Türk yeme-içme sektörünü uluslararası seviyeye çıkaracağız
 Doğuş Grubu’nun patronu Ferit Şahenk son dönemde yeme-içme ve eğlence sektörüne yaptığı yatırımlarla adından söz ettiriyor. Koyu Fenerbahçeli Şahenk, kulüp başkanlığına ise sıcak bakmıyor.
Son dönemde eğlence sektörüne ciddi yatırım yaptınız. Bunun sebebi nedir? Bunun arkasında birden fazla etken var: Öncelikle, Türkiye ekonomisi, kısa sürede çok ciddi aşama kaydetti. Genel refah düzeyinin, satın alma gücünün artması doğal olarak harcama kalıplarına da yansıyor. İnsanlar sosyalleşmeye, dışarıda yeme-içmeye daha fazla bütçe ve zaman ayırabilyor artık. Bir de şu etken var: Hizmet sektörleri genel olarak istihdam yaratma ve özellikle de gençlere iş imkânı sağlama açısından çok kritik öneme sahip. Sektörde nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesi için çalışıp yeni iş olanakları yaratacağız.
Sizin buradaki temel amacınız nedir?
- Biliyorsunuz ağırlıklı olarak hizmet sektörlerinde faal bir grubuz. Bu tecrübemizi yine hizmet sektöründeki yeme-içme alanına da başarılı bir şekilde yansıtabileceğimize inanıyoruz. Yeme-içme sektörünü daha kurumsal bir yapıya kavuşturup uluslararası standartlara yaklaştıracağız. Ayrıca müthiş bir zenginliğe ve uluslararası alanda başarı potansiyeline sahip Türk mutfağının artık dünyada hak ettiği yere gelmesi gerektiğini düşünüyoruz.
2001’de Doğuş Grubu’nun başına geçtiğinizde bu kadar hızlı büyüyeceğini hayal eder miydiniz?
Yoğun tempoda çalışıyorum Fenerbahçe başkanlığını yürütemem
Türk futboluyla ilgili ne düşünüyorsunuz? Koyu bir Fenerbahçelisiniz. Acaba bir gün kulübe başkan olmayı düşünür müsünüz? - Türk futbolunun son yıllarda sıkıntılı bir süreçten geçtiği herkesin malumu… Bence ülke olarak futbola gösterdiğimiz ilginin karşılığını uluslararası alanda gerek milli takım gerekse kulüpler düzeyinde nasıl daha iyi alabiliriz üzerinde düşünmeliyiz. Bu konuda da mutlaka ilerleme kaydedeceğimizi düşünüyorum. Sorunuzun ikinci kısmına gelince, uzun bir süredir son derece yoğun bir tempoda çalışıyorum. Oysa Fenerbahçe kulübü başkanlığı gibi yoğun mesai gerektiren bir görev için ciddi zaman ayırmak gerekiyor; aksi takdirde bu sorumluluğu layıkıyla üstlenip yerine getirmeniz mümkün olmaz.
- Doğuş Grubu, kuruluşundan yönetim kurulu başkanlığı görevini üstlendiğim 2001’e kadarki dönemde, zaten Türk iş dünyasının en önde gelen gruplarından biriydi. Bu noktada kendimi çok şanslı hissediyorum. Zira, çok değerli ekiple aynı gayret, aynı disiplin, aynı özveriyle çalışmaya devam ettik. Üstelik 2001 krizi ve sonrasındaki zorlu dönemde, çok kritik bir ekonomik konjonktürde mücadeleyi sürdürdük.
Babanız Ayhan Bey’den öğrendiğiniz en önemli şey nedir?
- Grubumuzun kurucusu rahmetli Ayhan Bey vizyoner, çok-yönlü, birikimli ve daima profesyonel yaklaşımı benimseyen bir iş insanıydı. Ama özellikle birlikte çalıştığı insanları yetiştirme konusundaki yaklaşımını vurgulamak isterim. Ekibine güvenme ve inisiyatif verme konusunda hiçbir zaman tutucu değildi.
GİRİŞİMCİLİĞİN TEMELİ BEŞERİ SERMAYE
Medya sektöründe kendinizi nasıl konumlandırıyorsunuz?
- Biliyorsunuz, Doğuş Grubu, radyo, televizyon ve dergi yayıncılığı gibi farklı alanlarda olmak üzere hem yazılı hem de görsel medyada uzun süredir faal. Görsel medyada geçen yıla kadar ağırlıkla tematik yayınlara odaklanmıştık. Star’ın portföyümüze eklenmesiyle tabii Doğuş Medya olarak sektörde pazar payımızı daha üst seviyelere çıkardık. Türkiye’de medya sektörü rekabetin oldukça yoğun olduğu, dinamizmi yüksek bir sektör... Dolayısıyla kalite standardı da hızlı ve istikrarlı bir şekilde yükseliyor. Bu kapsamda, medya, Doğuş Grubu olarak yeni yatırım fırsatlarını daima değerlendireceğimiz sektörler arasında...
Türkiye’de girişimcilik hakkında ne düşünüyorsunuz? Ferit Şahenk bir girişimci mi?
- Teknolojik gelişme ve özellikle internetin sağladığı imkânlarla girişimcilik geçmişe kıyasla potansiyel olarak çok daha geniş bir kitleye hitap ediyor. Yani, müteşebbis olmak için geçmişteki gibi mutlaka ciddi miktarda finansal sermaye sahibi olmak gerekmiyor. Ancak ‘beşeri sermaye’ sahibi olmak gerektiği çok açık… Bugün dünyanın en hızlı büyüyenleri arasında bundan on yıl önce tahayyül edemeyeceğiniz teknoloji şirketleri ve 25-35 yaş aralığında genç girişimciler görürsünüz. Türk gençleri açısından bakınca ister girişimci, ister ücretli profesyonel çalışan olsun en önemli ortak konu ‘iyi eğitim’. Bu açıdan donanımlı hale geldikçe zaten müteşebbis olmak konusunda en iyi kararı verecek ve yönlerini çok daha kolay tayin edecekler. Kendi açımdan, sürekli yeni iş geliştirme projeleriyle ilgilenip yeni sektörler, yeni yatırımlar, yeni projeler peşinde koştuğuma göre, evet, ben de bir girişimciyim.
http://www.hurriyet.com.tr/ |
