Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 25 Nisan 2024 Perşembe
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  Yazarlarimiz » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

 
 
 
  ŞEVKET ÖZÜGERGİN





FAİZ TARTIŞMASI VE BÜROKRATİK GELENEKLER 



Siyasetle, ekonomi arasında zaman zaman çelişkiler yaşanması doğaldır. Çünkü iki kesimin hedefleri farklıdır. Siyasetçi, daha kısa vadeli başarıya odaklıdır. Ekonomist ise, genelde iç ve dış ekonomik gelişmeleri dikkate alan, daha uzun vadeli bir anlayışla hareket eder. Bununla beraber bu farklılık, her iki kesimin birbirinden tamamen bağımsız şekilde hareket edebileceği anlamına gelmez. Çünkü sonuçta ortak hedef, ülkenin refahıdır. Tartışılan sadece yöntemdir ve doğru yöntem diyalogla bulunur. Farklı görüşlerin, tartışmalı biçimde ve kamuoyuna açık şekilde yansıtılması ise, içeride ve dışarıda belirsizlik ve güvensizlik ortamı yaratır. Ekonomik büyümesi ve cari açığının kapatılması geniş ölçüde dış kaynaklara bağlı olan ülkeler için bu durum daha da doğrudur.


Türkiye’de bu günlerde benzer bir durum yaşanmaktadır.
Hükümet uzun süredir yüksek faizlerden şikayetçidir. Faizlerin radikal biçimde indirilmesinden yanadır. Düşük faizlerin, yatırım ve üretim talebini arttıracağına, istihdam hacmini genişleteceğine, ihracata dönük ürünlerin maliyetini düşürerek, rekabet güçlerini arttıracağına inanmaktadır. Yüksek faizlerin ayrıca, faizden kazanç sağlayan kesimlere yaradığını, kaynakların rasyonel dağılımını önlediğini öne sürmektedir.

Merkez Bankası’nın bakış açısı ise özetle şöyledir.

Merkez Bankası’nın ana görevi, fiyat istikrarını sağlamak ve korumaktır. Faiz seviyelerini belirleyen unsur enflasyondur. Enflasyonu etkileyen ana unsurlardan biri, sermaye hareketlerindeki dalgalanmalardır. Enflasyonda kalıcı bir gerileme sağlanmadan yapılacak bir radikal faiz indirimi, ekonomik dengeleri bozacak ve faiz hadlerinin daha çok arttırılmasına yol açacaktır.

Merkez Bankası, yukarıda belirttiğimiz bu görüşüne rağmen ve daha önce yaptığı açıklamaların tersine, Mayıs ayı enflasyonunu beklemeden ve Haziran ayındaki olası enflasyon düşüşünü görmeden, piyasaya verdiği bir haftalık borcun faizini % 10’dan,% 9,5’e çekmiştir. Ancak bunu yaparken de’ bu indirimin başlangıcıdır, devam edecek diye beklenmesin’ şeklinde bir uyarıda da bulunmuştur. Bu tavır, yapılan indirimin biraz da gönülsüz yapıldığının işaretidir.

Merkez Bankası’nın bağımsız olduğu, başkan ve yardımcılarının görevden alınamayacağı doğrudur ama kamuya hizmetle görevli hiçbir tepe yöneticisinin, görüşlerinde haklı bile olsalar, ülke yönetimi ile sorumlu kurumlarla sürekli bir çelişki içinde kalarak başarılı olamayacakları da bürokratik gelenekler arasındadır.

Ekleme Tarihi
31.05.2014
Ekleyen Kişi
Şevket Özügergin
Etiketler: Faiz Tartışması,ŞEVKET ÖZÜGERGİN


Paylaş | |
 DİĞER YAZILARI