Küçük Menderes Ovası’nda Silajlık Mısır Üretimi Arttı
İzmir’in Ödemiş ilçesi ve çevresinde patatesin geçen yıl tarlalarda kalması üzerine bu yıl ekilen silajlık mısır, havzada en yüksek düzeyine ulaştı. Küçük Menderes Ovası’nda silajlık mısır tarlalarında ilk ürün hasadı yapılırken, üreticiler ikinci ürün mısır ekimlerinin hazırlıklarını yapmaya başladılar. Bölgede üreticiler patates ve karpuzdan gelir elde edemeyince ve gelişen hayvancılık önem arz etmeye başlayınca silajlık mısır üretimi ovanın ürün çeşitliliğinde belirleyici olmaya başladı. Tarım uzmanları ise, verimli tarlaları yemlik bitkilerle bağlamanın kaynak israfı olduğunu belirttiler. 30 civarında mandıranın faaliyet gösterdiği Küçük Menderes havzasında merkez ilçe konumundaki Ödemiş'in Türkiye'deki 40 ilin hayvan varlığından fazla hayvana sahip olduğunu anlatan uzmanlar, bölgedeki tarım ürünlerinin çeşitliliğinin azalmaya başladığını söylediler. Bölgede yem bitkilerinin üretim alanlarının birçok ülke yüzölçümünden fazla olduğunu söyleyen Ziraat Mühendisi Özkan Akgün, ''Küçük Menderes havzası, binlerce yıl içinde oluşan mikroklimatik (az görülen iklimsel döngü) yapısıyla yılda 2-3 ürün alma özelliğinde toprak yapısına sahip. Burada hayvancılığın artması, birim alandan daha yüksek katma değer elde edilmesinin önünü kesiyor. Üreticinin yıllardan beri bitkisel üretimde yaşadığı çaresizlikler, onu hayvancılığa doğru zorunlu geçişe itti. Aslında günü kurtarma mantığıyla başlayan hayvancılık, devlet desteğiyle günümüzde devasa büyüklüklere ulaştı. Tabii bu kadar hayvanın yem yemesi lazım. Ödemiş ve çevresinde 150 bin dekarın üstünde yem bitkisi ekiliyor. Bu yıl birinci ürün 100 bin dekarın üzerinde silajlık mısır üretimi olduğu tahmin ediliyor” dedi. Torbalı’dan Beydağ’a kadar olan verimli arazilerde üreticinin ülke ekonomisi için stratejik öneme sahip olan pamuktan, patatesten, karpuzdan, domatesten, kavundan, salatalıktan ve hatta incirden kaçışının devam ettiğini belirten Akgün, “Bölgede son 30 yıl ama özellikle son on yıldır plansız, dengesiz, tamamen ekonomik koşulların yönlendirdiği ve yanlış yöne doğru bir değişim yaşanıyor” diye konuştu.
“PAMUĞUN ARDINDAN SIRA PATATESTE VE İNCİRDE” Pamukta ekim alanlarının tamamen bittiğini, patates, incir ve diğer sebze meyve üretimini de benzer tehlikenin beklediğini belirten Akgün, şunları söyledi: “Katma değeri yüksek olan pamukta artan maliyetler ve satış fiyatının düşmesi nedeniyle ekim alanları yerini mısıra bıraktı. Son dönemlerde ekonomik sıkıntılar çeken çiftçi, daha az maliyetli ürünlere yönelerek kar etmeye çalışıyor. Sadece Ödemiş’te değil, Ege’nin pamuk yetiştiriciliği yapan birçok merkezinde aynı durum yaşanıyor. Pamuğun ekilmesi, hasadında makina kullanılamadığı için yoğun işgücü kullanımı ve yüksek maliyet gerektiriyor. Ülkenin en kaliteli pamuğunun üretilebileceği Küçük Menderes havza toprakları, böyle giderse patates gibi, incir gibi diğer bitkisel üretimleri de kaybedecek. Zira üretici bitkisel üretimden zarar ede ede banka kredilerinin içinde boğulmak üzere. Küçük üreticilerin toprakları artık el değiştiriyor. Tüm bunların bir araya geldiği geçen yıl üretim maliyeti daha az olan buğdaygillere ciddi bir kaçış oldu. Öte yandan mısırın üst üste ekilmesi toprağı organik maddece fakirleştiriyor ve yoruyor. Verim düşünce kimyasal gübrelemeye yükleniliyor, özellikle de üre gübresine. Çevresel kirlenme riski ile birlikte su kullanımı da artıyor.” Sorunun çözümü konusunda ise Akgün, “Öncelikle havza bazında desteklenen ürünlerin gözden geçirilip, destek miktarının artırılması gerekli. Ulusal pamuk ve kurulacak olan patates konseylerinin üretimin eski yoğun günlerine dönebilmesi için satış fiyatlarının yukarı çekme, maliyetlerin düşürülmesi ile ilgili uzun vadeye dayanan çalışmalar yapması gerekiyor” dedi.
|