İsot "acı biberin" ortak adıdır. Acının dili, acının cazibesidir. Bir bakıma geleneğin yaşaması, günümüzde de hayat bulmasıdır. Acıdan, pek çok kişi uzak durur, ancak Şanlıurfa'lının geleneği, damak tadı, gerçeği, kısaca vazgeçilmezidir.
Hatırlandığı kadarıyla bir ailenin aylık "acı biber" tüketimi bir kg'dan fazladır. Yanlış değilse 2-3 kg bile olabilir. Belki de bundandır, Urfalı'nın sesinin yanık çıkmasının nedeni...
:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
Yani şair Orhon Murat Arıburnu'nun dediği gibi;
...
Laleliden geçilir
Lalelimden geçilmez!..
_______________________________________
O halde; her Şanlıurfalı için, herhalde söylenebilir ki;
Urfadan gecilir
İsotundan geçilmez.
yada
Maraş'tan geçilir
Biberinden geçilmez.
Adana'dan geçilir
Kebabından, Şalgamından geçilmez.
Tekirdağ'dan geçilir
Köftesinden geçilmez.
Diyarbakır'dan geçilir
Üç meftunesinden geçilmez.
Korkuteli'den geçilir
Şiş ve piyazından geçilmez.
Konya'dan geçilir
Etli ekmeğinden geçilmez.
Siirt'ten geçilir
Perde pilavından geçilmez.
Yozgat'tan geçilir
Testi kebabından geçilmez.
Çorum'dan geçilir
Leblebisinden, Hattuşa balından geçilmez.
Antep'ten geçilir
Baklavasından, Yuvarlamasından geçilmez.
Bursa'dan geçilir
Kestane şekerinden geçilmez.
Hatay'dan geçilir
Zahterinden, Künefesinden geçilmez.
...
ve Saat:12:15 yemek vakti...
Öğle saatinin yaklaşmasıyla
böyle bir içerik çıkmış gibi algılansa da,
bir fotoğrafın anlattığı
hikayedir
bu aslında.
Acıyla başladık, bu yazıya tatlıyla bitirmek doğru olur,
Yoksa bu yazıyla gün biter, akşam olur.