NASIL BÝR GENÇLÝK ÝSTÝYORUZ? Prof. Dr. Ýbrahim ORTAÞ
Üniversitelerin mesleðe yetiþmiþ elaman kazandýrmak dýþýnda önemli görevlerinden biri de topluma her alanda yetiþmiþ bireyler kazandýrmaktýr. Günümüz bilgi toplumunda yetiþmiþ, bilgiye ulaþmasýný, olaylar ve olgular arasýnda iliþki kurmasýný bilen, analitik düþünme yeteneðini kazanmýþ bireylerin önemi daha da artmýþtýr. Üniversiteler bu anlamda, toplumun önünü açarak yenilik yaratan giriþimci dinamik bireyleri diploma sahibi yaparak ülkesini geleceðe taþýyacak bir misyona sahiptirler. Bu misyonu hakkýyla yerine getiren ülkeler bugün dinamik, yetiþmiþ insan gücü ile dünyayý peþinde sürüklemekte, bu ülkelerin üniversiteleri de bugün tercih edilen konumda bulunmaktadýrlar. Bilgi toplumunu yakalayan ülkelerin ortak özellikleri, geliþmiþliklerinin gücünü bilim yuvalarýndan almalarýdýr. Bilim kurumlarý ise adý üstünde universel (evrensel) ölçekte bilgi saðlamaktadýrlar. Bu ülkelerin üniversitelerinde sadece bilgi öðrenilmemekte, ayrýca her türlü bilgi tartýþýlabilmektedir. Kendisini ifade etmek isteyen, kafasýnda kendine özgü dünyalarý olan dinamik insanlar bilim yuvalarýnda yeteneklerini geliþtirerek hayata atýlýrlar. Çaðdaþ üniversitelerin en dinamik unsurunu ise öðrenciler oluþturmaktadýr. Tabii üniversitelere bu dinamikleri seçmesi, korumasý ve geliþtirmesi için her türlü kolaylýðý saðlamaktadýrlar. Geliþmekte olan veya az geliþmiþ ülkelerde ise genç dinamikler genelde tercih edilmezler. Bu da toplumlarýn fiziki geliþmiþliklerinin bilinçteki geliþmiþliðe yansýmasý ile ifade edilebilir. Bugün batý toplumlarýnýn saðlýklý demokrasilerinin öncüleri ve yöneticileri yine üniversitelerin saðladýðý özgür ortamlarda kendilerini göstererek geliþmektedirler. Almanya da 19 yaþýnda genç bir bayanýn parlamentoya seçilebilmesi için gençliðe güvenin en önemli göstergesi olsa gerek. Ülkemizin bugün içinde bulunduðu yönetim zaafý veya lidersizlik sorununun temeli gençliðine zamanýnda deðer vermemesinden kaynaklanmaktadýr. Bu anlamda üniversite üst organý YÖK veya sistem gençlerin siyasi partiler dahil örgütlenmesine müsaade etmeli hatta teþvik ederek gençlerin ülkelerinin sorumluluklarýný þimdiden almalarý saðlanmalýdýr.
Üniversitelerimizin açýldýðý bu günlerde, bizim gibi önemli sayýda üniversite gençliði olan toplumlarda gençlerimizi hayata hazýrlamak ve geleceði onlara emanet etmek konusunda bizlere büyük görevler düþmektedir. Ýlk, orta ve lise sýralarýnda meraký köreltilmiþ, kendisine verileni ezberleyerek sýnýf geçmiþ ve test tekniklerini becerebildiði ölçüde deðiþik fakültelere girmeye hak kazanmýþ, ancak neyi nasýl yapacaðýný bilemeyen, ders kitabý dýþýnda kitap okutulmamýþ, hayatýn gerçeklerinden kaçýrýlmýþ olan gençlerimizin hayata hazýrlandýðý ilk basamaðýn ilk günlerinde gençlerimize biraz yardýmcý olmamýz gerekiyor. Hepimiz mezunlarýmýzýn bir dilekçe dahi yazamadýðýný, kendisini ifade edemediðini, ezbere daha yatkýn olduðunu, kütüphaneden yararlanamadýðýný, yabancý dil bilmediðini sýk sýk dile getiririz. Ve çoðu zaman da eldeki hamur bu deyip iþin kolayýna kaçarýz. Ben, gençlerin zeki ancak onlara yeterince imkan tanýnmadýðýný ve iyi eðitilmediðini düþünenlerdenim. Gençlerin baþta güven olmak üzere olanak saðlandýðý taktirde çok daha baþarýlý olacaklarýna inanmaktayým. Bu baðlamda bizlere düþen en önemli görev gençlere üniversitelilik bilincini aþýlamaktýr. Ayrýca gencin toplumun deðiþik kesimleri ile iletiþim kurmasýnýn yol ve yöntemleri üniversite ortamýnda kazandýrýlmalýdýr. Öðrencilerin en büyük þikayetleri arasýnda öðretim üyeleri ile iletiþim kopukluðu önde gelmektedir. Üniversiteye gelen öðrencinin mezun olduktan sonra mutlaka kendi kiþiliðini, kimliðini ve geleceðe bakýþ açýsýný belirlemiþ, düþünsel yönden zenginleþmiþ olarak kurumdan diplomalý olarak ayrýlmasý gerekir.
Öðrenci hangi bölümde olursa olsun, ekonomi, pedagoji, halkla iliþkiler, insan kaynaklarý, giriþimcilik gibi bilgilere veya bu konulara yardýmcý olacak dersler veya kurslar almasý gerekir. Gencin, üniversitede derslerinin yanýnda, kütüphaneden maksimum düzeyde yararlanmasýný ve mutlaka en az bir yabancý dili bilmesi, bilgisayar kullanmasý gerekir; ve ayrýca dinlemesini, okuduðunu deðerlendirmesini bilen, bakan deðil gören, öðrendiklerinden neden-sonuç iliþkisi içerisinde yeniden sentez yaratabilen, yazabilen ve örnek davranýþlardan ders çýkarabilen nitelikleri kazanmasý gerekir. Ama bunlar bir temel amaç, doðru bir amaç, doðru bir felsefe varsa doðru olmaktadýr. Amaçsýz teknik beceriler, yýkýcý sonuçlar doðurabilmektedir. Teknik beceri, amacý doðruysa iyi bir beceri sayýlmaktadýr. Ýyi esrar hazýrlayan biri, bunun için okuyup araþtýrabilen biri, doðru ve iyi biri olmayabilir. Bizdeki eksiklik ve aksaklýðýn buradan kaynaklandýðýný düþünüyorum, ve bunun mutlaka aþýlmasý gerekir. Bu da ancak ana felsefesi eleþtirel-diyalektik bir bakýþla sürekli sorgulanan ve geliþtirilen temel politikalara uygun çaðdaþ bir üniversite reformu ile gerçekleþebilir. Bu gün katý ve sýký bir hiyerarþik yapýnýn hakim olduðu üniversitelerimizde hiyerarþilerin mümkün olduðunca daha esnek hale getirilmesi ve yönetimlerin aþaðýdan yukarýya doðru demokratik bir þekilde yeniden yapýlanmasý artýk bir zorunluluk haline gelmiþtir. Bu anlamda yanlýþlýk hocalar ve öðrencilerde deðil, doðrudan YÖK sisteminin yapýlanmasýdýr. Bunlarýn saðlanabilmesi için de baþta uygulamanýn (üniversitenin kendisinin, öðrenci ve üniversiteli oluþun pratiðinin) bu amaçlarla örtüþmesi; öðrencinin kendi sýnýfýna, bölümüne, fakültesine, üniversite ve yaþadýðý mahalle ve kente, tam bir birey olarak katýlabilmesi gerekmektedir. Bu anlamda artýk üniversite gençliði de batýlý üniversite örneklerinde olduðu gibi yönetim organlarýnda sorumluluk bilinci içerisinde görev alabilmelidir. Bugün hayatýn her alanýnda olduðu gibi üniversite organlarýnýn iþleyiþi konusunda asgari bir bilgilenme hakký bile olmayan, ders programlarýnýn ve bölüm etkinliklerinin düzenlenmesinde herhangi bir yetkisi bulunmayan, kendine en yakýn yönetsel birimlerinden daha geniþ akademik organlara kadar hiyerarþik bir yapýlanmanýn en altýnda duran ‘EN ALTTAKÝLER’ pozisyonundaki kiþi ve gençlerimizin diplomayý aldýklarý gün TAM BÝR KÝÞÝ olabilmeleri mümkün olmadýðý gibi HÝYERARÞÝDE üst basamaklarý baþarý veya katýlým-emek-duyarlýlýk gibi ölçütlerine baðlanamamýþ bir öðrencilikten sonra sessizce okula gidip gelmenin idealleþtirildiði ve çalýþma deðil kartvizitin esas alýndýðý bir toplumsal model altýnda diplomaya baðlý olarak yaratýcýlýktan uzak bir "memuriyet" beklemeleri VERÝLEN bir þey olarak beklemeleri de doðal bir talep haline gelmektedir.
Yaratýcý gençlik en baþta kendi yaþamý olmak üzere merak etme, sorma, sorgulama ve taraf olma-katýlma süreçlerinden geçmektedir. Üniversitede bile taraf olamayan ve taraf görülmeyen kiþilerin yaþamda taraf olabilmesi olanaklý deðildir. Yaratýcý, üretken ve sorumluluk sahibi insanlar; yaratýcýlýðý ödüllendiren, yetki ve sorumluluðun paylaþýldýðý yapýlardan çýkacaktýr. Pratik, ideallere uygun olmazsa, idealler pratiðe uymaktadýr. Üzerine ölü topraðý serpilmiþ bu gençlik ve bu toplum nihayetinde bizim ürünümüzdür. |