Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 21 Kasım 2024 Perşembe
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  TEKNİK BİLGİLER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

Mısır bitkisinin toprak üstü organlarında gal adı verilen şişkinlikler oluşturan hastalık etmeninin sporları (klamidospor) kahverengi elipsoid yuvarlak 7-13 mikron çapında olup, üzerleri diken şeklinde çıkıntılarla kaplıdır. Çimlendiklerinde tipik 4 hücreli promiselyum (basidium), her bir promiselyum hücresinde de bir veya iki çekirdekli tek hücreli, renksiz, iki ayrı karakterde yuvarlak-uzun oval sporidia (basidiospor) oluşur.

Etmenin tanımı ve yaşayışı

Mısır bitkisinin toprak üstü organlarında gal adı verilen şişkinlikler oluşturan hastalık etmeninin sporları (klamidospor) kahverengi elipsoid yuvarlak 7-13 mikron çapında olup, üzerleri diken şeklinde çıkıntılarla kaplıdır. Çimlendiklerinde tipik 4 hücreli promiselyum (basidium), her bir promiselyum hücresinde de bir veya iki çekirdekli tek hücreli, renksiz, iki ayrı karakterde yuvarlak-uzun oval sporidia (basidiospor) oluşur.

Hastalık ertesi yıla bulaşık toprak ve hastalıklı bitki artıkları ile geçer. Sporlar kış şartlarına çok dayanıklıdır. Klamidosporlarm bilhassa kumsal geçirgen ve sıcak topraklarda 8 yıl canlı olarak kaldığı saptanmıştır. Hastalıklı bitki artıklarını yiyen hayvanların sindirim organından da sporlar canlılıklarını yitirmeden geçerler. Gübre ile tekrar tarlaya taşınıp enfeksiyon kaynağı olabilirler. Kışlamadan sonra sporların hepsi aynı anda çimlenmez. Bir kısmı çimlenmeden daha sonraki yıllara kalabilir. Çimlenen klamidospor ve sporidia ancak 3-4 yaprak devresinde (40-60 cm. boyunda) olan bitkileri enfekte edebilir. Fide devresinde bitkinin fizyolojik ve morfolojik yapısından ileri gelen bir mukavemetle enfeksiyon olmaz. Yaşlı bitkilerin enfekte olması da oldukça güçtür. Enfeksiyon çeşitli mekanik yollarla özellikle rüzgarla bitki üzerine taşınan sporların çim borularının epidermis hücresinin zarından, stomatlardan ve ayrıca böcek, insan ve hayvanların açtığı yara ve eziklerden içeri girmesiyle olur. Hastalığın gelişmesi çevre koşulları ve bitkinin büyüme durumu ile ilgili olarak seyreder. Yağış hastalığın gelişmesinde önemli bir etkendir. Orantılı nem önemli değildir. Yağışların yaz başına kaydığı yıllarda hastalık daha çok görülür. Hafit yağış ve yağıştan sonraki kuru güneşli veya hafif bulutlu günler mısır rastığı gelişmesine etkili olur. Kurak bölgelerdeki sulama da hastalığı teşvik eder. Fungusun enfeksiyonu ve gal gelişmesi için en uygun sıcaklıklar 18-21 °C olarak saptanmıştır, inkubasyon periyodu koşullara bağlı olarak 11-21 gün olarak değişir. Sekonder enfeksiyonlar hem toprak yüzünde bir sene önceden kalmış sporlarla nemde yeni oluşmuş, olgunlaşarak dağılmış gallerdeki sporlarla olmaktadır. Enfeksiyon tamamen lokaldir. Bitkinin gelişmekte olan olgunlaşmamış dokularından iklim koşullarına bağlı olarak enfeksiyon olabilir.

Zarar şekli, ekonomik önemi ve yayılışı

Bitkinin tüm toprak üstü aksamında; yaprak, sap, koçan, püskül ve erkek çiçeklerinde görülür. Bu organlarda gal adı verilen şişkinlikler oluşturur. Galler önceleri sert olup parlak, gri beyaz renkli bir zarla kaplıdır. Olgunlaştıkça zar sararır. Üzerinde çatlaklar meydana gelir, süngerimsi bir hal alır ve içinde bulunan siyah toz şeklindeki kla-midosporlar etrafa dağılır. İklim koşullarına, mısır çeşidine ve bitkide oluştuğu yere bağlı olarak galler çeşitli büyüklükte (0,5-20 cm. çapta) olurlar. Galin oluştuğu yere, büyüklüğüne, sayısına, püskül ve koçan çıkarma devresindeki enfeksiyon durumuna bağlı olarak zarar derecesi de değişir. Koçan, erkek çiçekler ve boğumlarda çok tahripkardır. Ayrıca ürünün kalite ve kantitesini etkileyen zararlara da sebep olurlar. Hastalıklı bitkilerden alınan koçanlardaki daneler çürüklük etmenlerine karşı hassastır. Erken dönemdeki şiddetli enfeksiyonlar bitkinin ölümüne ve koçan çıkmamasına neden olur.

Mısır ekimi yapılan bütün bölgelerimizde görülen bu hastalık; Karadeniz Bölgesinde (Samsun'da) 1975 yılında yapılan incelemelerde tarladaki hastalıklı bitki oranının % 9.2, ürün kaybının % 12.2 olduğu, saptanmıştır. Ege Bölgesi ikinci ürün mısır ekim alanlarında (1983, 1984) en yüksek hastalıklı bitki oranının % 20, hastalık şiddetinin ise % 6 olduğu görülmüştür.

Konukçuları

Ülkemizde tek konukçusu mısır’dır. Bazı dış ülkelerde Guatemala otu (Euchlencınexicana Schrad.) üzerinde de gal oluşturduğu bildirilmektedir.

Mücadelesi

 Kültürel Önlemler

Hastalıkla mücadelede kullanılan tek yöntemdir. Zararın önlenmesi veya en az düzeye indirilmesi için alınacak başlıca önlemler:

a) Mısır rastığının çok fazla zararlı olduğu yerlerde en az 3-4 yıllık bir münavebe uygulanmalıdır, b) Çok erken ve çok geç ekimlerden kaçınılmalıdır, c) Rastık keseleri olgunlaşmadan kesilip yok edilmelidir. d) Rastıklı bitki artıkları ve güller ya çok derine gömülmeli veya yakılmalıdır. Hayvanlara yedirilmemelidir, e) Bitkileri yaralamaktan ve fazla azotlu gübre vermekten kaçınılmalıdır, f) Böceklerle mücadele ederek, bitkiyi yaralamaları önlenmelidir, g) Dayanıklı çeşit tavsiye edilmelidir.

Kimyasal Mücadele:

Hastalığın yeşil aksam ilaçlı savaşımı ile ilgili olarak gerek dış ülkelerde gerekse yurdumuzda yapılan denemelerde uygulamaya verilebilecek etkililikte ilaç bulunamamıştır.

 

http://www.volkanderinbay.net/tarimnet/

Ekleme Tarihi
07.07.2009
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız