Ünal ÖRNEK
Tarımda üretici örgütlenmesine neden ihtiyaç vardır ?
Tarımdan geçimini sağlayan ve kırsal alanda yaşayanlar için örgütlenme; yaşanan sorunlara karşı birlikte karar verme, mali, teknik ve insan kaynaklarını bir araya getirme ve birlikte hareket etmek için yapılaşmaktır.
Ülkemizdeki tarım işletmelerinin büyük çoğunluğu diğer az gelişmiş ülkelerde olduğu gibi küçük işletmelerden oluşmaktadır. Bu işletmeler geleneksel üretim yapısına sahiptirler. Bu özelliklerinden dolayı gerek girdi temininde gerekse pazarlamada büyük sıkıntılar yaşamaktadırlar. Karşılaştıkları sorunlar üreticilerin ekonomik ve sosyal yaşantılarını olumsuz yönde etkilemektedir.
Dünyadaki mevcut gelişmeler ve uygulamalar dikkate alındığında üreticilerin refah düzeylerinin yükselmesi pazardan daha yüksek pay almaları ile mümkündür. Bununda başlıca yolu üreticilerin örgütlenmesinden geçmektedir.
Gelişmiş ülkelerde üreticiler örgütlenme olarak etkin ve güçlü bir örgütlenme yapısına sahiptirler. Bu örgütler başta tarımsal yayım olmak üzere, tarımsal pazarlamada etkin faaliyetler yürütmektedirler. Son yıllarda yaşanan küresel krizin en büyük zararı tarım kesimine olmuştur. Bunu en iyi görmenin yolu söyle bir gazete başlıklarını internette taramanız, üreticilerin sorunları ile ilgili haberlere bakmanız veya çevrenizdeki üreticilerle dertleşmeniz, imkânınız varsa bir köy kahvesini ziyaret etmenizdir.
Ülke nüfusunun yaklaşık yarısı kırsal kesimde yaşamaktadır. Kırsal kesimde yaşayanların başlıca gelir kaynaklarını tarımsal üretim içinde yer alan bitkisel, hayvansal ve su ürünleri üretimi ile ormancılık faaliyetlerinden elde edilen gelirler oluşturmaktadır. Ne yazık ki kırsal kesimin nüfus büyüklüğüne rağmen milli gelirden aldığı pay düşüktür. Bu durumun başlıca nedenlerinden biri kırsal kesimde yaşayanların üretimden aldığı payın düşük olmasıdır. Günümüzün gelişmiş ülkelerinin temelinde tarımsal üretim gücünün iyi kullanılması ve tarım sanayi bütünleşmesinin çok iyi kurulması gelmektedir.
Ülke kalkınmasının temelini oluşturan kırsal kalkınmadır. Kırsal kalkınmanın da lokomotifi üretici örgütlenmesidir. Kırsal kesimde yaşayan kişilerin refah düzeylerini artırmak ve sürdürülebilir kılmak amacıyla, ekonomik ve sosyal sorunlarını, güçlerini birleştirerek ortak hareket ederek çözmeleri veya çözümünü sağlamaları örgütlenme ile mümkündür. Gerek üretimden gerekse pazarlamadan daha fazla pay almanın yolu örgütsel gücün harekete geçirilmesidir. Bu doğrultuda örgütlenmenin temel amacı güç birliği sağlayarak ortak veya üyelerinin refah düzeylerini artırmak için hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmektir.
Bugün ülkemizde uygulanan kalkınma stratejisi ihracata yönelik ve dışa açık rekabetçi piyasa ekonomisine geçişi amaçlayan bir ekonomik programdır.
Gerek ülkemizde gerekse dünyada tarım toplumundan sanayi toplumuna geçiş süreci birlikte artan şehir nüfusu pazar taleplerini de değiştirmiştir. Üretimdeki artış ile birlikte ürün kalitesi ve pazarlama taleplerindeki değişim, üretim ve pazarlama stratejilerini de etkilenmiştir. Bu değişim yeni üretim ve pazarlama teknikleri kullanımına ve yeni teknoloji kullanımına yönelimi artırmıştır.
Tabi ki bu değişimle birlikte üretimde maliyetler de artmaya başlamıştır. Bu gelişmeler ile tarım sektöründe de şartlar ağırlaşmış, rekabet gücünün artırılmasına yönelik politikalar ve uygulamalar daha da ön plana çıkmıştır. Üreticinin pazarda rekabet gücünü tek başına artırması mümkün değildir. İşte bu noktada büyük çoğunluğu küçük işletmelerden oluşan üreticiler için örgütlenmenin önemi ortaya çıkmaktadır. Bakın neleri elde edebilirler;
· Üreticiler örgütlenerek sorunlarının çözümünde ortak hareket edebilirler,
· Toplu olarak üretim politikalarına karar verebilirler,
· Girdilerini toplu olarak ucuza temin edebilirler,
· Ürünlerini toplu olarak daha iyi fiyattan pazarlayabilirler,
· Pazardan daha fazla katma değer alabilmek için paketleme, depolama ve işleme tesisleri kurabilirler,
· Toplu olarak danışmanlık hizmetinden daha az maliyetle faydalanabilirler,
· Tekniğine uygun girdi kullanabilirler,
· Daha ucuz ve ihtiyacına uygun krediye ulaşabilirler
· Pazarın taleplerini öğrenmek için örgütlerinde istidam edecekleri danışmanlar aracılığı ile araştırmalar yaptırabilirler,
· Ürünleri ve üretimleri ile daha iyi kayıt tutabilirler ve tüketicilerin bu yöndeki bilgi taleplerine cevap verebilirler.
· Birbirleriyle deneyim paylaşabilirler,
· Demokratik yaşamı daha iyi öğrenirler,
Bu yararları daha da açmak ve yazmak mümkündür.
Hepimizin bilmesi gereken gerçek gelişmiş ülkeler bugünkü gelişmişlik düzeyine büyük ölçüde örgütlenmenin yararlarını kullanarak ulaşmışlardır. Bugün AB’nin tarımda gelişmiş ülkelerinde Üretimden hasada, paketlemeden ürün işlemeye, pazarlamadan finansmana kadar tüm aşamalarda üretici örgütleri yer almakta, pazarın tek taraflı oluşmasının da önüne geçerek gerek üreticinin gerekse tüketicinin hak ve menfaatlerini korumaktadırlar. Ülkemizde de üretici örgütleri yasal ve mali imkânları çerçevesinde bu hizmetleri ortak ve üyelerine sağlamaktadır.
Eğer örgütlerden daha etkin bir hizmet isteniyorsa da yapılması gereken ortak ve üye olarak yönetimde ve denetimde etkin olmamızdır. Örgütümüze destek ve yön vermemizdir. Devletin desteği bir yere kadardır. Asıl destek ortağın ve üyenin desteğidir. Örgütleri yaşatacak ve geleceğe götürecek asıl güç ortakları ve üyeleridir.