Üzüm Sendikası’nın verilerine göre, Türkiye’de üzüm üretimi sayesinde 100 bin aile geçiniyor. Özellikle Manisa, İzmir, Denizli yörelerinde üretilen çekirdeksiz üzümün yüzde 90’ı ihrac ediliyor.
Kuru üzümün 2013 yılında 500 milyon doların üzerindeki döviz girdisi sağladığı bildiriliyor. Türkiye’ye gelir getirisi bir hayli fazla olan üzümün emekçisine katkısı ise hiç de öyle değil. Manisa’nın Turgutlu ilçesi özellikle kuru üzüm üretiminde Türkiye için önemli yerlerden biri. Ovadaki binlerce hektarlık üzüm bağlarında çalışan emekçilerin büyük bir çoğunluğu ise mevsimlik tarım işçilerinden oluşuyor.
Çadırlarda yaşıyorlar
Riha’da (Urfa) iş imkanı bulamadığından çalışmak için Turgutlu’ya gelen Naif Subay, ortalama 2 ay çalışacaklarını belirterek, ilk geldiklerinde tonaj başına domates işçiliği yaptıklarını söyledi. Tonaj başına 38 TL aldıklarını söyleyen Subay, akşama kadar yaptıkları çalışma sonucunda kendilerine sadece 20 TL kaldığını belirtti. Riha’dan gelen işçilerin büyük bir bölümü çadırlarda yaşıyor. Çadırlardaki giderleri de kendilerinin ödediğini anlatan Subay, çadırların sağlıksız olduğunu anlattı. Çadır kamplardaki yemekleri gece hazırladıklarını anlatan Naif Subaşı, bu nedenle yemeklerin sağlıksız olduğunu söyledi.
Kadınlar 2 kat yoruluyor
Elektrik ve su ihtiyaçlarını karşılama konusunda sıkıntılar çektiklerini ifade eden Subay, “Suyumuz bir gün var bir gün yok. Elektriğimizi keyiflerine göre veriyorlar. Birçok zaman elektriği kesiyorlar. Patrona söylemeyene kadar elektriğimizi açmıyorlar” dedi. Subay, “Erkekler olarak yine bizim sorunlarımız kadınlarımızın sorunları yanında hiçbir şey değil. Kadınlar tarlada çalıştıktan sonra çadırlarda da ekmek pişirmek, yemek yapmak için çaba sarf ediyorlar. Kadınlar yemek, çamaşır ve çocuklar ile ilgilenmesi derken gece geç saatlere dek çalışıyorlar” dedi. Hediye Demir ise gün boyu tarlada çalıştıkları için akşam eve döndüklerinde çocuklarına yeterli zamanı ayıramadıklarını belirterek her ailede çocukların kendilerinden küçük kardeşlerine annelik babalık yaptığını söyledi. 5 çocuğu olduğunu söyleyen Demir en büyük oğlunun kendisi ile birlikte çalıştığını, diğer 4 çocuğunun küçük olduğunu anlattı.
Dayıbaşları haksızlık yapıyor
Demir, en önemli olan sorunlarının başında dayı başılarının ücretlerinden çok fazla kesinti yapması olduğunu söyledi. Hediye Demir, dayı başıların vergi vermediklerini, en ufak bir emeklerinin olmadığını, buna rağmen çalışan emekçilerin ücretlerinden çok kesinti yaptıklarını ifade ederek, bunun haksız bir kazanç olduğunu belirtti. 40 dereceye varan sıcağın altında çalışan 40 yaşındaki Selma Ötün ise 5 çocuğunu olduğunu belirterek 3 tanesinin okuttuğu için çalışmak zorunda kaldığını anlattı. Ötün “Bizim hiçbir geleceğimiz yok, geleceğimiz olmadığı gibi hiçbir güvencemiz de yok. En kötü yaşam biz Kürtlerin kaderinde varmış gibi yaşamak zorunda bırakılıyoruz. Bu Kürtlerin kaderi olmamalıdır” dedi. Ötün dayı başıların kendilerinden kesmiş olduğu paranın çok olduğu gibi haksız kazanç elde ettiklerini söyledi.