Bir önceki yazımızda özellikle ilköğretimin tatile girdiği o günlerde, tüm dönem boyunca olağanüstü bir gayretle çalışan ve tatili tam anlamıyla hak eden çocuklarımıza ve ebeveynlerine İYİ TATİLLER demek gerekiyor, ancak verilen ödevlerini yetiştirmek durumunda oldukları için ve bu nedenle tatil için çok az zamanları olabileceği için aynı zamanda İYİ ÇALIŞMALAR! demek gerekiyor, demiştik.
Ve hemen her sektörde uzun yıllar boyunca ihtiyaçların ve kaygıların şekillendirdiği yapıların; statükoyu oluşturduğunu ve değişim kararını vermek durumunda olan kadroların değişime cesaret edemediklerini, bunun ise değişimin karşısında çoğu zaman birer büyük engel olarak yer aldığını belirtmiştik.
Nasıl Bir Eğitim Sistemi!
Kuşkusuz eğitim sistemi ülkenin en önemli zenginliği olarak insan kaynaklarının, yani çocuklarının potansiyelini açığa çıkarmayı amaçlamalı, yeteneklerini geliştirmelidir. Çocuk toplumsallaşma sürecinde kendini, yeteneklerini, değerlerini ve rolünü tanımalı ve fark etmelidir. Toplumun kurallarını, davranış kalıplarını, doğruyu yanlışı ayırt edebilmeli, kültürünü özümsemelidir. Haklarını ve ödevlerini benimsemeli, özel ve kamu mallarını koruma bilincine sahip kılınmalıdır. Yaşadığı topluma, ülkesine ve insanlığa katkıda bulunmak üzere arzu içinde olmalıdır.
... http://www.antalyabugun.com/?page=makale&MID=11610
Türkiye için çıkarımlar
Ülkemizin koşulları ve çocukların öğrenme potansiyelleri dikkate alınarak, bilimsel veriler ışığında çocukları sınav odaklı (ve özel dershanelere dayalı olarak) yetiştirmek yerine, öğrenci odaklı yetiştirmek doğru olacaktır. Fazla bilgi yüklemek çok iyi eğitim verildiği sonucuna ulaştırmamaktadır. Okumayı ve toplama-çıkarmayı ilk üç ay yerine, 8 ay sonunda öğrenmek kötü eğitim anlamına da gelmemektedir. İlk yıllarda verilen eğitimin amacının kendini ve toplumu, kültürünü tanımak olması gerektiğini, önemli olanın pekiştirilmiş davranışlar kazandırmak olduğunu, sınav kazanmaya odaklanmanın tek başına yeterli olmadığını ve sistemi bunun üzerine inşa etmenin yeterli olmadığını fark etmek gerekiyor. Yerinde ve döneminde yüklenerek daha iyi iş yapan, topluma yararlı olan insanlar yetiştirebiliriz.
Son söz: Çocuklarımızın zihinlerine ve sırtlarına fazla ve gereksiz bilgileri yüklemek yerine, “öğrenmeyi öğretmek” yeterli olacaktır. |