Düzgün Baba'nýn þifa veren torunlarý Dersim'de Geleneksel Ýyileþtirme ve Þifalý Bitkiler Sempozyumu'nda geleneksel iyileþtirme yöntemleri hem uygulayýcýlar hem de onlarýn torunlarý tarafýndan anlatýldý... Þifalý ellere kulak verdik.
“Dedelere, pirlere, lokman hekimlere artýk öcü gözüyle bakýyorlar. Kime zararlarý dokunmuþ ki? Eski zamanlardan beri Dersim’in jandarmasý, yargýcý, doktoru hep dedelerdir. Biz yaþlandýk, bizden geçti ama gençler bu yola sahip çýksýnlar” diye baþlýyor Hüseyin Erdoðan. 80’ine gelen Erdoðan’ýn ‘yol’ dediði hem Alevilik geleneði hem de o Alevilik içindeki ‘geleneksel iyileþtirme’ yollarý.
Kemerburgaz Üniversitesi Týp Tarihi ve Etiði Anabilim Dalý Baþkaný Kýzýlca Yürür, sözlü tarihçi-müzisyen Metin Kahraman ve Marmara Üniversitesi Eczacýlýk Fakültesi araþtýrma görevlisi Ahmet Doðan ve Pertek Belediyesi’nin 21-23 Mayýs arasýnda birlikte kotardýðý ‘Dersim’de Geleneksel Ýyileþtirme ve Þifalý Bitkiler Sempozyumu’nda Hüseyin Erdoðan gibi onlarca yerel lokman ve þifacý vardý. Dersim’de hâlâ kullanýlan geleneksel saðaltým teknikleri, þifalý bitkiler, þifa aranan ocak ve ziyaretler, tanýklar ve uygulayýcýlarca anlatýldý.
Pertek Belediye Baþkaný Kenan Çetin, iki yýldýr devam eden araþtýrmalarý þöyle anlatýyor: “Modern týp bu bölgeye girmeden önce hastalýklar nasýl iyileþtiriliyordu, baþlangýç noktasý bunu öðrenmek ve bu kültürü korumak.” Modern piyasa ekonomisinin parçasý haline gelmeden önce Dersim halklarýnýn gereksinimlerinin nasýl karþýlandýðýný anlamaya yönelik çalýþmalarýn parçasý olan sempozyumun Dersim’de olmasýnýn nedenleri var. Bir nedeni Dersim’in 38 baþta olmak üzere her dönem baský altýnda olmasý. Hozat Belediye Baþkaný Cevdet Konak, “Bu halk Osmanlý’dan beri siyasi zulümler yaþadýðý için sürekli daðlarda yaþamýþ; aðaçlarýna, otlarýna, sularýna sahip çýkýp kutsallýklarýna inanmýþ. Daðlarda hukuksal, siyasal, kültürel ve ekonomik sistemlerini oluþtururken, kendi týp sistemlerini de oluþturmuþlar” diyor. Yasaklarla pasifize edilen bilgiye sahip çýkmak ve kayýt altýna almak birincil amaç. Ýkinci neden ise Dersim’in 1500’e yakýn bitki çeþidi olmasý ve 250 kadarýnýn endemik olmasý. Bitki çeþidi fazla olunca, geleneksel ilaç yapýmý imkânlarý da artýyor. Ama elbette barýþ süreciyle Dersim daðlarýna daha fazla insanýn gelmesi, bazý bitki türlerini tehlikeye sokuyor. Týpký bazý kutsal sayýlan ve iyileþtirme özelliðine sahip olduðuna inanýlan ziyaret ve ocaklarýn yapýlan barajlarýn altýnda kalmasý gibi.
Elbette herkes istediðine inanýr, bunlarýn ‘bilimsel’ olmadýðý için saçmalýk olduðunu söyleyebilir ama bu bölgedeki insanlarýn bir kýsmý hâlâ dokunarak iyileþtirenlere, Düzgün Baba gibi ziyaretlere, soydan aktarýlan bilgiyle lokman hekimlik ve cerrahlýk yapanlara, Hýzýr’a, þifalý bitkilere, kerametlere inanýyor. Sempozyuma, Kýzýlca Yürür’ün deyiþiyle ‘Dersim ve Alevilik içindeki týp antropolojisi araþtýrmasý’ olarak bakmak da mümkün. Çin’de, Hindistan’da veya Afrika ’da geleneksel týp eðitiminin devam ettiðini ve bilginin kesilmediðini de söylüyor Yürür. Yaptýklarý araþtýrmada Dersim bölgesindeki þifa ocaklarý ve ailelerin üçe ayrýldýðýný görmüþler. Birincisi evlad-ý resul olup da Seyid soyundan gelen iyileþtiriciler, ki bunlarýn esasý nefese ve dokunmaya dayanýyor. Ýkincisi, evlerine Hýzýr misafir olduktan sonra saðlýk konularýnda uzmanlaþmýþ lokman hekim soylarý ve üçüncüsü sabit þifa kaynaklarýný (þifalý su gibi) bekleyen aileler. Sempozyuma katýlanlar uygulayýcýlar ya da uygulayýcýlarýn torunlarý olduklarý için kendi aðýzlarýndan anlatsýnlar. Hüseyin Erdoðan (Þýx Delile Berxe Can Ocaðý): Bizim ocaða sara ve akýl hastalarý getirilir. Ocakta ilaç da yapýyorlar ama bütün ziyaretlerin iyileþtirmesinin sebebi insanlarýn içindeki inançtýr. Ýnanacaksýn ki karþýlýðýný alacaksýn. Gittiðimiz taþ, türbe, ne varsa kerameti cenabý Allah’tan gelen kudrettir. O kudretten medet umarýz. Bizde soy var, Seyid derler bize. Hz. Hüseyin’den beri devam ediyor. Baþý yok, el ele, el Hakk’a çünkü. Bazýlarý diyor ki, iyileþmiyor, inanarak gitmiyoruz ki o yüzden...
Zeynep Gül/ Harige Moro Sur (Kýzýl Yýlan) Ziyareti: Moro Sur’u bekleriz. Yedi hastalýða derman bizim orasý. Kadýn hastalýklarý, baðýrsak hastalýklarý, romatizma, böbrek hastalýklarý, deri hastalýklarý. Aðustosta hasattan sonra bütün aþiretler bize gelirdi. Hasatta elleri parçalanýr, orada tedavi ederlerdi. Çocuðu olmayan kadýnlarýn 21 gün kalmasý lazýmdýr ama. Bizim köyde lokman hekimler de vardý, kýrýk çýkýklarý tedavi ederlerdi. Tavuk derisi, beyaz sabun ve unla, sonra balmumuyla. Yaz olunca ebegümeciyle. Damarotuyla çýbanlarý tedavi ederler. Ben cesaret edemem, baþkasýna yapamam ama kendime yaptým.
Mehmet Menteþ (Þýx Mamudu Ocaðý’ndan Ebe Sultan Menteþ’in torunu): Nenemden kalmýþ ilaçlar vardýr. Dört sene egzama tedavisi gören bir arkadaþým iyileþmemiþti, o ilacý kullandýk, iyileþti. Meme kanserini iyileþtirdim. Saç kýraný, nar kabuðundan yaptýðý ilaçla iyileþtirirdi. Nenemin kaynanasý, kýrýlan hayvan bacaklarýný çuvaldýzý kaynatarak iyileþtirmiþ. Aslýna bakarsan, bu ilk platin tedavisi. Nenemin duasý vardý, esas onun gittiðine üzülüyorum. Bana el verecekti ama aniden öldü. Tehlikeleri de bilmiyorsan, bu iþi yapmak fena.
Muzaffer Kazlý (74 yaþýnda): Rahmetli babam ocaktý, hem berber hem de cerrahtý. Þeker hastasý oldum, daða gittim, çeþit çeþit ot topladým, bazýlarýný yedim, bazýlarýný kaynatýp içtim, halime çok þükür, geçti. Bað yapraðý, zeytin, zeytinyaðýyla yaralarý, kýrýklarý iyileþtiririm. Ceviz ve zencefil üþütmeye birebir. Sarýlýk kesmesini, sülük salmayý da bilirim, anam-babamdan öðrendim.
Hangi ot neye derman? Annesinden gelen birikimi hâlâ kullanan Ýbrahim Özer’den þifalý ot bilgileri: Mor Hatmi çiçeði: Boðaz aðrýsý ve bademcik þiþmesi ve alt solunum yolu enfeksiyonlarý için kullanýlýr.
Isýrganotu: Türkiye ’de dört çeþit vardýr ve vitamin eksikliklerinde kullanýlýr. Papatya: Bir türü þifalýdýr. Çay olarak içilir ve sindirim bozukluklarýnda ve sakinleþtirmede kullanýlýr.
Adaçayý: Sindirim sorunlarýna ve soðuk algýnlýðýna iyi gelir. Kaynatýlmaz, sýcak suyun içine atýlarak demlenir.
Karanfil: Diþ aðrýlarýnda kullanýlýr, gaz gidericidir. Biberiye: Kurutulmuþ biberiye tereyaðý ile karýþtýrýlarak romatizmal hastalýklarda kullanýlýr. Sindirime iyi gelir. Kýzartmalarda kullanýlýrsa kokuyu alýr. Marul ve salatalýk: Suyu sabah akþam bir bardak içildiðinde karaciðer rahatsýzlýklarýna iyi gelir.
Beyaz dut: Dut yapraðýndan demlenen çay, idrar söktürücüdür. Alýç ve Güler: Kurutulmuþ alýç yapraðý ve meyveleri kalp saðlýðýna faydalýdýr. Siyah kuru üzüm çekirdeði ile yenildiðinde daha etkilidir. Melisa otu: Antiseptik özelliði vardýr, baþ dönmesi ve kulak çýnlamasýna iyi gelir. Migren için de kullanýlýr.
Tarçýn: Kan þekeri ve kolesterolü düþürür. Pýhtýlaþmayý azaltarak kan dolaþýmýný hýzlandýrýr.
Dersim’in cerrahý: Mustafa Sýliji Dersim’in en önemli halk hekimi ve cerrahý olan Mustafa Sýliji tahmini olarak 1877’de doðdu. Kýzýlbaþ inancýna mensup. Atalarýnýn geldiði yer, Cerrah Ocaðý olarak bilinir. Geleneksel týp bilgisini ailesinden almýþ fakat bilgisinin ilerlemesinde ABD ’den gelen doktor ve botanikçiyle Munzur daðlarýnda geçirdiði altý aylýk süre çok önemli. Vücuda giren kurþunlarý yaptýðý merhemle çekmesi, karaciðer ameliyatý yapmasý, veremi, frengiyi iyileþtirmesi hatta kanseri tedavi ettiði anlatýlýr. 1937’de en aðýr yaralý eþkýyalarý dahi 24 saatte iyileþtirip cepheye gönderdiði söylendiði için ihbar edilince ailesiyle daðlara çýkar. Aslýnda meslek etiðine son derece baðlý olan Sýliji, hasta olarak gelen herkesi tedavi eder. 37’de tedavi ettiði askerlerden biri sonradan Genelkurmay Baþkaný olan Ragýp Gümüþpala’dýr. Torunu Þahin Çiçek’in yazdýðýna göre hayatýnýn baðýþlanmasýnýn ve köyünün kýyýmdan kurtulmasýnýn nedeninin bu olduðu tahmin ediliyor. Çocuklarýnýn anlatýmýna göre evde bisturi, neþter, þýrýnga, dikiþ iðnesi gibi týbbi aletleri varmýþ. Ýlaçlarýný kendi yaparmýþ, týp kitabý yokmuþ. Bir duvar boyunca þiþelere doldurulmuþ ot-bitki sývýlarý, özleri varmýþ. Deney yaptýðý 20, 30 kedisi varmýþ. Sýliji bir odasýný hastalara tahsis edermiþ. 1942’de hakkýnda soruþturma açýlmýþ, Mazgirt’e götürülmüþ, dönüþte ölmüþ. Ýlaç ve malzemelerine el konulmuþ.
Rýza-Emine Çiçek (Mustafa Sýliji’nin oðlu-gelini): 43’te öldü babam, altý yaþýndaydým. Dersim’de herkes tanýrdý. Mezralarda, daðlarda ot topluyordu. Çocuklarý olmayan kadýnlarý tedavi ediyordu. 38’de daðlara gelen alayýn komutaný babamý çaðýrtýyor. “Siz mermiyi býçakla çýkarýrsýnýz, ben bu kendimin yöntemiyle çýkarýyorum” diyor, gösteriyor. Siroz tedavisi, yýlan ýsýrýðý, yýlancýk, kýrýkçýkýk olsun tedavi ederdi. Bir çocuðun yanlýþ kaynamýþ kýrýlan ayaðýný iyileþtirdi, gördüm ben, ama dedi ki bir santim kýsa kalacak, kaldý da. Karayýlan görünce öldürürdük, babam ateþte yakar, kemiklerini öðütür, yaralarý iyileþtirirdi. “Fare yavrusu yakalarsanýz þeker vereceðim” derdi, onlarla ilaç yapardý. (Rýza ve Emine Çiçek, kanser hastasý kýzlarýný modern týbbýn yanýna geleneksel ilaçlarý ekleyerek iyileþtirmiþ.) |