Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 16 Mayıs 2024 Perşembe
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  HABERLER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler
 

Balıktan ineğe her yer GDO



Prof. Dr. Ceylan: GDO'lu yemle balık ve inekler de besleniyor. 2010'da 1.2 milyon ton mısır ithal ettik, çoğu GDO'luydu.



Bir şey olmaz Prof. Dr. Ceylan, Mısırda 40 bin gen oluyor. 41 bininci geni aktarıyorsunuz. Ağzınıza aldıktan sonra DNA parçalanır. İnsanlar ve hayvanlar zaten gıda ve yem olarak binlerce yıldır DNA tüketiyor. Tüketmekle bir şey olmaz diyor.



ANKARA - Tekrar tartışma konusu olan GDO’lu yemlerin gıdanın olduğu her yere ulaştığı anlaşıldı. Profesör Doktor Necmettin Ceylan, GDO’lu yemlerle balıkların, ineklerin ve kanatlıların beslendiğini belirtirken, “Ama korkmaya gerek yok. Bütün dünyada bu böyle, Avrupa Birliği’nde de böyle bir durum söz konusu” dedi.
Ceylan, “Zaten mesela mısırda 40 bin adet gen oluyor, 41 bininci geni aktarıyorsunuz. Ağzınıza aldıktan sonra da DNA parçalanıyor. Dolayısıyla bunları tüketmekle hiçbir şey olmaz” diye konuştu. Ceylan, GDO’yla beslenen bir hayvanın da dışarıdan anlaşılamayacağını söylerken, bu yemlerle beslenen hayvanların etiketlenmesine gerek olmadığını söyledi.

 
Türkiye’de yapılan hayvancılıkta mısırdan buğdaya, arpadan soyanın işlenmiş tanesi ve küspesine kadar birçok farklı unsurun kullanıldığını belirten Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necmettin Ceylan, 5 milyon ton mısır üreten Türkiye’nin 2010 yılında 1.2 milyon ton da mısır ithalatı yaptığını ve ithal edilen mısırın büyük ölçüde GDO’lu olduğunu söyledi.

Soyanın yüzde 95’i GDO’lu
 
Soyada da benzeri bir durum olduğunu kaydeden Ceylan, “2010 yılında 2.2 milyon ton soya ithalatı gerçekleştirdik. Bunun yüzde 95’i GDO’lu. Çünkü ticarete sunulan soyanın yüzde 95’i GDO’lu” diye konuştu. Mısır ve soyanın yem olarak et ve yumurta tavuklarında, balıklarda ve ineklerde kullanıldığını belirten Ceylan, “Mısır kullanımı süt ineklerinin yemlerinde genellikle yüzde 10-20 aralığında. Fiyatına göre değişir. Soya ise inek yemlerinde yüzde 10’dan daha az düzeyde kullanılır. Balık yemlerinde de, soya ve ürünleri kullanılır. Mısır ve soyanın kanatlıların beslenmesindeki yeri ise yüzde 50 ve hatta daha fazla olabilir” dedi.

1996’dan beri kullanılıyor
 
GDO’lu yem kullanımına 1996’da başlandığını ve kullanım miktarının giderek arttığını belirten Ceylan, “Ama tüm dünyada bu böyledir ve normal bir uygulamadır. AB de bu yöntemleri kullanıyor. Avrupa Birliği 27 milyon ton GDO’lu soya kullanıyor. Toplam 150 milyon tonluk bir yem potansiyelleri var, 6-7 milyon ton da GDO’lu mısır kullanıyorlar” dedi. Türkiye’de ise kayıtlı 11.5 milyon ton hayvan yemi üretimi olduğunu belirten Ceylan, “İthalat rakamlarını ve kullanım oranlarını dikkate aldığımızda karma yemin yaklaşık yüzde 25’i GDO’lu yemdir” diye konuştu.

Havadan, sudan gelmiş
 
GDO ile ilgili olarak yapılan araştırmaların da eksik aktarıldığını savunan Ceylan, “2006 yılında İtalya’da yapılan bir araştırmada market sütleri toplanmış ve GDO’ya rastlanmış deniliyor. Ancak bu araştırmayı yapan araştırıcılar buldukları DNA parçacıklarının ‘bulaşmadan kaynaklandığını’ belirtiyorlar. Bu da havadan, sudan, gübreden bulaşıyor demektir. Toprağı elinize sürdüğünüzde de benzeri bir durum oluşabilir” dedi.
 
Mısır bitkisinde 40 bin adet genin bulunduğunu ifade eden Ceylan, “GDO yöntemiyle bir gen daha aktarılıyor. O genin de doğru aktarılıp aktarılmadığı 8-10 testle inceleniyor. Bitkide de olsa, hayvanda da olsa, bakteride de olsa genlerin yapısı benzerdir, dolayısıyla tüm genler aynı yolla sindirilir. Bu nedenle endişe etmek gerekmiyor, insanlar ve hayvanlar 10 binlerce yıldır gıda ve yem tüketerek sürekli zaten DNA tüketiyorlar. Tüketmekle bir şey olmaz” dedi.

‘Yem sanayicilerinin danışmanı değilim’
 
Kendisiyle ilgili olarak Türkiye Yem Sanayicileri Birliği’nin danışmanlığını yaptığı yönünde bilgiler olduğunu belirten Ceylan, “Bu birlik tüm Türkiye’nindir. Türkiye’nin ve Türk üreticisinin haklarını korur, başka bir gayesi yoktur. Ben bu birliğin yem üreticilerini aydınlatmak için senede 4 defa çıkarılan bilimsel dergisinin yayın kurulunda yer alıyorum ve gönüllü olarak yer alıyorum, dergide basılmak üzere akademisyenlerden gelen makaleleri diğer üyelerle birlikte değerlendiriyoruz. Bunun için bir kuruş dahi almışlığım yok” dedi.

Sanal âlemde sor öğren kampanyası
 
Türkiye’deki Slow Food Hareketi üyeleri, GDO’ya karşı sosyal medyada kampanya başlattı. Slow Food/Fikir Sahibi Damaklar Grubu üyeleri, Türkiye’deki et, süt ve yumurta üreticisi şirketlere internet ve tüketici hattı numaralarını arayarak GDO’lu yem kullanıp kullanmadığını soruyor. Grup, internet sayfasında “Biyogüvenlik Kurulu 13 GDO’lu mısır çeşidine, onay verdi. Bu yemleri kullananlar etiketine yazmayacaklar ürettikleri ne tavuğun ne yumurtanın ve ne de etin.. Siz oysa bilmek istersiniz, değil mi?” diyerek tüketicileri, ‘sorup öğrenmeye’ çağırdı.
 
 
 
 
 

Ekleme Tarihi
03.01.2012
Ekleyen Kişi
gidatarim2


Link: Balıktan ineğe her yer GDO




  HABERLER
>> Arşiv İçin Tıklayınız