Kıbrıslı Türklerden Türkiye’ye uyarı: Hellim ismini kullanmaktan vazgeçin ANTALYA - YÖREX'te hellim peyniri konuşuldu
Ünlü peynirleri hellimin tescili konusunda Rumlarla mücadele eden Kıbrıs Türkleri, Türkiye’deki bazı firmaların ürünlerinin adını ve resimlerini kullanarak üretim yapmasından rahatsız. Kıbrıs Türk Sanayi Odası Başkanı Ali Çıralı, Türkiye’de 70’in üzerinde firmanın hellim adını kullanarak peynir ürettiğini belirterek "Bundan vazgeçin." dedi.
Antalya Ticaret Borsası (ATB) tarafından bu yıl beşincisi düzenlenen ve Anfaş Expo Center’da devam eden Yöresel Ürünler Fuarı kapsamında Yerel Kalkınmanın Anahtarı Yöresel Ürünler Paneli gerçekleştirildi. Panele, ünlü hellim peynirlerinin tescili konusunda Rumlarla verdikleri mücadeleyle tanınan Kıbrıslı Türkler de katıldı. Hellim peynirinin coğrafi işaret tescili süreci hakkında bilgi veren Kıbrıs Türk Sanayi Odası Başkanı Ali Çıralı, hellimin sahibinin odaları olduğunu söyledi. Kıbrıs’a özgü kültürel ögelerin en meşhuru olan ve bin yılık geçmişi bulunan hellimin, dünyadaki pişirilebilir tek peynir türü olduğunu belirten Çıralı, Kıbrıs’ta kişi başı tüketiminin 12 kilogram olduğu bilgisini verdi. Hellimin, KKTC’nin en önemli ihraç ürünü olduğuna değinen Çıralı, kendileri açısından çok önemli olan bu ürünü güneydeki Rumların da sahiplendiğini anlattı. Çıralı, bu nedenle hellimin coğrafi işaret alarak adlarına tescili sürecinin 2007’de başladığını dile getirdi. İlk olarak KKTC’de tescillenen hellimin 2009’da Türkiye’de tescil edildiğini anlatan Çıralı, Rumların ise aynı yıl ‘halloumi’ adıyla tescil için AB Komisyonu’na başvurduğunu, yaptıkları itiraz sonucu dosyalarının eksiklikler nedeniyle geri gönderildiğini anlattı. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin AB Komisyonu’na 2014 yılında ikinci kez yaptığı tescil başvurusunun devam ettiğini ve 3 ay sonra sonuçlanmasını beklediklerini dile getiren Çıralı, hellimin Rumlar adına tescilinin kendileri açısından büyük tehlike oluşturduğunu söyledi. Çıralı, “Gerçekleşir ve Kıbrıslı Türkler bu tescil dışında kalırsa bu isimle üretim yapamayacağız ve dünya pazarlarına satma olmayacak.” dedi.
Hellimle ilgili çalışmalarının tescille sınırlı kalmadığını, KKTC yasalarına göre bir Hellim Denetleme Kurulu oluşturduklarını, halk oyuyla bir logo belirlediklerini ve ürünlerde bunu kullandıklarını kaydeden Ali Çıralı, kuruldan belgesi olmayanlara ihracat izni vermediklerini söyledi.
MAHKEMEYE Mİ GİDELİM
Coğrafi işaretli hellimin Kıbrıs’a ve kendilerine ait olmasına karşın Türkiye’de 70’in üzerinde firmanın hellim adını kullanarak üretim yapmasından yakınan Çıralı şöyle konuştu: "Coğrafyayı andıracak, çağrıştıracak Kıbrıs hellimi ismini kullanamazsınız veya Kıbrıs haritasını ambalajın üstüne koyamazsınız bu tescile göre veya hellim adını çağrıştıracak halim, malim gibi kelimeleri de kullanamazsınız. Fakat maalesef şuanda 70’in üzerinde firma Türkiye’de bu isimleri kullanarak üretim yapıyor. Biz KKTC olarak bu ismi kullanan firmaların bundan vazgeçmesini talep ediyoruz.” Bugüne kadar TOBB ve siyasiler kanalıyla ilettikleri bu talebin yeterli olmadığını vurgulayan Çıralı, “Bu ismi kullanmamalarını talep ettik ama başarılı olamadık. Bundan sonra bize düşen ne olabilir? Biz kavga yoluyla mı, mahkemelere giderek mi, hukuk yolunu deneyerek mi bu işi yapalım? Çünkü AB bir tescil getirdikten sonra uluslararası bir nitelik kazanacaktır hellim ismi. Zaten Türkiye’de AB’ye girmek için müzakere süreçlerine devam ediyor. Yani eninde sonunda Türkiye’deki üreticiler bu ismi kullanmaktan vazgeçecek ama şimdiden bizi dinleyerek vazgeçerlerse daha iyi olur." diye konuştu. Hellim Denetleme Kurulu Uzmanı Kemal Öztürk de KKTC’de hellim üreten 40 firma bulunduğu bilgisini paylaşarak, “Denetimlerden 14 firma geçti ve hellim ismini kullanma hakkını elde etti.” dedi.
TÜRKİYE'DEKİ FİRMALAR HAKSIZ
Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Türkiye Araştırma Ağı (YÜCİAD) Yürütme Komitesi Başkanı Yavuz Tekilioğlu da Kıbrıslı Türklere hak vererek "Türkiye’deki firmaların hakları yok. Siz menşe işareti aldınız. Sadece Kıbrıs’ta üretilebilen peynirler hellim adını taşıyabilir. Dolayısıyla adli yola başvurulacak. Başka türlü bir çözüm yok. Aslında onların hakları yok ve yaptıkları yasal değil. Türkiye’de çok sık yapılıyor." şeklinde konuştu. Yöresel ürünleri sahtesinden ayırmanın yolunun coğrafi işaret olduğunu kaydeden Tekelioğlu, Türkiye’de bin 500’ü gıda ve tarım ürünü olmak üzere, coğrafi işaret alabilecek 2 bin 500 ürün bulunduğunu belirterek 28 AB ülkesinde bu sayının bin 244 olduğunu söyledi.(CİHAN) |