Prof.Dr.Orhan Özçatalbaş
Eğitimin; insan kaynağının değişen koşullara uyumu ve ülke kalkınmasına olan etkisini araştıran çalışmalar 18. yüzyılda klasik ekonomi düşüncesini ortaya koyan ilk iktisatçılarla başlamış, bu süreç diğer bilim insanlarının yaptığı çalışmalarla gelişmiştir. 1980’li yıllara gelindiğinde ortaya konulan bulgulardan hareketle; eğitimin insan kaynaklarının geliştirilmesine ve ekonomik kalkınmaya olan katkısı bir bakıma onaylanmıştır. Özellikle ülkelerin kalkınmasında insan kaynağının geliştirilmesini sağlayan bir faktör olarak eğitimin önemi somut olarak kabul edilmeye başlamıştır. Eğitimin ekonomik kalkınma üzerindeki etkisi yanında, toplumun yeni koşullara uyumunda da önemli avantajlar sağladığı ortaya konulmuştur.
Bu kapsamda 1993 yılından beri Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı(UNDP) tarafından ülkelerin gelişmişlikleri üzerine her yıl çalışma yapılmakta ve bu çalışmalar rapor halinde getirilerek sunulmaktadır. Raporda yer alan İnsani Gelişme Endeksi (İGE:Human Development Index) değerleri; ülkelerin sağlık koşulları, eğitim düzeyi ve milli gelirlerinden hareketle hesaplanmakta ve insani gelişmişlik düzeyleri, yani “ülkelerdeki yaşam koşullarının elverişliliği” üzerinde değerlendirmeler yapmaya olanak sağlayan verileri içermektedir. Örneğin 2010 yılı raporuna göre Dünya genelinde “Norveç” yaşamak için en uygun koşulların olduğu ülke durumunda iken, “Zimbabve” en olumsuz koşulların olduğu ülke durumundadır.
Ekonomik ve İnsani Gelişmişlik Düzeyi
İnsani Gelişme Raporlarında 2009 yılına kadar ülkeler yüksek, orta ve düşük gelişmişlik grubu olmak üzere üç grupta ele alınmakta iken, 2010 yılından itibaren çok yüksek, yüksek, orta ve düşük gelişmişlik grubu olmak üzere dört grupta ele alınmaya başlamıştır. 2010 yılı İnsani Gelişme Raporuna göre sıralamanın tepesinde Norveç, Avustralya, Yeni Zelanda ve Amerika yer alırken, en son sırada Zimbabve bulunuyor. Bu durumda Norveç dünya üzerinde insanlar için yaşam koşulları bakımından en uygun ülke durumundadır. Türkiye ise, toplam 169 ülke arasında 83’üncü sırada yer almaktadır. Yine 2010 Raporunda İnsani Gelişme Endeksine ek olarak, üç yeni endeks daha geliştirilmiş ve insani gelişmişliğin farklı yönleri üzerinde de değerlendirme yapmaya yönelik yeni olanaklar sağlanmıştır. Bunlar; Eşitsizliğe Uyarlanan İnsani Gelişme Endeksi , Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi ve Çok Boyutlu Yoksulluk Endeksi olarak ifade edilmiştir.
İnsani Gelişim Endeksi Haritası (2010)
██ 0,900 ve yukarı
██ 0,850–0,899
██ 0,800–0,849
██ 0,750–0,799
██ 0,700–0,749
|
██ 0.650–0.699
██ 0.600–0.649
██ 0.550–0.599
██ 0.500–0.549
██ 0.450–0.499
|
██ 0.400–0.449
██ 0.350–0.399
██ 0.300–0.349
██ 0,300'den daha az
██ mevcut değil
|
|
Gelişmişlik üzerine değerlendirmeler yapmayı sağlamaya yönelik bu kadar çaba ve ortaya konulan veri olmasına karşın; ülkelerin aldığı endeks değerleri ülkelerin insani gelişmişlik ve ekonomik büyüklük sıralamasındaki yerlerini tam olarak açıklamakta yetersiz kalabilmektedir. Dolayısıyla bu konuda bazı önemli soruların tam karşılığını bulmak da mümkün olamamaktadır.
· Örneğin; Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı(OECD)’nın 2009 yılı verilerine göre Türkiye; cari fiyatlarla Gayrisafi yurtiçi hasılası (GDP) en yüksek 16’ıncı ülke durumundadır. Eğitime ayrılan kaynaklar bakımından ise 30 OECD ülkesi arasında 29’uncu sıradadır. Ekonomik büyüklük bakımından 16. sırada olan Türkiye insani gelişmişlik bakımından acaba hangi sıradadır? ’Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın insani gelişme endeksi değerlendirmesine göre Türkiye 83. sıradadır. OECD ve UNDP’nin değerlendirme sonuçları arasında 67 fark olduğu dikkate alındığında; ilk bakışta bu değerlendirmeler ilginç gelebilir ve yorumlama gereksinimi ortaya çıkabilir.
· Yine Türkiye’den daha iyi endeks değerlerine sahip olan, dolayısıyla insani gelişmişlik bakımından daha üst sıralarda bulunan Arnavutluk, Bulgaristan, Tunus ve Ürdün gibi ülkelerin; yine çok yüksek gelişmişler grubunda bulunan Katar, Bahreyn ile yüksek gelişmişler grubunda bulunan Kuveyt, Libya, Suudi Arabistan, İran, Brezilya, Tunus gibi ülkelerin bilinen mevcut ekonomik, sosyal, kurumsal ve siyasal koşulları ile Türkiye’nin koşulları ve verileri karşılaştırıldığında, Türkiye’nin insani gelişmişlikte 83. sırada yer almasını açıklamak güç olabilir. Özellikle adı geçen ülkelerin kurumsal ve siyasal olarak daha geride olduğu değerlendirildiğinde; bu ülkelerin büyük bölümünün üst sıralarda yer almalarında sahip oldukları yüksek doğal kaynak zenginliğinin etkisinin varlığının dikkate alınması gereklidir. Bu durumda en azından doğal kaynaktan gelen ekonomik zenginliğin etkisinin, diğer önemli faktörlerin etkisini tamamen azaltacak şekilde düzenlenmemesi ve bu zenginliğin adil paylaşımı gibi konuların da endekste etkili olması üzerinde de durulması gerekir, denilebilir.
Yukarıda verilen örneklerden hareketle aşağıdaki sonuçlara ulaşılabilir:
1. Yalnızca ekonomik büyüklükten hareket edilerek, gelişmişliği tam olarak yansıtmanın söz konusu olmadığı,
2. İnsani gelişmişlik bakımından milli gelir yanında eğitim ve yaşam standardı gibi göstergelerin de önemli olduğu,
3. Ülkelerin gelişmişlik durumunu ortaya koymada yalnızca ekonomik büyüklüğün yeterli olmadığı, bunun yanında insani gelişme ve yaşam standardı gibi göstergelerin önemli olduğu, hesap yöntemlerinde bu durumun gözetilmesinin gerekliliği,
4. Ekonomik büyümenin, insani gelişmeyi aynı oranda etkilemediği
5. İGE parametresinin de tam olarak ulusların insani gelişmişlik düzeyini ve sıralamadaki yerini yansıtmamakta olduğu ortaya çıkmaktadır.
Aslında belirtilen nedenlerle gelişmişlik kavramı üzerinde uluslararası ve ulusal düzeyde tartışmalar devam etmektedir. Aynı kapsamda İGE hesaplama yöntemi de gelişmişlik göstergelerinin farklı boyutları dikkate alınarak dünden bugüne süreç içinde geliştirilmeye devam etmektedir.
Tartışma ve Sonuç
Mevcut durumda yine de gelişmişliği salt nicel verilerle, dolayısıyla yalnızca gelir ile açıklamayan İnsani Gelişme Endeksi ile; yani gelişmişliği milli gelir yanında, nüfusun eğitim düzeyi ve ortalama yaşam süresi gibi insan niteliklerini ve toplumun yaşam koşullarını da dikkate alan hesaplama yöntemleri ile açıklamaya çalışmak daha anlamlıdır. Bu bakımdan son 40 yıldaki gelişmelere bakıldığında yaşam koşullarının Türkiye’de %45, Norveç’te %17, Avustralya’da %21, Oman’da 1,2 kat iyileşmişken, Zimbabve’de yaşam koşulları daha da (%27) ağırlaşmıştır.
Sonuç olarak insani gelişme endeksinin tartışılacak bazı yönleri olmasına rağmen Türkiye’nin insani gelişmişlik bakımından yüksek gelişmişlik grubunda olsa bile, bu gruptaki ülkeler listesinin son sıralarında yer alıyor olması da gösteriyor ki; ülkemiz adına yapılması gereken çok şey bulunmaktadır. Dolayısıyla ülkenin gelişmesini ve refahını artırmayı önemseyen herkese çok ama çok görev düşüyor. Bu görevin toplum tarafından özgörev olarak benimsenmesi ve sistemli bir şekilde gereğinin yerine getirilmesi için; ulusal eğitim politikasının bu konularda duyarlı olmayı sağlayacak şekilde düzenlenmesi ve yürütülmesi gereklidir. Bunun için ise zamana ihtiyaç vardır.
Ancak bu günden itibaren bu toplumun parçası olan herkes bu alanda katkı vermek için ”Yaptığı işi doğru yaparak ve işin hakkını vererek yaparak” işe başlayabilir. Bu yöndeki duyarlılıklarımızı geliştirip, bu düşünceyi çalıştığımız ve yaşadığımız ortamlarda yaygınlaştırma gayretinde olarak yaşamaya devam ettiğimizde bu katkıyı sürekli kılabiliriz.
Sonsöz; Türkiye’nin 2023 yılına kadar dünya ülkeler arasında insani gelişmişlikte de ilk 10’da yer alması en büyük dileğimiz, isteğimiz olmalıdır. Bunu gerçekleştirmek üzere iddialı politikalar geliştirilmeli ve hayata geçirilmelidir. Çünkü güzel ülkemizin güzel insanları bunu fazlasıyla hak ediyorlar.
KAYNAKLAR
UNDP,2010. United Nations Human Development Report 2009, htp://en.wikipedia.org/wiki/ File:UN_Human_Development_Report_2010_1.PNG
UNDP,2000-2010. International Human Development Indicators, UN Human Development Report 2009, htp://hdr.und.org/en/statistics/
UNDP, 2010. Worldwide Trends in HDI, http://hdr.und.org/en/data/trends/
ÖZÇATALBAŞ, O., Y. GÜRGEN, 1998. Tarımsal Yayım ve Haberleşme. Baki Kitabevi, Adana.
OECD, 2010 Economic Situation, Analysis and Projections. htp://www.oecd.org/topic/ 0,3699,en_2649_34573_1_1_1_1_37443,00.html