3. Ulusal Enerji Verimliliği Forumu ve Fuarı
-Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız: (1)
''Bir kısım HES'lere karşı çıkanlarımız var. Tabii ki enerji
Türkiye'nin en tabii kaynaklarından. Çevrenin ve yeşilin dostu
olarak bütün bu kaynakları harekete geçireceğiz. Yalnızca tek taraflı
değil, yıkarak değil''
-''Zaman zaman çok hoyratça çalışan ve çevreye duyarlı olmayan
müteahhitlerimiz de var. Ben onları destekleyemem. O yüzden çevreyle
uyumlu ve yeşile saygılı bütün bu yatırımları yapmak zorundayız''
-''12 katına çıkan bir, arama faaliyetlerine ayırdığımız pay var. AK
Parti hükümetleriyle beraber son 10 yıl içinde 12 katına çıkardık.
Varsa bulmayı ümit ediyor ve inanıyoruz o yüzden çalışmalarımızı devam
ettiriyoruz''
İSTANBUL (A.A) - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız,
hidroelektrik santrallerine (HES) karşı çıkanlar bulunduğunu belirterek, ''Tabii
ki enerji Türkiye'nin en tabii kaynaklarından. çevrenin ve yeşilin dostu olarak
bütün bu kaynakları harekete geçireceğiz. Yalnızca tek taraflı değil yıkarak
değil. Zaman zaman çok hoyratça çalışan ve çevreye duyarlı olmayan
müteahhitlerimiz de var. Ben onları destekleyemem. O yüzden çevreyle uyumlu ve
yeşile saygılı bütün bu yatırımları yapmak zorundayız'' dedi.
Yıldız, ''31. Enerji Verimliliği Haftası'' kapsamında WOW İstanbul Otel'de
düzenlenen ''3. Ulusal Enerji Verimliliği Forumu ve Fuarı''nın açılışında yaptığı
konuşmada, Uluslararası Enerji Ajansı'nın son verilerine göre dünya 2050 yılına
kadar petrol ve doğalgazın ağırlığını koruyacağını, buna kömürü de katarsak şu
anda dünyadaki üretim payı yüzde 85 civarında olan bu 3 temel kaynağın en fazla
dünyada yüzde 75'lere kadar düşebileceğini kaydetti.
Türkiye'nin bu kaynakları önemli ölçüde ithal ettiğini, petrolü, doğalgazı,
enerjinin her bir kaynağını bir havuz olarak düşündüklerinde, bu havuzun yıllık
maliyetinin bölgede yaşanan siyasi istikrarsızlıklarla, manipüle edilen petrol ve
doğalgaz fiyatlarıyla beraber 55 milyar dolarlık bir kalem olduğunu ifade eden
Yıldız, ancak kullanılan yerlerin hepsinin enerji sektörü olmadığını söyledi.
Yıldız, ''Bizim otobüslere, tırlara ulaşıma kullandığımız bütün petrol ve
türevleri de bu değer içinde. Bunun takribi değeri 2011'de yalnızca ulaştırma
sektörüne ayrılan pay 25 milyar dolar civarında'' dedi.
Cari açıkta en büyük payı oluşturan 55 milyar doların nerelere harcandığını,
zaman zaman kendilerine sorulduğunu dile getiren Yıldız, bunun 25 milyar
dolarının 15 milyondan fazla taşıtlara giden yakıt miktarı olduğunu kaydetti.
Yıldız, 10 yıl önce fuel-oil veya herhangi bir türevin enerji verimliliğinde
kullanılıyor iken şu anda geliştirdiğimiz diğer kaynakları bunların yerine ikame
ettikleri için şu anda petrol ve türevlerini elektrik üretiminde
kullanmadıklarını kaydetti.
Yerli kömür kaynaklarını geliştirdiklerini, linyitlerin 11,5 milyar ton
civarında olduğunu, taş kömürünün de o kadar olmasa da ciddi bir değeri
bulunduğunu anlatan Yıldız, bütün bunlarla beraber ithal kömürün önünü kesiyor
olmaları gerektiğini söyledi.
-''Arama faaliyetlerine ayrılan pay 12 kat arttı''-
Dünyadaki eğrinin petrol ve doğalgazın egemenliğini koruyor olmasıyla devam
ettiğini, Türkiye'nin bu enerji kaynaklarını yerli kaynaklar haline getirmeyle
alakalı çalışmalarını devam ettirdiğini anlatan Yıldız, ''12 katına çıkan bir
arama faaliyetlerine ayırdığımız pay var. AK Parti hükümetleriyle beraber son 10
yıl içinde 12 katına çıkardık. Varsa bulmayı ümit ediyor ve inanıyoruz o yüzden
çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Ama biz her şeye mazeret olabilir şuna
mazeretimiz olamaz. Biz bütün kaynaklarımızı denedik ama 24 saatin 22 saatinde
elektrik var 2 saatinde elektrik yok. Böyle bir mazeret olamaz. O yüzden gerek
ithalata dayalı doğalgazın, gerek petrolün ve türevlerinin dünya ilerleyen ve
genişleyen Türkiye'nin bütün ihtiyaçlarını karşılayabilmesi açısından bütün
enerji kaynaklarını harekete geçirmiş durumda'' diye konuştu.
Enerji ve Tabii kaynaklar Bakanı Yıldız, 2023 yılı hedeflerini
belirlediklerini, Türkiye'nin dünyadaki ilk 10 ekonomi arasına girmesiyle alakalı
enerji sektörü bütün tedbirlerini aldığını kaydetti.
Yıldız, ''Bunların arasında öncelikle yenilenebilir enerji kaynaklarıyla
ilgili bütün kaynaklarımızı harekete geçiriyor olmamız lazım. Su kaynaklarımız
var rüzgar var jeotermal var. Güneş, biyo kütleler ve diğer enerji kaynakları
var. Bunların her birisini mutlaka kullanabiliyor halde görmemiz lazım'' dedi
-''Nükleer başta olmak üzere diğer enerji kaynaklarını harekete
geçirmeliyiz''-
Yıldız, ellerindeki büyüme rakamlarının, yenilenebilir enerji kaynaklarının
büyüme rakamlarından daha büyük olduğunu, dolayısıyla Türkiye'nin diğer enerji
kaynaklarını da başta nükleer olmak üzere harekete geçirmeleri gerektiğini
söyledi.
Yalnızca Akkuyu'ya yapılacak nükleer güç santralinin hemen hemen Türkiye'ye
bir estetik katan rüzgar güllerinin yaklaşık 10 bin tanesine denk geldiğini ifade
eden Yıldız, bir yandan onları yapmaları, bir yandan da nükleer güç
santralleriyle ilgili çalışmalara devam etmeleri gerektiğini söyledi.
Yıldız, HES'lerle ilgili olarak da şunları ifade etti:
''Bir kısım HES'lere karşı çıkanlarımız var. Tabii ki enerji Türkiye'nin en
tabii kaynaklarından. Hem ciddi güzelliklerinden olan çevrenin ve yeşilin dostu
olarak bütün bu kaynakları harekete geçireceğiz. Yalnızca tek taraflı değil
yıkarak değil. Zaman zaman çok hoyratça çalışan ve çevreye duyarlı olmayan
müteahhitlerimiz de var. Ben onları destekleyemem. Enerji projesi
gerçekleştiriyor olsa da. O yüzden çevreyle uyumlu ve yeşile saygılı, zeytin
ağaçlarıyla beraber bütün bu yatırımları yapmak zorundayız. Bütün bu saydığımız
değerler Türkiye'nin kaynağıdır. Türkiye'nin artısıdır ama aynı zamanda enerji
kaynakları da Türkiye'nin artısıdır. Bunlar birbirlerini zıtlamazlar, birbirini
eksik hale getirmezler tam tersi birbirini desteklemeliler. HES'ler alakalı
yapılan mücadelenin bizlere yol su köprü olarak değil, tamamen doğalgaz ithalatı
olarak geri döneceğini bilmemiz lazım. Bu şuur içinde davranıyor olmamız lazım.
Gelirlerimizi çeşitlendirirken, giderlerimizi de mutlaka kısmamız lazım.''
Yıldız, Türkiye'nin enerji verimliliğiyle ilgili her ne kadar kanunu çıkarsa
da yönetmeliklerini mevzuatlarını ikincil mevzuatlarını çıkarmış olsa da hala bu
konuda uzun bir mesafe kat edeceği yol bulunduğunu söyledi.
(Sürecek)
|