Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 23 Kasım 2024 Cumartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  Yazarlarimiz » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

KİTLESEL ARI ÖLÜMLERİNİN NEDENİ “imidacloprid“ OLARAK SAPTANDI
 
2006’larda başlayan toplu arı ölümlerine herhangi bir açıklama bulunamaması, bilim adamlarını, politikacıları, bürokratları, arı yetiştiricilerini ve birçok sivil toplum örgütlerini endişelendirdi.
 
Olası nedenlerle ilgili olarak çok değişik yorumlar gidilmiştir. Şüpheler en çok hastalık, insektisitler (böcek öldürücü ilaçlar), gezici arıcılık, genetik nedenler, GDO’lu çeşitler veya bunların kombinasyonları gibi sebepler odaklanmıştı.
 
Olayın aydınlanması için başlatılan bir çok araştırma halen devam etmektedir. Boston’da (ABD) Harvard School of Public Health (HSPH Department of Environmental Health) araştırıcılarından Chensheng (Alex) Lu’nun 2010’larda başlattığı araştırmanın henüz yayınlanmamış sonuçlarına göre arı ölümlerinin nedeni açıklığa kavuşmuştur. 2011 yılında toplu arı ölümleri ABD ve Arjantin’de %50’lere ulaşmış, ülkemiz arıcılığı da toplu arı ölümlerinden etkilenmiştir.
 
bee-clover-feature.jpgBilindiği gibi arı, yalnız bal üretimiyle kalmıyor, tarıma, ekonomiye, tozlamadaki katkısı nedeniyle büyük fayda sağlıyor. Çiçek tozlarını taşıyarak, başta sebze-meyve olmak üzere birçok bitkinin döllenmesine, meyve veya dane bağlamasına katkıda bulunuyor. Parasal değeri milyarlarla ifade edilen bu katkı kaynağının eriyip gitmesine göz yumulamaz.
 
Söz konusu araştırıcılar araştırmalarında, 1990’lardan beri insektisit imalinde kullanılan bir etkili madde, “imidacloprid“e odaklandılar. 2010 yılında her biri dört kovandan oluşan bloklar, biri şahit-kontrol (imidacloprid’siz) olmak üzere, söz konusu etkili maddenin farklı dozlarıyla muameleye tabi tutulmuşlardır.
 
12 hafta sonrası yapılan gözlemlerde hiçbir deneme seviyesinde, herhangi bir arı ölümüne rastlanmamıştır. Fakat 23. haftada ilaç uygulanan 16 kovandan 15inde %94’lere varan arı ölümleri gözlenmiştir. Doz seviyelerinden en yükseği dahi, piyasadaki imidaclopridlu insektisitlerdeki etkili madde oranından fazla ilaç içermiyordu. En yüksek arı ölümü, en yüksek doz imidacloprid içeren seviyede gerçekleşmiştir.
 
Arı ölümleri ile ilgili olarak pek de olumlu anılmayan bu ilaçların geleceği, ilk aşamada bu araştırmanın yürütüldüğü ABD’de belirlenecektir. Bilindiği gibi Türkiye’de bu etkili madde ile üretilen onlarca ticari marka ilaç vardır.

Bu araştırma sonucu, toplumumuzda sosyal sorumluluk açısından, üstünde önemle durulması gereken bir noktayı açığa çıkartmaktadır. Konu ile hiç ilgisi olmayan, uzmanlığı dışında konuşmayı seven birçok kişi veya sivil toplum örgütünün, bilerek- bilmeyerek toplu arı ölümleri ile ilgili olarak ahkâm keserken GDO’lar dahil bir çok konuyu boş yere “suçlu sandalyesi”ne oturtmaları idi.

 
Prof. Dr. Nazimi Açıkgöz

Ekleme Tarihi
13.04.2012
Ekleyen Kişi
Nazimi Açıkgöz
Etiketler: arı, toplu arı ölümleri, kimyasal ilaçlar, gdo, genetik, arı yetiştiriciliği


Paylaş | |
 DİĞER YAZILARI