Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 19 Nisan 2024 Cuma
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  Yazarlarimiz » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

Farkında mısınız Türk Kooperatifçiliği 149 yaşındadır
 
Kooperatifçilik kimilerine göre yabancı bir kelime gibi gelse de toplumda bireylerin ekonomik ve sosyal dayanışmasını çağrıştıran bir anlam taşır.
 
Bu nedenle dünyada kooperatif dendiğinde insani değerleri içinde barındıran sosyo ekonomik girişimler anlaşılır. Çünkü kooperatifler insanoğlunun yapısında yer alan birlik ve dayanışma ruhunun bir ortaklık çatısı altında şekillendiği bir harekettir. Gerçekte her toplumun kendi gelenekleri içinde oluşan ve kendi dilinde adlandırdığı böylesi bir dayanışma modeli vardır. O nedenle kooperatifçiliğin çıkış noktası için insanlık tarihi kadar eskidir.
 
Geçmişte kırsalda var olan dayanışma ruhu ve ortak çalışma alışkanlıkları ile oluşan modellerle ekonomik ve sosyal sorunlar bir ölçüde çözülüyordu. Nitekim İnsanlar yüzyıllar boyu bu geleneksel dayanışma ruhu içinde yaşadıkları yerlerde gerek tarımsal üretimdeki gerekse yerleşim yerlerindeki sosyal ve ekonomik sorunlara çare buluyorlardı. Ortak üretim ve hasatlar yapıyor ve de avlanıyor, ürünlerini ortak pazarlıyor, dini ibadet yerleri, çamaşırhaneler, okullar, çeşmeler ve yollar inşa ediyorlardı. Suları, meraları, otlakları ve yaylaları ortak kullanıyorlardı.

Ülkelerin sanayileşme sürecine girmesi ile birlikte artan yerleşimler, kırsaldan olan işçi akımı şehirlerde sorunların artırdı. Kırsalda birbirlerini yakından tanıyan insanlar günlük yaşamı düzenleyen geleneksel dayanışma yöntemleri ile sorunlarını çözerken, şehirlerde böylesi bir yapı henüz oluşmamıştı. Büyüyen şehirlerde çoğu kez kimse birbirini tanımıyordu. Herkes farklı yörelerden gelen ve de farklı özellikleri olan insanlardı. Bu boşluk yaşamı ve çalışma hayatını olumsuz yönde etkiliyordu. Diğer taraftan Amerika gibi keşfedilen yeni topraklarda göçmenler güvenlik sorunları yaşıyordu.
 
Bu tablo karşısında bilim insanları, din adamları, düşünürler, işverenler model arayışı içine girdiler. Hedef halkın, çalışanların ve göçmenlerin, refahını artırmak, günlük yaşamını kolaylaşmak, iş verimliliğini sağlamak veya onların malını güvence altına almak idi. Başta İngiltere, Fransa ve Almanya olmak üzere İtalya, Finlandiya ve Danimarka’da konu tartışılıyordu ve hatta kooperatifçilik ile ilgili bazı uygulamalar yapılıyordu.

1750'de Meşhur Bilim adamı Benjamin Franklin ABD’de dünyanın ilk sigorta kooperatifini kurdu. Yine ayni yılda Fransa’da Peynir Üreticileri kooperatifi kuruldu. 1760’da İngiltere’de, 1780’de Yunanistan’da, 1794’de Avusturya’da, 1806’da İtalya’da, 1808’de Lüksemburg’da, 1816’da Polonya ve İsviçre’de, 1823’de İsveç’te, 1824’te Venezüella’da, 1838’de İspanya’da, 1839’da Japonya, Meksika ve Guyan’da, 1844’de Danimarka, İzlanda, Almanya ve Çekoslovakya’da kooperatifler kurulmaya başlandı.

Tabii ki bugünkü anlamda kooperatifçilik hareketi 1844 İngiltere Rochdale kasabasında ortaya çıktı. Rochdale Tüketim kooperatifi dünyada ilk olarak kooperatifçilik hareketinin kriterlerini ortaya koydu. Bu kriterler dünyada kabul gördü. Sanayi devriminin ardından dünyada artan haberleşme ulaşım imkânları hareketin yaygınlaşmasını hızlandırdı.

Rochdale sonrası 1900’lere kadar; 1847’de Brezilya’da, 1848’de Belçika’da, 1849’da Avustralya’da, 1850’de Macaristan’da, 1851’de Norveç’te, 1852’de Kanada’da, 1853’de Portekiz’de, 1854’de Hollanda’da, 1856’da eski Yugoslavya’da, 1859’da İrlanda’da, 1860’da El Salvador ve Rusya’da, 1863’de Türkiye ve Bulgaristan’da, 1870’da Finlandiya’da, 1875’de Arjantin’de, 1878’de Filistin’de, 1881’de Yeni Zelanda’da, 1887’de Romanya’da, 1893’te Cezayir’de 1900’da Hindistan’da kooperatifler kurulmaya başladı.

1895 yılında Dünyadaki kooperatifler bir araya gelerek Uluslararası Kooperatifler Birliğini (ICA) kurdular. Böylede dünyada ilk defa devlet dışı örgütler uluslararası bir örgüt kurmuşlardı. Kooperatifçilik hareketi için uluslararası ölçekte daha yapıcı çalışmalar içine girmişlerdi. Nitekim ICA Genel kurullarında dünyadaki yeni gelişmeler çerçevesinde kooperatifçilik kriterlerinde de değişikliklere gidilmiştir. En son değişiklik 1995’de 100. ICA Genel Kurulunda yapılmıştır.

Bu verilerden de görüleceği üzere kooperatifçiliğin ilk hareketleri çoğunlukla Avrupa ülkelerinde başlamıştır. Dünyadaki şehirleşme ve sanayileşme çerçevesinde 1900’lü yıllardan itibaren hızlı bir gelişme sürecine girilmiştir. Başlangıçta 1900 yılına kadar batı ülkelerinin gelişip kalkınmasına güç katan kooperatifçilik hareketi, 1900-1918 yılları arasında dünyanın az gelişmiş ülkelerinde yayılmaya başlamıştır. 1918’den sonra diğer ülkelerde hızla yayılmıştır. Dünya kooperatiflerin % 28’i 1900 yılına kadar kurulurken, % 52’si 1918 sonrasında kurulmuştur. Avrupa ve Kuzey Amerika’da var olan kooperatiflerin % 80’i 1900 yılına kadar olan dönemde kurulurken, Asya, Afrika, Avustralya, Orta ve Güney Amerika’daki kooperatiflerin % 60’ı 1918 sonrasında kurulmuştur.

Tabii bu süreçlerde dünyadaki siyasi ve ekonomik gelişmelerde etkin olmuştur. Nitekim sömürgelerde 1918 sonrası kooperatifçilikte önemli gelişmeler olmuştur. 1945 sonrasında ikinci dünya savaşının etkisi ile kooperatifçilik hareketi başlangıçta ortaya çıktığı kapitalist sistem yanında sosyalist sistemin de uyguladığı bir model haline gelmiştir.

Ülkemizde kooperatifte uzun bir tarihi geçmişe sahip ülkeler arasındadır. Mithat Paşa öncülüğünde 1863’de kurulan kooperatifler Rochdale Kooperatifinin kurulmasının ardındaki ilk dönem içinde yer alan kooperatiflerdir. Ancak kooperatifçilikte en büyük gelişmeler cumhuriyet sonrasında yaşanmıştır. Mustafa Kemal Atatürk kooperatifçilik hareketine öncülük etmiştir. 1936 ‘da kurulan İçel, Tekir kooperatifinin birinci ortağı olmuştur. 1936’dan günümüze kadar geçen sürede kooperatifçilikte önemli başarılar elde edilmiştir.
 
Ülkemizde bu uzun tarihi geçmişe rağmen ayni süreçlerdeki ülkelerle karşılaştırdığımızda kooperatifçilik hareketi beklenen düzeyde değildir. Kooperatifçilik hareketi önemli başarılara ve hizmetlere imza atmışken, devlet kurumlarının ve sanayi ve ticaret sektörünün en önemli iş ortağı haline gelmişken 1980 sonrasında adeta günah keçisi ilan edilmiş, yıpratılmış, zayıflatılmış ve önemli ölçüde yok edilmiştir. İzlenen hükümet politikaları çerçevesinde toplumda kooperatiflere karşı bir güvensizlik ortamı yaratılmaya ve yeni ekonomik düzenin sevimli gösterilmesi pahasına kooperatiflere bedel ödetilmiştir. Kooperatiflerin sorunları çözülmek bir tarafa onları küçülmeye ve yok olmaya götürecek hatalı uygulamalar yapılmıştır.

Dün olduğu gibi bugünde kooperatifçilikte gelişmiş batılı ülkeler ve bizden sonra kooperatifçilik hareketinin geliştiği uzak doğu ülkelerinde önemli başarılara imza atılırken, bankasından okulundan büyük sanayi tesislerine kadar bir hizmet zinciri içinde ülkenin en büyük sosyal amaçlı ekonomik gücü olarak hizmetler sunulurken, tüm bunlar dünyaya gurur içinde gösterilirken, hatta bazı kooperatif şirketleri ülkemizde dahi ticari faaliyetler gösterirken. Bizler uzun geçmişimize rağmen onların düzeyine ulaşamamanın ezikliğini ve kızgınlığını yaşıyoruz. Hatalı politikalara ve hatalı yönetimlere adeta içimizden isyan ediyoruz.

İnanın ülkemizde bilgi ve deneyim bakımından kooperatifçilikte bugün bile çok şeyi başarabilecek birikime ve insan gücüne sahiptir. Kooperatifçilikte aşırı parçalanmış ve çok sık değiştirilen yasal düzenlemelere rağmen yine de önemli başarılar elde etmiş ülkedir. Bugüne kadar kooperatifler olmadan ekonomik ve sosyal sorunlarına çözüm getirebilen ülke yoktur.
Bakın yüzyılın ötesinden gelen kooperatifçilik hareketi her ne kadar engellerle karşılaşsa da yeniden dünya gündemindeki yerine oturmuştur. Globalleşmenin neden olduğu ekonomik kriz, artan açlık, yoksulluk ve işsizlik karşısında reçete olarak kooperatifleşin denmektedir. Bunu ülkemizdeki vatandaş değil dünyanın en büyük örgütleri ve ülkeleri söylemeye başlamışlardır. Birleşmiş Milletler kooperatiflerin yararlarını görüp, 2012 yılını Uluslararası Kooperatifler Yılı ilan etmiştir. Tüm dünyaya ağlanmayı bırakın, hatalı politikaları bırakın, durum kötüye gidiyor. Yoksulluk artıyor. İnsanlarınıza kooperatifleri ve başarılarını tanıtın demeye başlamıştır.
Düşünebiliyor musunuz ülkemiz kooperatifçiliğe 1863 yılında başlamış, aradan nerede ise 150 yıla yakın bir süre geçmiş bizler hala ülkemizde kooperatifçiliği geliştirmekten bahsediyoruz. Bir taraftan da neden hala ne şehirde ne de kırda kalkınmayı tamamlayamadık diyoruz.

Herşey bir tarafa bugün için ülkemizde 2012 Uluslar arası Kooperatifler Yılının da etkisi ile gerek kamu gerekse kooperatifler önemli adımlar atmanın aşamasındayız. Bazı eksikliklere rağmen yakalanan bu olumlu hava çok iyi değerlendirilmelidir. Bugüne kadar kooperatifçilikte kaybettiğimiz zaman yeniden kazanılmalı. Kooperatifçilik hareketi geçmişine layık bir başarı düzeyine yeniden kavuşmalıdır.

Farkında mısınız Türk Kooperatifçiliği 149 yaşındadır ve ülkemiz dünya kooperatifçiliğinin en eski üyeleri arasındadır. Kooperatifçiliği dünyaya öğretmesi ve iyi uygulamaları göstermesi gereken ülkeler arasındadır.
 
 
 
http://www.elelebizbize.com/t.ayhancikin/detay.php?id=72
tgm.sanayi.gov.tr/.../dunyada-kooperatiflesmeni-21052010153812.d

Ekleme Tarihi
14.07.2012
Ekleyen Kişi
Ünal ÖRNEK
Etiketler: ünal örnek,Türk Kooperatifçiliği 149 yaşında


Paylaş | |
 DİĞER YAZILARI