Erdoğan, borsa binasında kentteki 26 sivil toplum kuruluşu temsilcisiyle birlikte çayda KDV indirimi taleplerinin görüşülmesi amacıyla yaptıkları toplantının ardından yaptığı açıklamada, çay alım ve satımında KDV oranının yüzde 8 olarak uygulandığını belirtti.

 

     Oysa temel tüketim maddelerinde uygulanan KDV oranının yüzde 1 olduğunu dile getiren Erdoğan, ''Çay, hiç şüphesiz Türk vatandaşlarının temel gıda maddelerindendir ve artık milli içeceğimiz haline gelmiştir. Halkımızın sabah kahvaltıdan başlayarak, akşam geç saatlere kadar sudan sonra en çok tükettiği içecektir'' dedi.

 

     Kamu kurumları, belediyeler, sivil toplum örgütleri ve sosyal yardım kuruluşları tarafından ihtiyaç sahiplerine dağıtılan yardım kolilerinde çayın mutlaka bulunduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:

 

     ''Ülke ekonomisini yakından ilgilendiren cari açığa KDV'nin yüksek ya da düşük olmasının hiçbir etkisi yoktur. Çayın tarladan bardağa kadar hiçbir aşamasında ithal girdi kullanılmamakta, tamamen yerli hammadde ve yerli teknoloji ile üretilmektedir. Ayrıca ülkemiz, ithal çaya kesinlikle ihtiyaç duymamaktadır. Bununla birlikte KDV indirimi, kaçak çayın da önüne geçecektir. Halkımızın tükettiği çayın tamamı ülkemizde, sağlıklı ortamda, doğal yollardan üretilerek tüketiciye sunulmaktadır. KDV indirimi sayesinde kayıt dışılık ortadan kalkacak, devletin vergi geliri artacaktır. Çayda KDV'nin düşürülmesi, enflasyon rakamlarına da yansıyacaktır. Son yıllarda enflasyonla mücadelede sağlanan başarıya paralel olarak halkın temel tüketim maddeleri arasında bulunan çay fiyatları aşağıya düşeceğinden, enflasyonun da düşmesine yardımcı olacaktır.''

 

     Mehmet Erdoğan, çay sektöründe KDV oranının yüzde 1'e düşürülmesi ile devletin vergi kaybının söz konusu olmayacağını, çünkü mevcut olan kayıt dışılığın tamamen ortadan kalkacağını, böylece KDV indiriminden kaynaklanan gelir kaybının Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi şeklinde katlanarak geri döneceğini ileri sürdü.