Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 21 Kasım 2024 Perşembe
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  TEKNİK BİLGİLER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

Sulama : Tarımda devamlılığı ve kararlılığı sağlayan, bunun yanında diğer tarımsal girdilerin etkinliğini arttıran ve birim alandan yüksek verim sağlayan tarımsal girdilerden biridir.

Sulamadan beklenen yararı sağlayabilmek için temel koşul, bitkinin ihtiyaç duyduğu miktardaki suyun yağışlarla karşılanamayan bölümünün toprakta bitkinin kök bölgesine gereken zamanda ve gereken miktarda verilmesidir. Burada karşımıza optimum sulama kavramı çıkmaktadır. Optimum sulamada tamamen normal koşullar söz konusu olup; bitkiler, verim azalması olmayacak şekilde sulanmakta ve topraktaki nem miktarını tarla kapasitesine çıkaracak kadar sulama suyu uygulanmaktadır.

Ancak bilindiği gibi ülkemizin birçok yerinde su kaynakları kısıtlıdır. Ayrıca sulama bilincinin gelişmesiyle sulama alanları süratle genişlemiş olup buna bağlı olarak su talebi de artmıştır. Bu talebi karşılamak için hemen hemen tüm cazibeli yerüstü kaynakları tesis yapılarak işletmeye alınmıştır. Ayrıca YAS çalışmaları büyük ivme kazanmıştır. Ancak bu süreçte kuraklık nedeniyle YÜS kaynakları ya çok azalmış ya da kurumuştur. YAS kaynakları da çok fazla sayıda derin kuyu açılması ve aşırı su kullanımı nedeniyle büyük ölçüde rezerv kaybına uğramıştır. Öyle ki çoğu yerlerde değil sulama suyu içme suyu temini dahi tehlikeye düşmüştür.

Yani özetlemek gerekirse su talebi çok artmış buna karşılık su kaynakları da sınırlanmış, hatta çoğu su kaynağı kurumuş ya da azalmıştır. 1 Ton şeker pancarının üretimi için Türkiye'de 100 ton, İsrail'de ise 7 ton su kullanılmaktadır. Bu değerler hemen hemen tüm bitkisel üretim için genelleştirilebilir. Burada çözüm ne olabilir onu araştırmak durumundayız. Yaptığımız tesislerde veya yeni projelerde sulayacağımız alana göre sulama suyu yeterliyse herhangi bir sorun yoktur. Sulamayı optimum suya göre planlarız. Ancak sulama suyu yetersiz ise aşağıdaki alternatiflerden birini seçmek durumunda kalmaktayız;

1- Alanın bir kısmında kuru tarım, bir kısmında optimum sulama yapmak,

2- Alanın tümünde sulu tarım yapmak ancak suyu kısmak (kısıntılı sulama yapmak),

3- Alanın bir kısmına yeterli su bir kısmına kısıtlı su vermek,

4- Optimum bitki desenini saptamak.

a) Hangi bitkilerin seçileceği,

b) Hangi bitkiye ne kadar su verileceği

c) Su gelir ilişkisi

d) Uygun sulama programı yapmak yoluyla

5- Sulama sistemlerinin geliştirilmesi, damla, mini spring, bublers sulama gibi sulama sistemlerinden yararlanmak.

6- Toprağın su tutma kapasitesini artırıcı agronomik tedbirlerin alınması (yeşil gübre, hayvan gübresi gibi)

7- Topraktaki nemi muhafaza etmek ve sızma buharlaşma vb. kayıpları minimuma indirmek için kazayağı ,kırlangıç kuyruğu, rotovatör, dipkazan gibi uygun toprak işleme aletlerini kullanmak, mümkün olduğu ölçüde pulluk kullanımından kaçınmak gereklidir. Bilindiği gibi dipkazanla birkaç yılda bir pulluk tabanı veya sert katman dediğimiz tabaka kırılması gereklidir.

Sırf bu işlemle; Tarsus ovasında pamuk kütlü verimi dekarda 70 Kg; Çarşamba Ovasında soyada % 86, mısırda % 17; Y. Gediz havzasında buğday ve arpada % 30, tütünde % 67; Ankara Eskişehir ve Konya yöresinde hububatta % 15- 30 arasında verim artışı sağlamıştır.

Burada sulama suyunda kısıt uygulanması durumunda su eksikliğine bağlı olarak bir miktar verim düşmesi meydana gelecektir, bu kaçınılmazdır. Ancak konumuzla ilgili yapılan araştırmalar sonucu verimdeki düşüş oranının, kısılan suyun % oranı kadar olmadığı ortaya çıkmıştır.

Bilindiği gibi bitkiler gelişme dönemleri boyunca normal gelişme gösterebilmeleri için ihtiyaç duydukları bitki besin maddelerini kökleri vasıtasıyla topraktan alırlar. Tabii bu besin maddelerinin suyla erimiş olarak bitki kök bölgesinde bulunması gerekir.

Bitkiler toprakta depo edilen suyun tarla kapasitesi ile solma noktası arasında kalan bölümünden yararlanır. Burada depo edilen suyun bir bölümü doğal yağışlarla kalan bölümü de sulamayla sağlanır.

Ancak sulamanın amacına uygun olabilmesi için kontrollü bir şekilde yapılması, sulama zamanının ve verilecek su miktarının bitkide stres yaratmayacak şekilde düzenlenmesi için sulama zamanı planlamasının yapılması gerekir. Sulama zamanı optimum sulama ya da kısıtlı sulama yapılması tercihlerine göre farklılık gösterebilir. Su kaynağı kapasitesinin yetersiz olduğu şartlarda bitkinin kritik gelişme dönemleri dikkate alınmak kaydıyla ve belirli bir su stresi ile karşılaşmasıyla kısıtlı su uygulayarak verimin belirli bir miktar azalmasına izin verilebilir. Kısıtlı sulama konusunda gerek ülkemizde gerekse yurtdışında araştırmalar yapılmıştır. Bu sonuçlardan bazılarını incelemek gerekirse;

F. GÜNBATILI tarafından Tokat Kazova'da yapılan araştırma sonucunda; Deneme alanında yetiştirilen şekerpancarına ekimden hasat dönemine kadar optimum düzeyde verilen 558 mm sulama suyuna karşılık 6.703 kg/da ürün elde edilmiştir. Buna karşılık suyun % 50 kısılıp aynı suyla 2 dekar alanın sulandığı denemede ise dekara 6.209 kg ürün alınmış, yani dekarda 494 kg ürün azalmasına karşılık toplamda aynı suyla 12.418 kg ürün elde edilmiştir. Kuruya ekime göre ürün artışı da 988 kg/da olmuştur. Burada 12 gün aralıkla 7 defa 40 mm su uygulanmıştır.

Aynı şekilde pamukta H.SELÇUK ve M.M. ÖZKARA tarafından Ege Bölgesinde yapılan araştırmada Pamukta yapılan % 40 lık su kısıtlamasına karşılık verimde ki azalma % 8 olmuştur. Yani burada 100 dekara yetecek suyla % 8 lik ürün azalmasıyla sulama alanını % 56 artırmak mümkün olacaktır. Tabii toplamda sulama sahası geliri artmış olacaktır.

Yurtdışı araştırmalardan bir örnek vermek gerekirse Yukarıdaki grafikte görüldüğü gibi Prof. E. HANSEN ve K. HARRİS'in araştırmasında;

(*) Burada kısıtlı sulamadan elde edilecek suyun tekrar kısıtlı sulamada kullanılacağı

kabul edilerek sulama alanı hesaplanmıştır. Örneğin %40 kısıtlamada 1 l/sn sulama modülünde 60 l/sn ile

100 ha alan sulanır. Kalan 40 l/sn debinin de kısıtlı sulanmasıyla 16 da ilave alan eklenerek sonuçta

100+40+16=156 da sulama alanı elde edilir.

gibi son derece ilginç rakamlarla karşılaşmaktayız. Görüldüğü gibi sulama suyundaki % 20 kısıtlamada ürün azalması % 4, % 30 kısıtlamada ürün azalması % 8, %40 kısıtlamada ise ürün azalması %15 olmaktadır. Bu arada elde mevcut ve kısıtlı sulamayla tasarruf edilen debinin gene kısıtlı sulamayla değerlendirilmesi sonucu sulanan alanlar sırayla % 24, % 39, %56 oranında artmakta ve projeyle hizmet götürülen saha büyümektedir. Bu grafikteki rakamlar tüm bitkiler için elde edilmiş ortalama değerlerdir.

Buraya kadar konuyu dekara verim yönüyle inceledik. Konuyu bir de işletme geliri yönüyle ele alalım; S. Kodal tarafından yapılan araştırmalar sonucunda ise uygun bitki paterni seçilerek yapılan kısıtlı sulama sonucunda işletme gelirinin önceleri çok az sonraları ise daha fazla azaldığı görülmektedir.

Burada ilginç olan diğer bir sonuç da %10 sulama suyu kapasitesi koşulunda bile işletme gelirinin % 25 düzeyinde ve kuru tarım işletmesinin yaklaşık 5 katı olduğudur.

Yapılan araştırmalarda bitkinin büyüme dönemi boyunca bitkinin çeşidine bağlı olarak topraktaki nem eksikliğine duyarlı periyotlarda bitki su ihtiyacı tam olarak karşılanmış topraktaki nem eksikliğine bağlı olarak bitki gelişmesinin önemli düzeyde etkilenmediği periyotlarda sulama yapılmayarak yada kısıtlı sulama yapılarak sulama suyundan tasarruf edilen su daha geniş bir alanda değerlendirilmiştir.

Örneğin hepimizin bildiği gibi buğdayın susuzluğa en hassas olduğu dönem süt olum dönemidir. Sadece bu dönemde yapılan sulama verimde % 97 oranında randıman sağlamaktadır.

Bir de taze fasulyeyi inceleyelim; Bu bitkinin en hassas dönemi çiçeklenme dönemidir. Bu dönemde yapılacak bir su kısıtlaması veya sulamadaki aksama verimi önemli ölçüde azaltabilmektedir. Halbuki büyüme döneminde su tutma kapasitesinin % 50 si kadar su verildiği durumlarda bile ekonomik bir verim elde edilebilir.

Tabii burada uygun bir sulama metodu da büyük önem taşımaktadır. Yine fasulyede yapılan bir denemede karık sulama metoduyla 2 haftada bir sulama, diğer parsele de damla sulama metoduyla günaşırı sulama uygulanmış sonuçta damla sulama yapılan yerde ürün hem 4-6 gün önce hasat edilmiş hem de daha fazla ürün elde edilmiştir. Ancak mısır, susam, çeltik gibi bitkiler suya aşırı duyarlı olduğundan bu tür bitkilerden su kısıtı yapmak yerine ya ekiminin daraltılması ya da ekiminin tamamen kaldırılması gerekebilir.

Sulama yoluyla toprağa verilen her damla su mutlaka .toprak yapısını etkileyecek ve çevresel sorunlar yaratmaya başlayacaktır. Bunu vücuda antibiyotik alımına benzetebiliriz. Yani aldığımız ilaç bir taraftan tedavi yaparken mutlaka bir başka yönden yan etki yaratmaktadır.

Sulama suyunun fazla uygulanmasında ya drenaj sorunu ortaya çıkmakta ya da drenaj yeterli ve toprak gevşek bünyeli ise bitki besin maddeleri tabana doğru yıkanarak kök bölgesinden uzaklaşmakta ve zayi olmaktadır. Ayrıca taban suyuna ulaşan bu maddeler nitrat vb. kirliliği yönünden içme suyu kaynaklarında tehlikeye yol açmaktadır.

Kötü drenaj koşullarında fazla su kök bölgesindeki toprakta birikmekte ve toprak zerrelerinin arasındaki gözeneklerin önemli bir bölümünü doldurmaktadır. Bu durumda bitki kökleri oksijen alamamakta, kök ve toprak üstü organlarının gelişmesi zayıflamakta neticede fazla sulama yüzünden verim kaybı olmaktadır.

Uygun bir kısıtlı sulama programıyla;

a) Su tasarrufu sağlanır, dolayısıyla su masrafı sulama işçiliği ve enerji masraflarından tasarruf edilir.

b) Tasarruf edilen suyla daha fazla alan sulanır.

c) Alan artışıyla ayni miktar sudan daha fazla üretim ve dolayısıyla daha fazla gelir elde edilir, milli gelirde daha fazla artış sağlanır.

d) Drenaj sorunu ve masrafları azdır.

e) Verilecek her miktar su toprakta ekolojik sorunlar yaratmaktadır; dolayısıyla su kısıtlamasıyla bu tür sorunlar asgariye indirilir.

f) Topraktaki su tarla kapasitesine kadar yükselmediği için bu aradaki olası yağıştan daha fazla yararlanılır.

g) Sosyal adalet açışından, mevcut su kaynağının sınırlı olduğu durumlarda bu kaynaktan yararlanamayan çiftçilerin de sulu tarıma geçmesiyle burada oluşacak ranttan daha fazla kesimin yararlanmasıyla sosyal adalet sağlanır.

h) Sulama suyunun yeterli ve fazla olması durumunda çiftçiler genellikle fazla su kullanma eğilimindedirler. Sulama suyunun kısıtlı olması durumunda ise çiftçiler suyu daha rantabl kullanmak durumunda kalmaktadırlar.

i) Su kaynağının kısıtlı olması çiftçileri su tüketimi az bitkilerle sulama randımanı yüksek sulama teknolojilerine yönelmesinde zorlayıcı bir etken olmaktadır.

SONUÇ

Su kaynağının kısıtlı olması hatta daha iddialı bir ifadeyle yeterli olması durumunda dahi; bitkilerin su verim ilişkileri dikkate alınarak bitkinin suya hassas olmadığı dönemlerde sulama yapılmaması veya daha az su verilmesi yoluyla kısıntılı sulama yapılması, bu şekilde mevcut suyla daha fazla alana ve sosyal kesime hizmet götürülerek daha fazla gelir sağlanmalıdır.

Burada adına su verimliliği diyelim veya sulama randımanı diyelim, genelde uyguladığımız sulama yöntemlerimiz yanlıştır. Su ile toprağı doğru bir şekilde buluşturamamışız. Globalleşen dünyamızda su ile toprağı doğru bir şekilde buluşturamayanlara su ile toprağı doğru bir şekilde buluşturanlar bazı şeyleri dayatırlar. Burada amaç sulanan alanlardaki aşırı su kullanımını önlemek, buna mukabil sulanamayan 12 milyon hektara sulama suyu götürmek olmalıdır.

Ülkemizin su kaynaklarının kısıtlı olması; su konusunda çiftçi taleplerinin artması ve mevcut suyla daha fazla alanın sulanarak daha fazla sosyal kesime hizmet götürülerek gelir artışının sağlanabilmesi için sulama ile ilgili hizmet götüren birimlerin uygun bitki paterninin seçimi, bitkinin hassas dönemlerinin tespitiyle buna uygun sulama programlarının ve sulama sistemlerinin geliştirilmesi gerek tarımsal gelir artışı gerek ekoloji gerekse yerüstü ve yeraltı su rezervlerimizin korunması açısından büyük önem taşımaktadır.

 

 

http://www.khgm.gov.tr/kutuphane/MAKALE/makale001.htm

Ekleme Tarihi
15.06.2010
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız