Samsun’un Bafra ovasında üretimi olumlu sonuç veren soya fasulyesinin buğday ve çeltiğin karşısında ciddi bir alternatif olduğuna dikkat çekilerek, üretim açığının kapanması için üretici bilincinin de oluşturulması istendi.
Türkiye’nin soya fasulyesi üretiminin 100 bin ton civarında, ithalatın ise 2 milyon ton civarında olduğu bilgisini veren yetkililer, üretici için de ekonomik getirisi fazla olan bir ürün olduğu bilgisini verdi.
Samsun’un Bafra ve Çarşamba ovalarının soya üretimi için çok müsait olduğu belirtilirken, destekleme primi kadar üretimin teşvik edilmesinin de önemli olduğu hatırlatıldı.
Samsun’da 30 yılı aşkın süredir hizmet veren ve üreticilerin desteği ile kurulan Karadeniz Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (Karadenizbirlik) Genel Müdürü Ünal Erarslan, soya üretiminin artırılması için devlet teşvikinin çok faydalı olacağını savundu.
Ayçiçeği ve kanolanın yanında soya üretiminin teşvik edilmesiyle birlikte üreticiler için ciddi gelir kapası olacağını belirten Erarslan, bu şekilde dışa bağımlı olmaktan kurtulacaklarını, yağ sektöründe de sıkıntı yaşanmayacağını söyledi.
Soya üretimine çok önem verdiklerini hatırlatan Erarslan, "Türkiye’de sadece soya değil, diğer yağlı tohumlar ithalatı da yapılıyor. Soya üretimine devlet bu yıl ciddi destekleme primi verdi. Önceden kâr-zarar hesabı yapan herkesin bu yıl soya ekmesi lazım. Biz de birlik olarak, soya üretimi yapacak üreticilere her türlü ayni ve nakdi yardıma hazırız.” dedi.
AYDIN: SOYANIN GETİRİSİ ÜRETİCİYE İYİ ANLATILMALI
Bafralı organik tarım ve tavuk üreticisi Ahmet Aydın ise soyanın Bafra Ovası için ideal bir ürün olduğunu ve ekonomik anlamda da çeltik ve buğdaydan daha karlı olduğunu ifade etti. Aydın, devletin üretimin artırılmasına yönelik üreticiyi teşvik etmesi gerektiğini söyledi.
Tarım kesiminde uğraş veren küçük çiftçi ile küçük esnafın sıkıntı çektiğini aktaran Aydın, “Üreticinin, 10-20 dönüm arazide buğdayla arpa ile geçinme dönemi artık bitti. Türkiye standartlarının yükselmesi ile birlikte, yaşam standardı da yükseldi. Kişi başı gelir 10 bin TL oldu. Eskiden küçük çaplı iş yapan insanlar rahat geçiniyordu. Şimdi o gelirler, ihtiyacı karşılamıyor bile. Tarım sektörü de aynı şekildi. 100 dönümün üzerinde arazisi olan çiftçiler -büyük marketlerin ezemediği- rahatken, büyüklerin kapsama alanına giren küçük çiftçiler ayakta durmakta zorluk çekiyor.” dedi.
Yağlı tohumlar içerisinde bulunan soya bitkisi üreticilere bundan sonra ciddi bir gelir kapısı olacağını düşünen Aydın, şöyle konuştu: “Soya bitkisi fiğ otundan sonra rahatlıkla ikinci ürün olabilir. Ekilen soya kimsenin elinde kalmaz. Antep ve Adana gibi illerde organik soya üretiliyor. Organik olması en az 300 TL daha fazla para kazandırır. Üretici yeter ki eksin. Bir dönüm tarlaya 30 TL maliyetle; 3 ile 10 kilo arasında ürün ekebilirsin. Gübre istemez. Kendisi gübre istemediği gibi, kendinden sonra ekilecek olan hububata da azot sağlıyor. Toprağı besliyor. Dünya üretimi 200 milyon ton civarında Yarısı ABD’de üretiliyor. Türkiye’nin her yerinde rahatlıkla ekilebilir.”
Devletin teşvik ettiği ürünlere verdiği destekleme priminin çok önemli olduğunu da kaydeden Aydın, "Devlet, bu teşvik sistemini yeni bir bakış açısıyla tekrar değerlendirmesi lazım. Destekler önemli bir katkı veriyor. 100 dönüm soya ekene 25 bin TL destek veriliyor. Az para değil. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın bu dönemde soyanın getirisini üreticiye çok iyi anlatması lazım." diye konuştu.
GÜVEN: DEVLET CİDDİ DESTEK VERİYOR
Samsun Tarım İl Müdürü Kadir Güven, 2011 yılı için soya fasulyesi üretimi ile çiftçiye ciddi anlamda destek pirimi verileceğini söyledi. Güven, Tarımsal Destekleme ve Yönlendirme Kurulu tarafından 2011 yılı ürünü fark ödemesi desteği miktarlarının kilogram başına; sertifikalı soya fasulyesine kilo başına 50 kuruş, normal soya ve kanolaya 40, ayçiçeğine 23, çeltiğe 10, buğdaya da 5 kuruş olarak belirlendiğini açıkladı.
Fark ödemesi desteğinden yararlanmak isteyen üreticilerin 2011 yılına dair ÇKS kayıtlarını, desteğe tabi ürüne ilişkin hasat dönemi öncesinde yaptırmış olmalarını isteyen Güven, “Bu yıl özellikle yağlı bitkilerde ciddi destek var. Bu ekim dönemi çok iyi değerlendirilmeli. Ticari anlamda devlet garantili ürün gibi. Hiçbir üründe bu kadar garanti göremezsiniz. Ekmemek gibi bir durum, çiftçinin gelir kapısını kendi eliyle kapatması anlamı taşır. Hesaplarını iyi yapsınlar.” açıklamasında bulundu. (CİHAN) |