Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 11 Mayıs 2024 Cumartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  HABERLER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler
Mersin 

Mersin'de ''Turunçgil Zirvesi''

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Şelli: ''Türkiye'nin 30 tarım havzasında en iyi turunçgil nerede yetiştirilebileceğini tespit ettik. Bu kapsamda turunçgildeki hasat süresini 6-7 aya uzatmaya yönelik adımımız var''


MERSİN (A.A) - Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ferhat Şelli, ''Türkiye'nin 30 tarım havzasında en iyi turunçgil nerede yetiştirilebileceğini tespit ettik. Bu kapsamda turunçgildeki hasat süresini 6-7 aya uzatmaya yönelik adımımız var'' dedi.

Şelli, Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB) Toplantı Salonu'nda düzenlenen ''Turunçgil Zirvesi''nde yaptığı konuşmada, turunçgil sektörünün emarını çekmek istediklerini söyledi.

Turunçgil sektörünün son yıllarda büyük bir başarı hikayesi yazdığını anlatan Şelli, ''Rakamlar, yorumlara gerek duyurmadan fotoğrafı ortaya çıkarıyor. Son 10 yılda 39 milyon tondan 44.5 milyon tona geldi yaş meyve-sebze sektörü. Turunçgilde ise 2.5 milyondan son 10 yılda 3.7 milyona yükseldi Türkiye. Türkiye 10 yıl önce turunçgil sektöründe dünyanın 10. ülkesiyken, şimdi 7. sıraya geldi'' dedi.

Tarımsal üretimin hemen her alanında benzer gelişmeler yaşandığını ifade eden Şelli, şunları kaydetti:

''Tarımsal ekonomik büyüklükte 11. sıradayken bugün Dünya Bankası rakamlarına göre 7. sıraya, Avrupa'da ise 1. sıraya yükseldik. Son 10 yılda bu büyük başarı hikayesi, ortak akıl, sivil toplum ve kamunun sinerjisiyle yakalandı. Turunçgil ile ilgili stratejik bir yol haritası hazırladık. Özellikle pazar ve tüketici taleplerini dikkate aldığımızda ürün çeşitliliği dikkati çekiyor. Bu noktada önemli çalışmalar içerisindeyiz. Zirai ilaç kalıntısıyla ilgili biz çok önemli bir adım daha attık. Yani iyi tarım ve organik tarımla ilgili destekler başlattık. Bu desteklerimiz sürecek. Tarladan sofraya gıdaların güvenli kavuşturulması için üreticilerimiz için sertifikalı danışmanlık hizmeti vermeye başladık.''
 
Şelli, bu yıl çiftçiye nakit ödenen desteğin 7.6 milyar TL olduğuna dikkati çekerek, ''Şu anda pazara konu olan ülkemizde 144 ürün yetiştirilmekte. Mersin'de bulunduğumuz için, doğal olarak turunçgil desteğinin destek ihtiyacı dile getirildi. Türkiye'de 144 ürün yetiştiriliyor. Bütçemiz malum. Dolayısıyla biz şu anda prim desteklerinin bu sektöre verilmesi için taleplerinizi biliyoruz. Şu anda 16 ürüne destek veriyoruz. Turunçgil desteği de önemli. Yağlı tohumlar, bakliyat ve hububat genellikle bu ürünler'' diye konuştu.

-Havza bazlı destekleme- 

Türkiye'de ilk defa tarım havzalarının desteklenmesi diye bir veri hazırladıklarını anlatan Şelli, ''Turunçgil, meyve ve sebze sektöründe de havza bazlı destekleme metoduna geçeceğiz. Turunçgili de bu bazda ele alacağımızı bildirmek istiyoruz'' dedi.

Şelli, turunçgil sektöründe en önemli sorunlardan birinin hasat süresinin kısalığı olduğuna değinerek, şöyle devam etti:

''3-4 aylık bir süreye yansıyor. Ekim-Kasım'da başlar, Mart'a kadar devam eder. 3-4 aylık bir süreçte fiyat ve pazar açısından büyük sorunlar teşkil eder. Belki bizim de İspanya ve Brezilya gibi hasat süresini uzatmamız lazım. Bu konuyla ilgili çalışıyoruz. Özellikle bilgisayara dayalı bir sistemle Türkiye'nin tapoğrafyasını dikkate alarak, turunçgile potansiyeli olan ama, şu anda dikimi yapılmayan bahçeler tespit edilerek, buralarda yeni bahçe tesislerinin oluşturulması için yeni bir destekleme çalışması yürütüyoruz. Türkiye'nin 30 tarım havzasında en iyi turunçgil nerede yetiştirilebileceğini tespit ettik. Bu kapsamda turunçgildeki hasat süresini 6-7 aya uzatmaya yönelik adımımız var. Mesela Mersin Adana'da hasat yapılırken, 1-2 ay sonra başka bir ilde hasat yapılması düşünülüyor. İhracat yapılmasıyla ilgili süreyi zaten uzatma imkanımız var. Bakanlık olarak depolama tesisi kuranlara yüzde 50 hibe gibi desteklerimiz var. Bu anlamda Mersin ve Adana'da depolama tesislerinin artırılması gerekir. Biz de bu bütçemizi artıracağız. Erkenci ve geççi çeşitlerin artırılması gerekir. Bu anlamda yeni çeşitlerin oluşturulmasıyla ilgili de çalışmalar sürüyor. Şu an 12 çeşit var. Bunu üreticimizin ve ihracatçımızın istediği gibi daha da artırmak istiyoruz.''

Şelli, Mersin'de lojistik destek merkezinin kurulmasını planladıklarını belirterek, bu çalışmayı hayata geçirdiklerinde üreticinin ve ihracatçının lojistik anlamda yaşadığı sıkıntının önüne geçileceğini bildirdi.
 
 
 
-Narenciye 1 milyon insana iş, aş sağlıyor- 

AKİB Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Kavak da, turunçgil üretiminin bölge ekonomisine olan katkısına değinerek, düzenlenen zirvenin de bu anlamda önemli olduğunu söyledi.

Zirvede narenciye sektörünün sorunları ve çözüm önerilerinin ele alınacağını anlatan Kavak, Türkiye'nin bir çok yerinde benzer toplantılar düzenlediklerini, üreticiyle ihracatçıları bir araya getirdiklerini ve sorunları tartışıp, ortak çözümler aradıklarını belirterek, sorunlara en iyi çözümü bulma gayretinde olduklarını kaydetti.

Kavak, önceki yıllarda da yapılan bu buluşmalardan önemli sonuçlar elde ettiklerini belirterek, narenciyenin tarım sektöründeki en önemli alt sektörlerden birisi olduğunu, dünyada 124 milyon ton narenciye üretildiğini, bunun 3.5 milyon tonunu Türkiye'nin sağladığını vurguladı.
Sektörün en az 1 milyon insana iş ve aş sağladığını dile getiren Kavak, turunçgil sektörü desteklenirken, bunların unutulmamasını istedi.

-Okullarda narenciye dağıtılsın- 

Mersin Turunçgil Üreticileri Birliği Başkanı Ahmet Dursun Şahin de, Mersin'in turunçgil üretiminde önemli bir potansiyeli olduğuna dikkati çekerek, ''Mersin'de her yer limona çıkıyor. Bu yüzden yapımı süren stadyuma limon veya turunçgil isminin verilmesini istiyoruz'' dedi.

Narenciyenin iç piyasada tüketiminin az olduğunu belirten Şahin, ''Nasıl ki, devlet eliyle okullarda ve hastanelerde süt ikram ediliyorsa, narenciye ürünlerinin de ikram edilmesini istiyoruz. Bu sayede hem iç piyasadaki üretim artırılmış olur hem de ilaç olarak gördüğümüz narenciye ürünleri hastalarımıza ve çocuklarımıza şifa dağıtır'' diye konuştu.

Mersin Ziraat Odası Başkanı Cengiz Gökçel de, Türkiye'deki turunçgil üretiminin yarısının Adana ve Mersin'de gerçekleştiğini belirterek, yörenin özellikle limon üretiminde başkent niteliğinde olduğunu bildirdi.

Turunçgil hasat döneminin daha geniş bir döneme yayılması gerektiğini, bu kapsamda erkenci ve geççi ürünlerin oluşturulması için bilimsel çalışmalara destek verilmesini isteyen Gökçel, ''Turunçgil sektöründe en büyük sorun, girdi maliyetlerinin ürün fiyatından daha yüksek olmasıdır. Üretici, neredeyse üretim yapamaz hale gelmiştir. İhracatımızı daha da artırmalıyız. Bu kapsamda ton başına verilen desteğin en az 125 dolar olması gerekir. Geçen yıl 125 dolar verildi ve bu miktar zamanında açıklandı. Ancak, dün yaptığımız görüşmelerde halen bunların ödenmediğini öğrendik. Bunda da desteğinizi bekliyoruz. Nakit olarak verilecek bu destek, hasat öncesinde verilmesi gerekir'' dedi.

TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ise, AKİB'in ihracat açısından önemli olduğunu, özellikle elde edilen ihracat rakamlarında tarım ürünlerinin de yadsınamaz önemine işaret etti.

Türkiye'deki ihracat rakamlarının artırılmasında çok büyük katkı veren Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın Mersin için şans olduğunu dile getiren Büyükekşi, zirvenin sektöre hayırlı olmasını diledi. 
 
Ekonomi Bakanı Çağlayan: -''Ne yapalım, Allah ülkemize petrol doğalgaz vermemiş ama bunun yanı sıra insanların asla vazgeçemeyeceği, son derece önemli olan tarım, gıda ve hayvancılık anlamında bir nimet vermiş'' -''Ben ümit ediyorum ki ve görüyorum ki, tabi ki Allah'tan gelecek şeyleri bunun dışında tutarak, tarım sektörü, 40 milyar doları yakalamak için 2023 hedefini beklemeyecektir''
 
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, ''Ne yapalım, Allah ülkemize petrol doğalgaz vermemiş, ama bunun yanı sıra insanların asla vazgeçemeyeceği, son derece önemli olan tarım, gıda ve hayvancılık anlamında bir nimet vermiş'' dedi.

Çağlayan, AKİB tarafından düzenlenen ''Turunçgil Zirvesi''nin açılışında yaptığı konuşmada, tarım sektörüne verilen desteğin, devletin sektöre verdiği önemin çok net bir göstergesi olduğunu söyledi.

Tarımın gerek üretimde gerek ihracatta gerekse istihdamda Türkiye'nin önemli bir ayağı olduğunu ifade eden Çağlayan, ''Bu sektör, geleceğin en önemli stratejik güçlerinden birisi. Dünyanın çok önemli ülkelerinde tarım ve gıda konusunda ciddi kaygıları var. Ne yapalım, Allah ülkemize petrol doğalgaz vermemiş, ama bunun yanı sıra insanların asla vazgeçemeyeceği son derece önemli olan tarım, gıda ve hayvancılık anlamında bir nimet vermiş. Bu anlamda bizim yapmamız gereken en önemli şey, bunları doğru kullanıp yönetmek'' dedi.

Çağlayan, dünya mal ticaretinde tarımın 7,8'lik payının olduğunu, bunun da 1,4 trilyon dolara tekabül ettiğini dile getirerek, ''Tarım sektörü ülkemizde son 8 yılın, son 7 yılında arka arkaya büyüme göstermiştir. Geçen yıl Türkiye, dünyanın en önemli, en hızlı büyüyen ülkelerinden birisi oldu. Hemen Çin'in ardından... Bu büyümenin 4,5 puanlık katkısı Türkiye'nin ihracatçısının katkısı olurken, sadece tarım sektörünün etkisi yüzde 8,9 olarak ortaya çıkmıştır. Vermiş olduğum 2 rakam, Türkiye'nin büyümesindi ve ihracatındaki büyümesini çok net gözler önüne seriyor. 2011 yılında, 2002 yılına göre toplam tarım ihracatını 3,8 milyar dolardan, 3 katına çıkararak, 10,7'ye ulaştırdı. İftihar ediyorum ki, ülkemiz dünyanın 190 ülkesine tarım ihracatı yapar hale geldi'' diye konuştu.

2002 yılında toplam yaş meyve sebze ihracatının 494 milyon dolar olduğunu ve 2011'de bu rakamın 5 kattan fazla büyüdüğünü belirten Çağlayan, şunları kaydetti:

''Turunçgil sektörünün önemini daha iyi görmeliyiz. Gelmiş olduğumuz nokta ortada. Gelmiş olduğumuz nokta iyiyken, bunu yeterli bulmuyoruz. Gerek işsizlik gerek ihracat anlamında Türkiye'nin gelmiş olduğu nokta iyi olmasına rağmen, yeterli bulmuyoruz. Bu anlamda 2023 bizim için çok önemli. Herkesin hesabını, hedefini buna göre koyması gerektiğini ifade etmek istiyorum. Dünyanın bir çok yeri yangın yeriyken, biz 2023 hedeflerini gerçekleştirir miyiz- Bal gibi gerçekleştiririz. Yeter ki el ele olup, birbirimize güvenelim. İktidarıyla muhalefetiyle el ele verdiğimiz zaman, bunları başarabiliriz. Elde edilen 2023 hedefi Yüksek Planlama Kurulu tarafından onaylanarak, devlet hedefi haline geldi. Bunları gerçekleştirmemek için hiç bir sebep olmadığını, bu yolda emin adımlarla yürürken, gerekli alt yapının sağlanması için de çok ciddi çalışıyoruz. Yapılan üretime, ihracata gerektiğinde verilecek olan devlet desteğiyle; inşallah 2023 hedefini gerçekleştiririz.

Türkiye ilk defa 12 yıllık hedef koyuyor. 4 yılda bir hedefi nereye taşıdığını kendine ev ödevi olarak gösteriyor. Ben ümit ediyorum ve görüyorum ki, tabi ki Allah'tan gelecek şeyleri bunun dışında tutarak, tarım sektörü, 40 milyar doları yakalamak için 2023 hedefini beklemeyecektir. Ben bunları size mutluluk hormonu vermek için söylemiyorum. Elimizdeki rakamlara bakarak söylüyorum.''

Bakan Çağlayan, toplumun her kesiminin artık babadan kalma değil, yeni usullerle işlerini yapmasını isteyerek, ancak bu şekilde rekabette daha iddialı konuma gelinebileceğini vurguladı.

-Sorunlar- 

Kendisinden önceki konuşmacıların ifade ettikleri sorunlara da cevap veren Çağlayan, destekleme primleri taleplerine ilişkin, ''Tarım Bakanlığı'nın sahip olduğu bütçe ortada. Benim görevim ise, tüm sektörlerin daha iyi ihracat yapabilmesi için çalışma yürütmek. Gelinen seviyeyi sizin takdirinize ve insafınıza sunuyorum. Harcarken ben babamın parasını harcamıyorum. 75 milyonun bana emanet ettiği parasını harcıyorum'' dedi.

Çağlayan, geçen yılki destek primlerinin halen ödenmediği yönündeki iddialara da, ''Benim bakanlığımda bekleyen tek bir destek dosyası yok. Ödenek kısmı Maliye Bakanlığı'ndan. Bana para gelecek ki, ödeme yapılsın.
Benim kenarda bekleyen param yok. Maliye Bakanlığı'nın Ağustos ayı itibariyle aktarabileceğini söylediğini de size bildireyim'' diye cevap verdi.

Desteklerin ihracatçı yerine üreticiye verilmesi yönündeki bir talebi de değerlendiren Çağlayan, ''Siz tekrar konuşup kararınızı bildirin, tekrar konuşalım. Ama benim şahsi kanaatimi sorarsanız, ihracatçı kendi kendisini toparlar, ama desteğin üreticiye verilmeli'' dedi.

Zafer Çağlayan, bazı ihracatçılardan gelen laboratuvar analiz fiyatlarının yüksek olduğu yönündeki iddialara, şu yanıtı verdi:

''Konuyu Mehdi Eker Bakanımızla görüştük. Daha önce bu konuyu yine görüşmüştük, belirli oranlarda indirim yapıldı. Ancak zamanla yükseldiğini gözlemledik. Gelin rekabete açalım. Kim hangi firmaya analiz yaptırırsa yaptırsın.''

Bakan Çağlayan, yapımı süren stadyuma narenciye ile ilgili isim verilmesi yönündeki öneriye de, konuyu pazartesi günü Bakanlar Kurulu'nda Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç ile görüşeceğini, ismin belki de halk oyuna sunularak belirlenebileceğini bildirdi.

Çağlayan, narenciye ürünlerinin okullarda ve hastanelerde dağıtılması yönündeki talebe de, ''Süt kadar pratik olur mu, bilmiyorum. Ama üzerinde çalışmak lazım'' diye yanıt verdi.

Toplantı, açılış konuşmalarının ardından sektör temsilcilerinin sorunlarını dile getirmesi ve çözüm önerilerini dile getirmeleriyle sürdü. 

Ekleme Tarihi
28.07.2012
Ekleyen Kişi
şahin yaylacı

Etiketler: Mersin, 'Turunçgil Zirvesi, turunçgil, limon, portakal, turunç, mandalina, tarım, meyvecilik
Link: Mersin'de 'Turunçgil Zirvesi




  HABERLER
>> Arşiv İçin Tıklayınız