Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 29 Mart 2024 Cuma
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  Yazarlarimiz » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

 
 
 
 Şevket Özügergin
 
YENİ ORTA VADELİ PROGRAM VE YENİ HEDEFLER 



Hafta içinde açıklanan ve 2013-2015 yıllarını kapsayacak olan Orta Vadeli Programı değerlendirirken öncelikle şu hususu belirtmekte fayda vardır.

Program kendi içinde tutarlıdır. Hedeflenen ekonomik göstergeler arasında bir denge bulunmaktadır. Ekonomi dışı etkenler, hedeflerin belirlenmesinde fazlaca bir rol oynamamıştır. Ancak sonuçta bütün göstergeler bir tahminden ibarettir ve gerçeklerle ne ölçüde uyuşacağını zaman gösterecektir. Bu da doğaldır. Kapalı ekonomilerde, arzın ve talebin önemli ölçülerde kontrol edilebildiği, dış ticarette koruma önlemlerinin uygulanabildiği dönemlerde ileriye dönük tahminlerin daha sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi imkanı vardır. Ancak küreselleşen ekonomik dünyada böyle bir ortam bulunmamaktadır. Her ülke, şöyle veya böyle, dünyanın başka bir bölge ve hatta ülkesinde meydana gelen gelişmelerden doğrudan veya dolaylı olarak etkilenmektedir. Hal böyle olunca da, hiçbir ülke kendi verileri ile ileriye dönük sağlıklı öngörülerde bulunamamaktadır.

Dünyaya şöyle bir bakınız.

Gelişmiş ülkelerde maliye politikaları çok gevşetilmiştir. Parasal genişleme politikaları uygulanmaktadır. ABD’de neredeyse faizler sıfır seviyesindedir. Çeşitli kurtarma paketleri devreye sokulmuştur. Ancak yine de büyüme sıkıntısı atlatılamamaktadır. Son iki-üç yılda gelişmiş ülkelere nazaran büyük büyüme hızları yakalayan Hindistan, Brezilya, Çin ve Türkiye gibi ülkeler de büyüme hızlarını yavaşlatmak durumunda kalmışlardır. Birçok ülke, parasal genişleme sonucu ortaya çıkan likidite fazlalığını yeni yatırım ve tüketim harcamalarına yönlendirmek yerine, kriz sırasında kaybettiklerinin yerine koymayı tercih etmektedir. Finansal sisteme olan güven azalmıştır.

Avrupa’da her gün yeni bir sorun ortaya çıkmakta ve çözümde birlik kalıcı hale getirilememektedir.
Belirsizlik, karar almayı zorlaştırmaktadır.

İşte, önümüzdeki 3 yılı kapsayacak Orta Vadeli Program (OVP) böyle bir ortamda hazırlanmıştır.

İlk gözümüze çarpan husus, büyümenin aşağıya doğru, enflasyonun ise yukarı doğru revize edilmiş olmasıdır.

Mevcut Programda 2012 yılı büyüme hızı % 4 tür. Ancak bu rakam % 3,2 olarak revize edilmiştir. Dengeli bir büyüme modelinin tercih edildiği anlaşılmaktadır. Yeniden bir cari açık sorunu ile karşılaşılmak istenilmemiştir. Aşağı doğru revize edilmesine rağmen, hedeflenen hız OECD ülkeleri dikkate alındığında en yüksek hızlardan biridir.2012 Ağustos ayında sanayi üretiminin, geçen yılın ayni ayına oranla % 1,5 ve mevsim ve takvim etkilerden arındırılmış üretim endeksinin bir önceki aya göre % 2,3 gerilemesi, büyüme hızının düştüğünü göstermektedir. Büyüme hızı 2013 için %4 ve 2014-2015 yılları için % 5 olarak hedeflenmiştir. Kontrollü bir büyüme politikasının sürdürüleceği anlaşılmaktadır. İhracatta AB’ne bağımlılığımız % 38’ lere gerilemiştir ama yine de ana pazardır. Finansal açıdan ise Avrupa ile yoğun ilişkilerimiz bulunmaktadır. Bu pazarlarda istikrarsızlık sürmektedir. Suriye 
ve İran’ı kapsayan bölgede de belirsizlik sürmektedir. Petrol ve diğer emtia fiyatlarının yönü bilinmemektedir. Bu şartlar dikkate alındığında, büyüme hızının tesbitinde temkinli davranılması doğaldır.

Cari açık 2012 yılında GSMH’nın % 7,3 ünü oluşturacaktır. Bu rakamın gelecek yıl % 7,1 ve takip eden iki yılda sırasıyla % 6,9 ve % 6,5 olması hedeflenmiştir

TÜFE’ de ise revizyon yukarı yönlüdür. 2012 de % 7,4 gelecek yıl % 5,3 ve 2014-2015 yılları için % 5 lik bir enflasyon hedeflenmiştir. İleriki yıllarda emtia fiyatlarının gerileyeceği ve genelde düşük talebin enflasyonu yukarı doğru zorlamayacağı görüşü hakim olmuştur.

Yukarıda da belirttiğimiz gibi, bütün rakamlar sonuç itibariyle birer tahmindir. Ne ölçüde gerçekleşecekleri dış konjonktür yanında. Ülke de uygulanacak para ve maliye politikalarındaki tercihlere bağlı olacaktır. .

Ekleme Tarihi
10.10.2012
Ekleyen Kişi
Şevket Özügergin
Etiketler:  Şevket Özügergin,ekonomi


Paylaş | |
 DİĞER YAZILARI