CAZİP BİR YATIRIM ARACI: TARIM
Yurtiçi ve yurtdışı gelirlerden sağladığı birikimi bir yatırıma dönüştürmek isteyenlerin sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Yalnız bu potansiyel yatırımcılara değil, tüm kamuoyuna Türk tarımının cazip bir yatırım alanı olabileceğini hatırlatmakta yarar görülmüştür. Dünyada toprağa yapılan yatırımlardaki hızlı artış “http://blog.milliyet.com.tr/tarimsal-arazilerde-beklenmeyen-degisimler--/Blog/?BlogNo=342267” blogunda detaylı olarak işlenmişti. Türkiye’de toprak satışları ile ilgili herhangi bir istatistik olmamakla beraber; bağcılık, hayvancılık gibi bazı özel yatırımları basından duymuş olmalıyız.
Önümüzdeki yıllarda tarıma yapılacak yatırımlarda büyük artışlar beklenmelidir. Çünkü:
- • Nüfus artışındaki trend gıda maddelerine gereksinimin asla geriye gitmeyeceğini göstermektedir,
- • Günlük kalori tüketimindeki artışlar, bilinçlenme ve gelirlerdeki yükselmeler tüketiciler için farklı ürünlerin tarımına fırsat verecektir,
- • Aynı yaklaşımlar özellikle yakın komşularımız için geçerli, yani artan bir tarımsal ürün ihracat potansiyeli var,
- • Küçük çiftçi sayısı düşmekte, tarımsal araziler işlenememekte (http://blog.milliyet.com.tr/turk-tariminin-buyuk-bir-sosyo-ekonomik-sorunu/Blog/?BlogNo=343837),
- •
- Boşalan arazilerin işlenmesi için teşvikler beklenmektedir, tarıma verilen desteğin GSMH’nın %1’in altında inemeyeceği yaklaşımından hareketle söz konusu desteklerin devam edeceğini göstermektedir,
- • Sera, topraksız tarım uygulamaları tüm Türkiye’de uygulanabilmektedir,
- • Süpermarketlerin ve ihracatın beraberinde getirdiği sözleşmeli tarımla, zamana yayılmış açıkta kışlık sebze tarımı hemen hemen tüm ülkede sürdürülebilir,
- • Büyüyen ve çeşitlenen organik tarım pazarı,
- • Böylesine çeşitlenmiş tarımın gereksinim duyacağı sayısız alet ekipman imalatı,
- • Henüz sulamaya açılmamış fakat sulamaya uygun 3 milyon hektar tarımsal arazi varlığı,
- • Milyarlarca liralık ithalatını yaptığımız tarım ürünlerinden ülkemizde üretilebilenlerin tarımı (2010 yılında Türkiye’nin yalnız bir ülkeden ithal ettiği ceviz ve bademe ödenen meblağ: 270 milyon US$).
- • Bodur meyvecilik gibi rekabet kulvarında koşma fırsatı, Türkiye’de tarımsal yatırımların ne denli sayısal ve nitelikli genişlikte olduğunu sergilemektedir.
Bu doğrultuda hemen hemen her alt sektörde bir örnek vardır:
- • Yeni ürünleri hızla benimseyen tüketicimiz (Kivi üretimimiz: 30 bin tonu buldu, avokado üretimi başladı!)
- • Balıkçılık sektöründe yabancı yatırımcı sayısındaki artış (Grafik),
- • Geleneksel tarım yerini çok farklı uygulamalara bırakmak üzere (Karadeniz’de buğday’dan sonra yılın ikinci ürünü olarak çeltiğin devreye girdi!),
- • 2005 yılında 100 baştan fazla hayvanı bulunan 449 çiftlik sayısı, 2009 yılında 944’e yükselmiştir,
- • Kavakcılık gibi albenisi olan üretim yurt dışında agroforesty (kavak tarımı) uygulamaları,
- • Biyoyakıt sektörünün ülkemizdeki parlak geleceği (http://blog.milliyet.com.tr/turkiye--yesil-yakitlarda-yanlis-ata-mi-oynuyor-/Blog/?BlogNo=342495)
Tarımsal yatırımların parlak bir geleceği var:
Tarımsal yatırımların ferdi teşebbüsler veya şirket bazında gerçekleşmesi büyük fark yaratmayabilir. Fakat en mantıklı girişim sosyal amaçlı hemşeri derneklerin ve ürün birlikleri, üretim kooperatifleri gibi oluşumların önderliğinde kurulacak, bir noktada üretim sahasına yakın olabilecek teşebbüslerdir. Verilen seçenekler her ekoloji için değişmekle beraber daha da artırılabilir. Bu tip yatırımları arazi toplulaştırılması uygulamalarının tamamlandığı yörelerde daha da kolay uygulanabilir olacağı muhakkak. Günümüzde %27’lere çıkmış tarımsal destek programlarına dâhil edilecek bu yatırımların, diğer destek programları ile de artırılabileceği beklenebilir. Unutulmamalıdır ki bazı AB ülkelerinde tarımsal destekler hala %40’ların üstündedir.
(http://nacikgoz.wordpress.com/).
Prof. Dr. Nazimi AÇIKGÖZ (http://blog.milliyet.com.tr/gidakrizivebilim)