve stratejik bir konu olan tarım üstüne ciddi savaşlar yaşandığını ve tarımın gelişmekte olan dünyanın yeni silahı olduğunu söyledi. 

     Batının da bunu keşfettiğine işaret eden Çetin, şu görüşleri dile getirdi: 

     ''1980'lerden beri tarım ülkemizde geriliyor. Yerini yabancı ülkelerin ürettiği ürünler alıyor. Avrupa'da tarım nüfusu yüzde 14, Türkiye'den daha fazla üretiyor. Biz en güçlü olduğumuz tarımsal alanda ciddi ivme kaybediyoruz, geri çekiliyoruz. Şu anda en yüksek ithalat artışı yüzde 46 ile tarımsal ürünlerde. AB'de tarımsal kooperatifler, yüzde 75 ortalamayla 230 milyar avro ciroyla tarımsal ekonomiyi yönetirken, bizdeki üretim ve kooperatifler geri çekilip, yerini bu ideolojiye terk ediyor. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon, küresel krizlerin domino etkisini kooperatiflerin azalttığını söylüyor. BM belki de bu nedenle 2012'yi 'Dünya Kooperatifçilik Yılı' ilan etti. Dünya açlığa, krize karşı bu modelden yararlanmak isterken, Türkiye'de ne yazık ki seçim arifesinde siyasetçiler de dahil kimse bu konuda tek laf etmiyor.'' 

     Çetin, dünya ekonomisinde firmaların devletlerden çok daha güçlü hale geldiğini ve hükümetleri bile kendi amaçlarına uygun davranmaya iterek, yasal düzenlemeler yaptırdıklarını belirterek, küçük çiftçi ve esnafın bunlara karşı mücadele edebilmesi için kooperatifleşmesi gerektiğini, aksi takdirde Türk çiftçisinin birilerinin yazdığı senaryonun figüranı olmaktan öteye geçemeyeceğini söyledi. 

     

     -''SENARYOYU KENDİMİZ YAZMAMIZ İÇİN KOOPERATİFLERİ KURMAMIZ LAZIM''- 

     

     ''Senaryoyu kendimiz yazmamız ve başrol oyuncusu olmamız için kooperatifleri kurmamız gerekiyor'' diyen Çetin, Tarişbank'ın 1913'de kurulduğunu, ancak bankanın bugün olmadığını, şimdi ''Kooperatifler Bankası'' kurulması gerektiğinin konuşulduğunu ifade etti. 

     Çetin, tarım satış kooperatiflerinin vergileri tüketen birimler gibi gösterildiğine işaret ederek, ''Kooperatiflerin bu ülkenin nemalarını tüketiyor'' imajını yıkmaları ve tarım konusunda bu oyuna düşmemeleri gerektiğini söyledi. 

     Türkiye'nin 1994'den beri ekonomik istila yaşadığını ve buna dur denmesi gerektiğini savunan Çetin, 'Gelişmiş ülkelerin sübvansiyonlarına karşı rekabet edemiyoruz' diyorlar. Türkiye burada mevzisini kaybetmemelidir. Batının bize dikte ettiği tarım politikalarını yürütüyoruz. Onurlu bir tarım politikası bekliyorum'' diye konuştu. 

     Çetin, tarım satış kooperatiflerinin belirsizliğinin sürdüğünü, bugüne kadar siyasilerin ağzından tarım politikalarını duymadıklarını, devletin hala denetim mekanizması peşinde koştuğunu söyledi. 

     Kooperatiflerin ulusal sermaye oluşturduğunu, tüketiciyi vergilendirilmiş ve güvenli gıdaya ulaştırdığını, kayıt dışı ekonominin kontrolünü sağladığını anlatan Çetin, ''28 bin üreticinin başkanı olarak aileleriyle birlikte 1 milyon 400 bin kişi adına soruyorum; Siyasi partilerin tarım politikaları nedir? Ona göre çiftçimi yöneteceğim. Bunları bilme ihtiyacımız var. Millet bunu bekliyor'' dedi. 

     

     -İSTİHDAMIN YÜZDE 25,2'Sİ TARIM ALANINDA- 

     

     Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı Cahit Çetin, Türkiye'de tarım alanında kayıtlı 3 milyon 21 bin küçük, orta ve büyük işletme bulunduğunu, 727 ziraat odasında ise 4,5 milyona yakın çiftçinin kayıtlı olduğunu belirterek, şu bilgileri verdi: 

     ''Türkiye'de toplam istihdamın yüzde 25,2'sini oluşturan 5 milyon 683 bin kişi tarım alanında çalışıyor. Avrupa Birliği'nde ise bu oran yüzde 14. 1980'de tarımsal alanda çalışan insan sayısının toplam çalışan nüfusa oranı yüzde 50,6'ydı. Bu oran 30 yılda yarı yarıya azaldı. Bu 30 yılda Türkiye'nin nüfusu 44 milyondan 73 milyona çıktı.'' 

     Çetin, AB mevzuatının yüzde 35'inin tarımla ilgili düzenlemelerden oluştuğunu ve bütçesinin yüzde 43'ünün tarıma destek olarak verildiğini belirterek, ''Türkiye'de ise yasa 'Ulusal gelirin yüzde 1'i tarıma destek olarak verilir' diyor. Ancak tarıma bu yasal oranın yarısı veriliyor. Örneğin tarım alanı 2010 ulusal gelirine göre 10 milyar 980 milyon TL alması gerekirken, 5 milyar 807 milyon TL aldı'' diye konuştu. 

     

     -''ÖRGÜTLÜ ÇİFTÇİYE DESTEK VERECEK YASAL DÜZENLEME YAPILMALI''- 

     

     Türkiye'de tarım ihracatının 1980-1989 arasında 19 milyon 503 bin, ithalatının ise 3 milyon 908 milyon dolar olduğunu, 1990-1999 arasında ise ihracatın 24 milyon 192 bin, ithalatın da 15 milyon 271 bin dolara çıktığına dikkati çeken Çetin, ihracatın ithalatı karşılama oranının yaklaşık yarı yarıya düştüğünü, 2000 ile 2010 döneminde ise tarım alanındaki ithalatın, ihracatı 3 milyon 411 bin dolar aştığını kaydetti. 

     Çetin, bu dönemde ihracatın 35 milyon 109, ithalatın ise 38 milyon 520 milyon dolar olarak gerçekleştiğini, bu rakamların tarımın yeterince büyümediğini, tarımdan kaynak aktarımının sürdüğünü, çiftçinin göreli olarak fakirleştiğini, tarım ürünlerinde dışa bağımlılığın arttığını ve köyün sorunlarının kente taşındığını gösterdiğini söyledi. 

     Tarıma ilişkin çözüm önerilerinin hayata geçmesi ve başarısı için önkoşulun etkin bir tarımsal örgütlenme olduğunu ifade eden Çetin, ''Çiftçiler ya birlik olarak örgütlenecek ya da sorunlar artarak büyüyecek. Tarım alanının örgütlenmesinde hem girdi tedariki hem de pazarlamayı entegre eden bir modele ihtiyaç var. Bunun için de kooperatif ve üretici birlikleri mevzuatı entegre edilmeli, basitleştirilmeli, bürokratik bedeller kaldırılmalıdır. Örgütlü çiftçiye daha fazla destek verecek bir yasal düzenleme yapılmalıdır. Üretici örgütlenme konusunda bilinçlendirilmelidir'' dedi.