Ünal Örnek Ziraat Mühendisi Tarımsal Araştırmalar, Tarım Yazarlığı ve Gazeteciliği
Her ülkede tarımsal araştırmalar ve sonuçları, o ülkede kamuoyuna sektörün durumunu ortaya koyan, yöneticilerin tarım politikalarını belirlemesinde yol gösteren en önemli değerler ve belgelerdir. Gerçeği görmek ve sorunu çözmek isteyenlerin en güvenli dayanağı bu tür araştırmalardır. Gerek uygulanacak politikalara yön vermede gerekse uygulanan politikaların ne derece başarılı olduğunu görmede kullanılan araştırma sonuçlarıdır.
Bugün ülkemizde ağırlıklı olarak başta kamu kuruluşları olmak üzere üniversiteler tarımsal araştırmalar yapmaktadırlar. Özel sektörün tarımsal araştırmaları oldukça azdır. Sonuçta ülkemizde tarım ile ilgili birçok araştırma çalışması yapılmasına rağmen yapılan araştırmaların çok az bölümü kamuoyunun anlayacağı şekilde paylaşılabilmektedir. Çalışmalar ya raflarda kalmakta ya da üniversitelerimizdeki akademik toplantılarda bilim çevreleri ile paylaşılmaktadır. Araştırmacılar buldukları sonuçları ellerinden geldiğince paylaşmaya çalışsalar da arzu edilen mesajlar kamuoyuna ulaşamamaktadır.
Son yıllarda internet teknolojisinde yaşanan gelişmeler sayesinde araştırmalara ilgi duyanlar araştırma yazılarını internette bulabilmekte ve bilgi sahibi olabilmektedirler. Ancak bunun içinde bireylerin sektör ile ilgili az da olsa bilgisi olması gerekmektedir. Araştırma sonuçları sunuluş şekli itibariyle bazen üreticinin anlayabileceği şekilde değildir. Bu durumda birçok üretici gelişmelerden haberdar olamamaktadır.
Bugün tarım yazarlarının büyük bir kısmı akademik çevrelerde yer almakta ve onlar bilimsel çerçevenin dışına çıkamamakta, tarımsal haber yazanların da tamamına yakını genel haberleri yazan gazetecilerdir. Onlarda güncel haberler içinde tarımı değerlendirmekte, ya da ekonomi haberleri arasında ele alabilmektedir. Tabii sorun gazetecilerden çok yazılı ve görsel basının yöneticilerinden ve izlenen politikalardan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle tarım ile ilgili uzmanlaşmış kadroların oluşması zorlaşmaktadır.
Diğer taraftan ülkemiz bir tarım ülkesi olmasına rağmen bırakın araştırmaların sunulduğu toplantıları sektör ile ilgili yapılan toplantılara bile basının ilgisi yok denecek kadar azdır. Eğer bir gün sonra gündem yoğunsa zaten o haberinde değeri kalmamakta, sayfada veya ekranda yer almamaktadır. Hele son yıllarda ülkemizde yaratılan suni gündemlerle sektörün sesini adeta kaybolmuş durumdadır.
Gerçeği görmek istemesek de hala tarıma bağlı bir ekonomik yapımız vardır. Tarım ekonomik olduğu kadar sosyal olarak da önemli bir sektör olmaya devam etmektedir ve edecektir. Nitekim ABD eski Dışişleri Bakanı Henry Kissenger yaptığı bir konuşmada Petrolü kontrol edildiğinde ulusların, gıda kontrol altına aldığında insanların kontrol altına alınabileceğini ve gıdanın bir silah olduğunu söylüyordu. Gıdanın iyi bir müzakere aracı olduğunu ifade ediyordu. Bu bakış açısı çerçevesinde gıda üretiminin kaynağı olan tarım ve tarımsal araştırmaların önemi daha iyi anlaşılacaktır.
Seçim dönemleri geldiğinde politikacıların verdikleri demeçlerin büyük bir kısmını kırsala ve tarım kesimine verilen mesajlar kapsar. Bu vesile ile ekranlarda ve gazetelerde bu vaatleri okuruz. Ama seçim dönemi bittikten sonra bu süreç biter. Sektörü ne arayan ne de soran vardır. Sivil toplum örgütlerinin bile demeçleri dikkate alınmaz. Çünkü reyting kaygısı öne sürülerek, tarım gündeme alınmaz. Ülkemizde yazılı ve görsel basında çok az sayıda tarım yazarımız ve gazetecimiz bulunmaktadır. Tarım Gazetecisi olarak ismen aklımıza ilk gelen isim Ali Ekber Yıldırım’dır. Dergi olarak Hasad Dergisi, Televizyonlarda ise TRT Bu Toprağın Sesi olmak üzere, Ege TV’den Ekonomi ve Tarım Programı yapımcısı İsmail Uğural, Kanal B’den Bizim Topraklar’ın Yapımcısı Erdal Kumbasar ve son dönemlerde Toprak TV’den Mehmet Öztürk’tür. Bazı yerel kanallarda da az sayıda olmak üzere tarım programları yapan sınırlı sayıda arkadaşlarımız bulunmaktadır. Onlara ne kadar teşekkür etsek azdır. Ülkemizde tarımın en zor şartlar altında üretimini devam ettirdiği bu dönemde sınırlı imkânlarla tarımı gündeme taşımaktadırlar. Bu bir avuç insan 70 milyonu aşan ülkemizde nüfusun % 50’den fazlasını oluşturan kırsal kesimin sesi olmaktadırlar.
Gazeteciler ve yazarlar toplumun avukatı ve vicdanın sesi olmak zorundadır. Onlar doğruyu halk adına bulup, gündeme getirmekle ve halk adına yorumlamakla yükümlüdürler. Onlar demokrasinin olmazsa olmazıdırlar. Bu kapsamda Tarım yazarları ve gazetecileri de elde ettikleri bilgileri bizlere sunarlar. Görüşlerini dile getirirler. Ve bizlerin değerlendirme yapmasında kolaylık sağlarlar. Tabii demokrasi yoksa zaten bu tür yazar ve gazetecilere de ihtiyaç yoktur. Birileri söyler, birileri yazar ve halk ikna olmak zorundadır. Hiç değilse ikna olmuş görünmek zorundadır.
Tarımsal araştırmaların sektöre sunulmasında tarım ile ilgili sivil toplum örgütlerinin de sorumlulukları vardır. Öncelikle güçlü basın kadroları oluşturmalıdırlar. Araştırmaları takip etmeli ve üyelerine aktarmalıdırlar. Sektör ile raporlar çıkarmalıdırlar. Gerek ürün gerekse konu bazında hazırlanan raporlar basın ile paylaşılmalıdır. Bilim çevreleri ile ortak araştırma çalışmalarını desteklemelidirler. Sahip olunan kitle gücü ile basın kuruluşları ile güçlü diyaloglar kurulmalıdır. Gerektiğinde sektördeki tüm kuruluşlar ortak hareket etmeli ve basın sektörü üzerinde baskı gücü yaratmalıdırlar. Tarım sektörünün gelişmesi, ülkemizin gıda güvenliği ve güvenilirliğinin sağlanması ile sürdürülebilir tarımsal kalkınma, tarımın ülke ekonomisine katkısının artırılması ve toplumsal refahın sağlanması için sektördeki tüm tarafların ortak çalışmasına ve desteğine ihtiyaç vardır. Araştırmacısından üreticine, üreticisinden tüketicisine kadar olan zincirin sağlıklı şekilde kurulmasında ve işlemesinde rol oynayan aktörlerden biri de tarım yazarları ve gazetecileridir. Bu vesile ile gönüllü olarak çatısı altında yer aldığımız Milliyetin yeni yönetiminden tarım haberlerine ve yazılarına daha fazla yer vermesini ve bu arkadaşlarımıza da sayfalarında daha fazla yer vermesini bekliyoruz. |