Bu haftaki yazımı hazırlamak için arşivimi karıştırırken,sakladığım bir haber ilişti gözüme,Adanalı çiftçi bir ailenin oğlu olan Özbek Özşahin’in iş hayatındaki başarısı..
Merak edip detayını araştırdım. ‘’Narenciyelerimiz elimizde kaldı,para etmedi, kriz bizi kötü vurdu ‘’diye şikayet edenlerin bir hayli fazla olduğu bu dönemde,çok başarılı bulduğum bu girişimcilik hikayesini örnek olması için paylaşmak istedim.
12 yıl önce babadan kalma narenciye bahçesindeki portakallar çürümesin diye yola çıkan Özbek Özşahin, Exotic markasıyla, yılda 4 milyon litre meyve suyu satan, cirosu 10 milyon dolara yaklaşan bir şirket yaratmayı başarır.. Türkiye’de elde ettiği başarı ve yenilikçiliğiyle yabancıların da dikkatini çeken Exotic’e, 2008 Mayıs ayında ünlü İngiliz yatırım fonu Ashmore ortak olur..
Şirketin Ashmore dışındaki 2 ortağı, aynı zamanda kuzen de olan Özbek Özşahin ve Namık Yarman. Ama Exotic’in fikir babası Özbek Özşahin… İlkokulu bitirdikten sonra Adana’dan ayrılan Özşahin, eğitim hayatını İstanbul'da sürdürmüş. Ardından da Güzel Sanatlar Akademisi’ne girmiş. Ancak 1997’de ailesinin yaptığı turunçgil ihracatında bir sorun yaşanır ve Adana’daki 1.000 dönümlük narenciye bahçesinde bulunan portakallar ailenin elinde kalır. Özşahin bunları değerlendirmek için, portakalları sıkıp meyve suyu haline getirmeyi planlar.
Böylece Özşahin, meyve suyunun vitamin değerini kaybetmeden günlerce taze olarak korunabileceği bir teknoloji aramaya başlar. Örneklerini Amerika’da bulur. Dünya devleri Coca-Cola ve Pepsi’nin aynı kategoride markaları vardır. Onlar da meyveyi sıkarak suyunu paketliyor, özel bir teknikle vitamin değerini büyük oranda koruyorlardı. Yapmak istediği işe uygun teknolojiyi bulmuştu. Çevresindekilerin ‘Bu işe girme!’ uyarılarını dinlemeyerek, 100.000 dolarlık makinelerin siparişini verir.. Projesinin ilk adımı, tüketicinin gözünün önünde sıkım yaptığı meyve suyunu, yine müşterilerin gözü önünde ambalajlamak ve teslim etmektir. ‘’Yapma değil sıkma’’sloganı ile yeni bir kategori yaratır.
Büyük marketleri, alışveriş merkezlerini ana mecra olarak belirleyen Özşahin, 1998’de İçerenköy’deki Carrefoursa mağazasının Fransız müdürüyle görüşüyor: "Projemi anlattım. 'Sisteminizi bir depoda kurun, bu işi nasıl yapacağınızı gösterin' dedi. 2 tane makineyi kurduk, buz masasını yerleştirdik. Sıkım yapacak kişilerle birlikte tüm sistemimizi hazırladık. Müdürü çağırdık ve nasıl yapacağımızı gösterdik. 'Tamam, kurun' dediler. O gün mağazada sistemi kurduk ve aynı gün içinde de 300 şişe meyve suyu sattık." Diye anlatıyor.
2001’de İstanbul Kartal'da E-5 karayolu üzerinde bir tesis kiralanır. Girişimciliğiyle şirketi önemli bir noktaya getiren Özşahin, başarılı bir finansçı olan kuzeni Namık Yarman’ı da şirkete ortak olmaya ikna ediyor.. Fabrika yenilenir, ürün gramajları yeniden ayarlanır. Ürünün logosu ve ambalajı değiştirilerek neşeli bir tasarım yapılır.
Şirket doğru kanallarda, doğru stratejiyle ilerler. Şehir hatları vapurları dahil birçok tesisi işleten belediye şirketi Beltur, Exotic’in tüketicisiyle çok geniş bir alanda buluşmasına aracı olur. Şirket bugünkü müşterisinin önemli kısmını da bu sayede elde etmiş.
Bugün artık yalnızca ailenin narenciye bahçesiyle yetinmeyen şirket, Türkiye’nin her yerinden meyve alımı yapıyor. 2009’da 6.000 ton portakal, 200 ton nar, 500 ton elma ile 200 ton havucun “suyunu sıkmayı” planlayan şirket, artık yalnızca İstanbul'da faaliyet göstermiyor. 1,5 yıl önce Ankara’da satışlara başlayan Exotic, İzmir ve Bursa’ya da adım attı. Şimdiki hedef ise tüm Türkiye'ye yayılmak..
Mehmet EREL
<[email protected] |