Şu deyimler ortaya karışık şekilde kullanıldıkça içinden çıkılmaz bir hal doğuyor. Hani bu kargaşa terim düzeyinde kalsa iyi, oradan da gündelik yaşamımızın temellerini tehdit etmeye başlıyor. Konfiçyüs'ün ünlü sözü bir kere daha anılmalı: 'Sözcükler yanlış olursa cümleler; cümleler yanlış olursa kavramlar bozuk olur. Kavramlar bozuk olunca halk anlaşamaz; halk anlaşamazsa dirlik bozulur'.
Dirliğin bozulmasına çok az kaldığı için bir kere de ben yazayım dedim.
Birbirine mkarışmış ve herkesin kendi kafasına göre anlam yüklediği birkaç terim ve bu terimler için anlam önerilerim şunlar:
Kavram
|
Önerilen tanım
|
Özgürlük
|
Tüm varlıklara -bitki, hayvan, insan, taş toprak ilh.- saygının içselleştirilmiş olması halindeki korkusuzluk veiç huzuru durumu
|
Af
|
Uğranılan –maddi ve/ya manevi- bir kişisel zararı, herhangi bir karşılık beklemeksizin –ki aksi halde 'pazarlıkla vazgeçme olur- karşısındakinin iyiniyet içindeki bir yanlışına atfederek karşılık vermekten vazgeçme hali.
Uğranılan zarar kişisel değil de toplu zarar ise bu takdirde, diğer kişilerin tek tek affa razı olması halinde af mümkün olabilir. Başkası adına af yapılamaz.
|
Hoşgörme
|
Uğranılan –maddi ve/ya manevi- bir kişisel zararı, karşısındakini cezalandırmaya –yaşı, akli durumu, içinde bulunduğu durumun tahrik ediciliği vb nedenlerle- ehil görmeyerek karşılık vermekten vazgeçme hali.
Toplu zararın hoşgörülebilmesi de af ile benzer koşullara sahiptir.
|
Çifte standart
|
Aynı bir duruma, -tembellik, adamsendecilik, vurdumduymazlık, acizlik, kişisel çıkar veya bu gibi nedenlerle- farklı karşılık verilmesi.
|
Yaptırım ve yaptırımda acizlik
|
Yaptırım, bir kuralın en temeldeki amacına tam hizmet edecek şekilde uygulanabilmesi karşısındaki engellerin, herhangi bir istisna gözetilmeden ve engellerin ne pahasına olursa olsun kaldırılarakuygulanmasıdır.
Yaptırım acizliği ise, bu tanımın kilit taşı niteliğindeki 'uygulama'ya gücünün, aklının ve/ya gereken diğer becerilerinin yetmemesidir.
|
Görmezden gelme
|
Karşılık verilmesi gerekli ve zorunlu bir durumun, -tembellik, adamsendecilik, vurdumduymazlık, acizlik, kişisel çıkar veya bu gibi nedenlerle- görmezden gelinmesi.
|
Uygulanamayacak kural koyma
|
Yaptırımını sağlayamayacağını düşünememek eksikliği ile malul kural koymaktır.
|
Kural tanımazlık
|
Kendi tanımladığı gerekçelere dayanarak ve bunu bir alışkanlık haline getirerek yaşam sürdürmedir.
|
Kural tanırlık
|
Konulmuş kurallara uymak, bir yandan da yanlış, haksız, yersiz vb olarak nitelenebilecek kurallara karşı mücadele etmektir.
|
Bu kavramlar içinde hoşgörme ve af en sık yanlış kullanıma konu olan ve yaptırım acizliği ile karıştırılan terim olsa gerekir.
Burada verilen tanımlardan amaç, doğruluğu tartışmaya kapalı hükümler vermek tabii ki olamaz. Ama rastgele bilinçsiz / bilinçli kullanım nedeniyle birlikte yaşama iklimini bozan kavramlara dikkat çekmek amaçlanmıştır.
Bir ortak kavram tabanı inşa etmeden birlikte yaşamak mümkün müdür?
Akla hayale gelebilecek her türlü vaadin havada uçuştuğu bir seçim öncesinde birisinin de çıkıp böyle bir taban inşa edeceği–üstelik arsa spekülasyonuna yol açmadan - vaadetmesini beklemek pek mi iyimserliktir?
|
|