Çallı, Hilton Otel'de gerçekleştirilen Ulusal Süt Konseyi 2. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, konseyde üretici, sanayi, kamu ve sivil toplum kuruluşlarının bir arada bulunduğuna işaret ederek, sektörün geleceğini birlikte tasarlamak zorunda olduklarını anlattı. Sektörün uzun yıllardır devam eden sorunları bulunduğunu ifade eden Çallı, bunların üretim, tüketim ve maliyet konuları üzerinde yoğunlaştığını kaydetti. Çallı, sorunların yapısal olduğunu, kısa vadeli çözümlerin yanı sıra uzun süreçli ve kalıcı çözümleri de kararlılıkla uygulamak gerektiğini belirterek, sorunların biri çözülürken diğerinin ihmal edilmemesi gerektiğini söyledi.

     Süt üretiminde artış yaşanırken, tüketim ve ihracatın aynı düzeyde artmaması sonucu dönem dönem süt fiyatlarının düştüğüne dikkati çeken Çallı, bunun çözümü için Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile USK olarak çeşitli uygulamaları devreye soktuklarını anlattı. Bunlardan birinin süt tozu teşviki olduğunu belirten Çallı, konsey olarak teşviklerin diğer süt ürünlerinde de uygulanmasını önerdiklerini söyledi.

     Türkiye'de süt tüketiminin yeterli düzeyde olmadığına işaret eden Çallı, süt tüketimini artırmak için 4 ilde Okul Sütü projesi uyguladıklarını, ancak bunu kısa vadeli değil, sosyal sorumluluk projesi olarak gördüklerini, bu nedenle devlet tarafından uzun vadeli uygulanmasını istediklerini kaydetti.

     Konseyin tavsiye niteliğinde karar aldığını ve yaptırım gücünün olmadığını belirten Çallı, ''Daha etkin ve aktif çalışması için USK'nın kaynaklarının ve yetkilerinin artırılması gerekir. Kurulması öngörülen müdahale kurumunun Süt Konseyi bünyesinde faaliyet göstermesi lazım'' diye konuştu.

     Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürü ((TÜGEM) Ali Karaca da, Türkiye'nin 2000'li yıllarda 2 milyon ton olan sanayiye giren süt miktarının, geçen yıl 6 milyon 120 bin tona ulaştığına dikkati çekerek, üretimdeki bu hızlı artışın bazı sorunlara yol açtığını, özellikle arz fazlası sorununun çözümü için 2009 yılından itibaren süt tozu üretiminin teşvikine başlandığını, bu kapsamda, 2009 yılında 5 bin ton, 2010 yılında 11 bin ton süt tozu üretiminin desteklendiğini, bu yıl da 21 ton süt tozu üretiminin desteklenmesinin öngörüldüğünü söyledi.

     İhtiyacın yurt içinden karşılanması için süt tozu ithalatının yasaklandığını, protein ve kazein ithalatında tedbir uygulandığını anlatan Karaca, süt tozu ihracatı için destek verildiğini hatırlatarak, diğer süt ürünleri konusunda da destek verilmesi için çalışma yapıldığını bildirdi.

     Türkiye'de hayvancılığın geliştirilmesinde devletin uyguladığı desteklerin önemli rol oynadığını kaydeden Karaca, 2000'li yılların başında 83 milyon lira olan sektöre verilen desteğin, 2010 yılında 1,2 milyar liraya ulaştığını, bu yılın ilk 5 ayında ise 1 milyar 317 milyon lira destekleme ödendiğini, yıl sonuna kadar bu rakamın 1,7 milyar liraya ulaşmasının öngörüldüğünü belirtirken, bu dönemde hayvancılık desteklerinin toplam tarım destekleri içindeki payının yüzde 4,4'ten yüzde 27'ye çıktığını anlattı.

     Türkiye'de hayvan başına süt veriminin 1700 kilogramdan 3 bin kilograma çıktığını, Damızlık Yetiştiriciler Birliğine kayıtlı hayvanlarda bu verimin 6 tona kadar yükseldiğini ifade eden Karaca, 20 binden fazla, 50 baş ve üzerinde hayvan olan işletme bulunduğunu belirterek, ''Türkiye'de günde 17 bin 500 ton, 4,5 milyar lira değerinde 1170 TIR süt sanayiye gidiyor'' dedi.

     Karaca, sıfır faizli kredi başta olmak üzere hayvancılık desteklerinin devam edeceğini, havza bazlı üretim desteğinde olduğu gibi, ırk ve bölge bazında da hayvancılık desteklerinin farklılaştırılacağını bildirdi.

    

     -''ÜRETİCİLER, AİDAT SORUNU YÜZÜNDEN YETERİNCE TEMSİL EDİLEMİYOR''

    

     USK'nın genel kurulunda üreticiler adına konuşan HAYKOOP Sakarya Temsilcisi Recep Pulat, aidat borcu sorunu nedeniyle pek çok üreticinin konseyde temsil edilemediğini belirterek, süt ve yem fiyatları arasında denge sağlanamadığını, 1 kg süt ile 1,5 kg yem alınması gerekirken, şu anda anda 800 gram alınabildiğini, bu yüzde üreticinin mutsuz olduğunu söyledi.

     Süt alım fiyatlarının, üretim sezonları da dikkate alınarak yıllık belirlenmesini isteyen Pulat, süt tozu desteğinden yerel firmaların yararlanamadığını kaydetti. Sektördeki kayıtdışılığa da işaret eden Pulat, toplama ve taşıma şartlarının iyi olmaması nedeniyle insan sağlığı açısından risk oluşturan sütler ile üretim yapıldığını anlattı ve süt toplama ve taşıma şartlarının iyileştirilmesini istedi.

     Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği (TDSYMB) Genel Sekreteri Hüseyin Velioğlu da, Türkiye'de süt üretiminin artmasına karşın süt ürünleri tüketiminin yeterince artmaması nedeniyle sorun yaşandığını, yapılan tanıtım çalışmaları sayesinde, artık uçaklarda ve otobüslerde de süt-ayran ikram edilir hale geldiğini söyledi. USK'nın mali kaynaklarının artırılması ile orta vadede daha güçlü ve etkili bir örgüt haline gelebileceğini belirten Velioğlu, süt üretimi kaydı konusunda bütün örgütlere yetki verilmesini talep etti.

     USK'nın genel kurulunda divan başkanlığına yürüten Tarım ve Köyişleri Bakanlığı TÜGEM Hayvancılık Daire Başkanı Muhittin Eyimaya ise sektördeki sorunlardan bahsetti. Konseyin iyi niyetli ve samimi bir şekilde çalışmalarını yürüttüğünü dile getiren Eyimaya, sanayicinin elini taşın altına sokma konusunda yavaş davrandığından şikayet etti.

     Mevzuat uyarınca, USK'da, üretici, sanayici ve kamu altgrupları bulunuyor. Sabah yapılan seçimler ile bu alt gruplar, genel kurula katılacak 15'er delege seçti. Bu delegeler 3'er kişilik yönetim kurulunu, oluşturulan 9 kişilik yönetim kurulu da, kendi arasında seçim yaparak yönetim kurulu başkan ve başkan vekilini belirleyecek.