Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 21 Mayıs 2024 Salı
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  HABERLER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler
 

AYÇİÇEĞİNİN YÜZÜNÜ DOĞU’YA ÇEVİRDİ

Çomu ailesi, daha çok Trakya ile anılan ayçiçeğinin ekimini ilk kez Doğu topraklarına taşıdı. 50 bin dönümde 150 çiftçiyle yapılan bu çalışma Malatya, Elazığ, Kars, Urfa ve Maraş ile sürecek


Adanalı Çomu ailesi, bir ay kadar önce gündeme geldi. Şirketleri Sunar Grup ile Türkiye’nin ürün desenine meydan okuyup Trakya Bölgesi’nde yetişen bir ürünü Doğu Anadolu topraklarına taşımışlardı. Ürün ayçiçeği, şehir Muş’tu. 50 bin dönümlük alana 150 bin çiftçiyle ekim yapılmıştı. Geçtiğimiz günlerde bu ekimden ilk hasat elde edildi. Ve 7 bin tonluk ayçiçeği yağı, Irak başta grubun ihracat yaptığı 70’i aşkın ülkeye gönderildi. Yani, Muşlu çiftçinin yetiştirdiği ürünler dünya mutfaklarına girdi.

5 milyon hektar üretim
Ve üstelik grubun 3’üncü kuşak yöneticisi Hüseyin Çomu’nun anlattıkları, ayçiçeği adımının Doğu’daki diğer şehirlerle süreceğini ortaya koyuyor. Çünkü ilk etapta Ağrı, Bitlis ve Bingöl, daha sora Malatya, Elazığ, Kars, Şanlıurfa ve Kahramanmaraş var. Bu arada grubun yatırım planında İç Anadolu’da Konya, Çorum, Sivas ve Yozgat’ın da bulunduğunu belirtmek gerekiyor.
Çomu’ya Türkiye’nin ürün deseninde farklılık yaratan bu projede ilk tohumların nasıl atıldığını soruyoruz. Öncelikle Türkiye’nin yağlı tohumlardaki dış ticaret açığına işaret ediyor. Çünkü, Türkiye, bitkisel yağda ihtiyacın ancak, yüzde 30’una üretimle cevap verebiliyor. Geriye kalan yağlı tohum ve yağ ithalatıyla karşılanıyor. Ve sadece 2011’de bile 2 milyon 700 bin dolarlık ithalat yaptığımız göz önüne alınırsa konunun önemi de kendiliğinden ortaya çıkıyor.

İşte Hüseyin Çomu da ilk fikir tohumunun, 2011’de cari açığın azaltılması için yapılan bir toplantıda atıldığını söylüyor. Toplantı sonrasında mısır üretiminin yanına ayçiçeğini de ekleme kararı alanÇomu’nun araştırmaları, onları İç Anadolu ve Doğu Anadolu’ya yöneltir. “Bölgeye ziyaretlerimiz umutlarımızı coşkuya dönüştürdü” diyor ve devam ediyor Çomu: “Çünkü, bölge yağlı tohum için çok uygundu. Sadece doğru yönlendirme gerekiyordu. Çiftçilerin satış, ekipman eksikliği ve kaliteli tohum sıkıntısı endişelerini tarımsal destek ve alım garantisiyle giderip çiftçileri birebir tespit ettik. Ekimler yapıldı ve ilk hasatı aldık. Çiftçi, ayçiçeğiyle buğdayın iki katı kazandı. Planladığımız diğer yatırımlarlaTrakya’nın yarısı kadar atıl alanı kazanmış olacağız. Ki, Türkiye’de 5 milyon hektarda ayçiçeği üretilebilir.”

* 500 kişilik kadro ve 400 bin tonluk üretim kapasitesiyle çalışıyor.
* 120 milyon dolarlık ihracatını 160 milyon dolara taşımayı planlıyor.
* 2012 ciro hedefi 425 milyon lira.

TOHUM 1920’DE'ATILDI

Sunar Grup’un kökleri 1920’lere kadar gidiyor. Mehmet Nuri Sabuncu, tahinden susam üretmeye başlar. Sonra gayrimüslimlere ait çırçır ve yağ fabrikasını satın alır. Bununla yetinmez. Pamuğun verimli coğrafyasında 1950 yılında Akdeniz İplik’i kurar. Nuri Çomu, üretim öyküsüne işte bu sıralarda katılır. 15 yıl boyunca bu fabrikada yöneticilik yapar. Sabuncu’nun hayatını kaybetmesiyle işin rotası değişir. Bu sıralarda eşi Sunar Çomu’yu da kaybeden Nuri Çomu, Sabuncu’nun oğullarıyla anlaşarak 1974’te çırçır, çeltikten pirinç ve yağ fabrikalarını devralır. Kurduğu şirkete de eşinin anısını yaşatmak için Sunar adını verir.
Çomu’nun bir sonraki adımı bugün devleştiği mısır olur. O dönemde Çukurova’da yok denilecek kadar az üretilen mısırda bölgenin bugün Türkiye çapında yüzde 45 söz sahibi olmasında Çomu’nun attığı adımlar da etkili olur. Bugün Sunar Grup, 500 kişilik kadroyla yılda 400 bin ton tohum ve hububat işleme gücüyle çalışıyor. Üretim yaptığı tesisler tarladan sofraya tüm aşamaları kapsadığı için Türkiye’nin tek entegresi olarak nitelendirilen grubun ürün portföyünde bitkisel sıvı yağlar, yemeklik ve endüstriyel yağlar bulunuyor.


Suudi restoranların ilgisi
Sunar Grup’un tek alanı ayçiçeği değil kuşkusuz. Şimdilik Türkiye’nin ayçiçeği yağı ihracatının yüzde 8’ini gerçekleştiriyor ve 2013’te oranı yüzde 10’a taşıyacak. Mısır yağında Türkiye ihracatının yüzde 35’inde söz sahibi. 2013’te oranı, yüzde 40’a yükseltecek. Çomu, bu hedefin 120 milyon dolarlık ihracatlarının 160 milyon dolara taşınması anlamına geldiğini belirtiyor ve ekliyor: “Avrupa dahil pek çok ülkeye ihracatımız var ama Ortadoğu’da Sunar markası özellikle beğeniliyor. Mısır, Lübnan ve Suudi Arabistan’daki restoranlar markamızı tercih ediyor.”

GİRESUN

ŞEHİR ŞEHİR PAZARLAMA YAPTI DEVLERİN MAKİNECİSİ OLDU


Ceselsan, 10 yılda Türkiye’nin önemli kuruyemiş üreticilerinden Tadım, Ülker, Peyman, Tiryaki, Ünal, Mevlana ve Pınar gibi firmalara makine üretecek kadar ileri gitmiş bir isim. 150 metrekarelik bir atölyeden 8 bin metrekareye ulaşan bu üretim öyküsü, işin büyümesi için fırsatları değerlendirmek ve zorlukları aşmak için yeni yöntemler yaratmanın taşıdığı önemi anlatıyor. Çünkü, kurdukları şirketle ilk iki yıl sadece fındık kavurma ve kıyma makineleri üreten Cem Celal?Gürsoy ve Mehmet?Selim Kitapçı’nın kuruyemiş makinelerinde üretimin yok denecek kadar az olmasını fark etmeleri uzun sürmez. 2004’te otomatik tuzlama makineleri geliştirirler, ardından kavurma fırınları...
 
Ancak, yeni fabrikalarına davet ettikleri müşteriler gelmez olur. Çözümü hemen geliştirirler: Müşteri gelmiyorsa onlar müşteriye gidecektir. Ve makineleri, müşterilerinin fabrikalarına götürerek test ettirmeye başlarlar. Tam 18 şehir dolaşırlar. Sonuç mükemmeldir. 2005 sonunda elde ettikleri büyüme yüzde 300’dür. Yeni bir tesisin kurulması ve ona ilave yapılarak 7 bin 500 metrekarede üretim yapmaya başlamaları çok sürmez. Şu anda kuruyemiş fabrikaları için paketleme harici tüm makine ihtiyaçlarına cevap verebilen ikili, 45 çeşit makine üretiyor ve 26 ülkeye ihracat yapıyor.

GİRESUN

GLOBAL ŞİRKETLERİN FINDIKÇISI FINDIKKIRAN İLE MARKALAŞIYOR


Yavuzkan Fındık, 1933’ten beri fındık işliyor. Bugün ikinci kuşaktan Kenan Yavuz’un yönettiği şirket, 15 bin metrekarelik entegre tesiste naturel fındıkta günlük 40, bitmiş üründe 25 tonluk kapasiteyle çalışıyor. Üçüncü kuşaktan Mahmut Can Yavuz ve Kenan Yavuz’un da rol aldığı şirket, bugünlerde markalaşmaya ağırlık verdi.
 
Bitmiş üründe 1.5 yıl önce yarattıkları Fındıkkıran markası için yatırımlara hazırlanan Yavuz ailesinin ürün portföyünde şimdilik fındık ezmesi, sütlü fındık kreması, kakaolu fındık kreması, kavrulmuş iç fındık, tuzlanmış kabuklu fındık ve kavrulmuş kabuklu fındık bulunuyor. Markalaşmanın bir diğer ayağı da bayilik ve satış ağı kurmak olmuş. Trabzon, Rize, Hopa, Artvin, Ardahan, Ordu, Samsun, Sinop, Zonguldak, Tokat, Kayseri, Konya, Nevşehir, Erzurum ve Erzincan’dan sonra 20 farklı şehre daha girmeyi planlıyorlar. Cihangir Yavuz, öncelikli şehirler olarak İstanbul, İzmir, Ankara ve Bursa’yı gösterirken Mahmut Can Yavuz da ihracat da aynı kararlılıkla yola devam edeceklerini vurguluyor. İşledikleri naturel fındığın yüzde 80’ini 30 ülkeye ihraç ettiklerini belirten?Yavuz, listelerinde Avrupa ülkelerinin ağırlık taşıdığını söylüyor ve ek liyor: “Müşterilerimiz arasındaBarry Callebaut ve Manner gibi isimler var.”
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Ekleme Tarihi
19.11.2012
Ekleyen Kişi
şahin yaylacı

Etiketler: Ayçiçeği, Malatya, Elazığ, Kars, Urfa, Maraş
Link: Ayçiçeğinin Yüzünü Doğu’ya Çevirdi




  HABERLER
>> Arşiv İçin Tıklayınız