Organik tarım ülkemizin sahip olduğu önemli potansiyel alanlarından biridir. Ancak maalesef bu potansiyel kullanılamamaktadır. Oysaki toplum sağlığı ve çevre koruma bakımından mutlaka dikkate alınması gerekli öncelikli konuların başında gelmelidir. 25-26 Temmuz tarihlerinde Samsun da düzenlenen Organik Tarım Çalıştayı’na katıldım. Fındık ve diğer ürünlerin ele alındığı çalıştayda “AB ve Türkiye’de Organik Tarımda Danışmanlık Sistemi’ konusunda bir de bildiri sundum. Çalıştay süresince kamu ve özel sektör yanında üretici örgütleri ve akademisyen katılımcıların konuya verdikleri değeri ve gönüllü desteği ilgiyle izledim. Ve Samsun’un organik tarımda özellikle bir hayli mesafe kat ettiğini gördüm. Samsunlu İşadamları Derneği’nin 2001’de EKOSAM şirketini kurarak organik ürün pazarlamasında güçbirliği yaparak bir marka ortaya koymuşlar. Bu ilimizin de önemli sayıdaki ilimiz gibi organik tarım ve organik tarım turizmi alanında önemi merkezlerden biri olma potansiyeli bulunmaktadır.
Samsun’da tüm birimleriyle organik tarıma yönelik bir ilgi saptadım. İlginini bu kadar yüksek olmasının en önemli etkenlerinden birinin de halen Mersin Valisi olan Samsun Eski Valisi Hasan Basri Güzeloğlu’nun konuya verdiği önemle ilişkilendirenler büyük çoğunluktaydı, hatta herkes hemfikirdi. Ve sayın Valinin ürettiği “Türkiye Cumhuriyeti gibi, Organik Tarımın Güneşi de Samsun’dan Doğacak” sloganı oldukça iddialı ve ilgi çekiciydi ve kabul görmüştü. Aslında özellikle organik fındık üretiminde gördüğümüz olumlu gelişmelere benzer bir gelişmeyi, Çanakkale’de organik zeytin ve zeytinyağı üretiminde tarım turizminde de görmüştüm.
Tabi ki gönlümüz “ Organik Tarımın Güneşinin Samsun ile birlikte, Çanakkale’den ve Türkiye’nin pek çok yerinde birlikte doğmasından” yana.
Antalya’dan Rize’ye kadar, Adana’dan Sinop’a, Erzurum’dan Muğla’ya Şanlıurfa’dan Balıkesir’e kadar Ülkemizin pek çok yerinde benzer potansiyelin var olduğunu bilmek ve konuya sahip çıkanların günden güne artmasını görmek bu yöndeki ümidimizi artırıyor. Ayrıca bu süreçte ETO(Ekolojik Tarım Derneği) nin çalışmalarının da çok önemli olduğunu vurgulamak gerekiyor.
Gelişmiş ülkeler bugün organik tarımın önemini uzun yıllar öncesinde keşfetmişlerdir ve bu alanda önemli çalışmalar yapmaktadırlar. Dünyada 120’den fazla ülkede toplam 31 milyon ha alanda organik tarım üretim sistemi uygulanmakta, dünyadaki ticareti ise 40 milyar $ kadardır. Örneğin İngiltere kendi üretiminin yüzde 66’sını kendisi tüketmektedir. Türkiye’de ise 210 çeşit ürün organik üretilmesine rağmen 200 bin dekar kadar bir alanda organik tarım yapılmaktadır. Ancak üretim ihracata dayalıdır ve iç tüketimin geliştirilmesine ihtiyaç bulunmaktadır.
Organik tarım en fazla Ege bölgesinde (% 32) yapılmakta bunu Akdeniz (% 31), Doğu Anadolu % 15), Karadeniz (% 15) izlemektedir. Ayıca 1998 yılında ihracatımız 19 milyon dolar olan iken, 2008 yılında 27 milyon dolara yükselmiştir.
Organik tarım baraj havzalarında içmesuyu ve sulama suyunun sağlıklı muhafazası için tüm dünyada uygulanan bir üretim sistemidir. Türkiye’de pek çok baraj havzasının bu kapsamda organik tarımla korunabileceği ve sürdürülebilir bir şekilde işletilebileceği söylenebilir. Bu bakımdan önemli sayıda baraj kirlilik sorunu ve tehditi altındadır. Özellikle yeni işletmeye alınmış ve kentin ve yerleşimin baskısının henüz oluşmadığı yerlerde bu alanların organik tarım ve organik tarım turizm alanları olarak ilan edilmesi yararlı olacaktır. Örneğin Samsun ilinde de Çakmak Baraj Havzasında 9 köyü kapsayan alanda da uygulandığı gibi, Kızılırmak üzerinde (Çorum ilinde) kurulan Obruk Baraj Havzasının içmesuyu ve sulama suyunun sağlıklı muhafazası için organik tarım ve turizm bölgesi olarak ilan edilmesi son derece önemlidir. Böylece bu barajın ve diğer barajlarımızın da korunması sağlanabilir(http://www.corumhakimiyet.net/HaberDetay.aspx?ID=23886&HaberBasligi=%E2%80%98Obruk%20Baraj%20Havzas%C4%B1%20organik%20tar%C4%B1m%20b%C3%B6lgesi%20olabilir%E2%80%99). Dahası yeni bir örnek olarak ortaya çıkabilir.
PAYLAŞIM İÇİN İNTERNETİ KULLANMAK
(http://organiktarim.groups.live.com/ http://www.facebook.com/group.php?gid=144035935613714 )
Organik tarımla ilgili gelişmelere katkıda bulunmak ve toplum sağlığıyla organik tarım arasındaki ilişkiyi kamuoyuna duyurmak üzere "SAĞLIKLI YAŞAM İÇİN ORGANİK TARIM GRUBU " bilgi paylaşım alanını kurma ihtiyacı duydum (1).
Bu şekilde toplumun tamamına olmasa da bir bölümüne ulaşmak mümkün olabilirdi. Organik ürünlerin sağlık üzerindeki olumlu işlevi “Tüketici Derneklerinin” ve çevre korumaya olan katkısı nedeniyle de “Çevre Kuruluşlarının” konuya olan ilgiyi artırmak bakımından harekete geçmesi sağlanabilir. Bu sivil toplum kuruluşlarının belirtilen nedenlerle konuya daha güçlü bir şekilde destek olmaları ve konuya sahip çıkmaları beklenir.
"SAĞLIKLI YAŞAM İÇİN ORGANİK TARIM GRUBU" ;
Toplum ve çevre sağlına duyarlı insanların bilgi paylaşım grubu ve buluşma noktası olma amacındadır.
BU GRUP; Sağlıklı ve sürdürülebilir yaşam ve çevre için organik tarım alanlarının ve organik ürünlerin talebinin artmasının önemli bir zorunluluk olduğundan hareketle, "ÜZERİNE VAZİFE OLMAYAN İŞLERİ YAPMAYI GÖREV EDİNEN", insan ve ülke sevgisini yaşam gayesi edinmiş, DUYARLILIKLARI YÜKSEK OLAN İNSANLARI biraraya getirmek üzere kurulmuştur.
Bu grup, bilgiyi paylaşmanın amaca ulaşmada en önemli araç olduğunun farkında olarak, bireysel güçleri birleştirip "ÖNÜNE GEÇİLEMEYECEK BİR ÇIĞ GÜCÜNE" dönüştürmenin mümkün olduğuna inanarak yola çıkmıştır. Bu gücün kaynağı grubu ziyaret eden, katılan sizlersiniz, bizleriz.
Bu amacın gerçekleşmesi için toplumun bütününün, tüm tüketicilerin, sivil toplum kuruluşlarının, kamunun ve meslek örgütlerinin, üreticilerin, sektör paydaşlarının ilgili diğer tüm birimlerin güçbirliği yapması gereklidir. Dolayısıyla bu girişim ile, organik tarımla ilgili olarak üretilmiş bilimsel bilgilerin bu bilgi paylaşım grubunun üyelerine sanal ortamda sunulması ve paylaşılması amaçlanmaktadır.
GRUBUN MİSYONU: Bu alandaki bilgilerin tüm topluma, toplum sağlığı ve duyarlılığı ve ulusal çıkarlar bakımından yaygınlaştırılmasıdır. Bunun gerçekleştirilmesi için güçbirliği yapmak ve tanıtım sürecini etkinleştirmek gerekmektedir.
VİZYONU ise: Sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşamı ve geleceği inşa etmek üzere, en büyük gönüllü toplum hareketini gerçekleştirmektir. Belirtilen bu hedeflere ulaşmak için her kesimde katılım ve destek sağlanması süreci ve girişimi güçlendirecektir.
Gelecekte toplam gıda maddeleri tüketimimizin yüksek oranda organik tarım ürünlerinden oluşması dileğiyle…
Orhan Özçatalbaş. |