Üzerinde hiç konuşulmayan tabulardan birisi de tecrübedir. Birisi kendini öveceği zaman, övünmek istediği konuda kaç yıldır deneyimli olduğunu söyleyince akan sular durur.
Kendini öven, onca yılı boşuna geçirmediğini, o süre boyunca konu üzerinde bilgi edindiğini, geliştirmeler yaptığını ve yapılmamış her ne varsa onları yapmaya yeterli ve yetkili olduğunu varsayar ve kendisinin dışında kimselerin yapamayacağını ve de yapmaması gerektiğini savunur. Dinleyenler, bu varsayıma genellikle inanmasalar da önemli bir nedenle çok inanıyormuş taklidi yaparlar.
Çok inanıyormuş taklidi yapmanın yüzlerce türü vardır. Baş sallamak, ara sıra hı hı! demek gibi taklitler amatörcedir, karşı tarafı yeterince memnun etmez. Ancak çok darda kalınırsa kabul edilebilir. Daha profesyonelleri küçük sorular sorar, hatta itirazlarda bulunurlar. Ama övünen daima bir yol bulup, mesela saçlarının dökülme nedeninin seyrek yıkamakla ilgili olmayıp konu üzerinde çok kafa yormaktan ötürü olduğuna dinleyeni ikna eder. Daha doğrusu dinleyen ikna olmuş gibi yapar. Bunun sebebi, dinleyenin de hemen biraz sonra esas kendi saçlarının niçin beyazlandığını anlatırken, diğerinin esas sebep olarak eş dırdırını ortaya atıp önceki dinleyeni bozum etmemesini temin içindir.
Ama aslında iki taraf da geçmiş yılların, iddia edildiği gibi mutlaka yararlanılabilecek örnekler (tecrübe) bırakması zorunluğu olmadığını pekala bilirler.
Yıllar boyunca, yalnızca olaylara seyirci olmayıp, onları bir ölçüde yönlendirebilmiş olanların gerçekten çıkaracakları sonuçlar -ki tecrübe buna denilmelidir- çok değerlidir.
30 yıl boyunca doğru mu eğri mi olduğuna kafa yormadan bir otomat sadakatiyle kendine verilen işleri yapmış olanlar da muhakkak ki saygıdeğer insanlardır. Ama gerçek anlamıyla tecrübeli değillerdir.
Bu konuya değinmemin nedeni, bütün Dünya ile birlikte yaşanan değişim süreci içinde, ülkemizde bundan böyle sık sık sistem değişikliklerinin konuşulacağını düşünmemdir. Gazetelerde yer alan, cezaevlerinin özelleştirilmesi, bu çok sayıdaki sistem değişikliğinden yalnızca bir tanesidir. Yarın öbürgün denetimin (her türlüsü) özelleştirilmesini içimize sindirmek zorundayız*.
Bu sistem değişiklikleri gündeme gelince kendilerinden en çok yararlanılacak olanlar tecrübeliler, en çok zarar verecek olanlar da harcadığı yılları tecrübe sananlar olacaklardır. Bürokrasiyi oluşturan irili ufaklı binlerce sistemin değiştirilmesi söz konusu oldukça, bu konularda kendini icazet vermeye yetkili sayanlar, bunları değiştirebilecek gerçek tecrübeli bürokratların en büyük ayak bağı olmuşlar ve halen de olmaktadırlar. Hele bu kişiler kazara çok yetki sahibi yapılırlarsa bu tam bir felaket olmaktadır.
Benim her iki kesimden de ricalarım olacaktır: Gerçek tecrübeliler, deneyimlerinden başkalarını yararlandırabilmek için lütfen ellerinden geleni yapsınlar.
|