YILIN İLK EKONOMİK GÖSTERGELERİ GEÇEN YILA GÖRE DAHA OLUMLU
2012 yılının ilk iki ayında yayımlanan ekonomik göstergelere baktığımızda, yeni yıla iyi bir başlangıç yaptığımızı söyleyebiliriz.
Enflasyon düşme eğilimine girmiştir.
İşsizlik gerilemektedir.
Dış t icaret açığı ve cari açık azalma eğilimindedir.
İhracatın ithalatı karşılama oranında yükselme gözlenmektedir.
Ancak bu göstergeler ekonomideki bütün sorunların çözüldüğü anlamına gelmemektedir.
Enflasyon oranı, dış ticaret açığı ve cari açık yine oldukça yüksektir. İhracatın, ithalatı karşılama oranı hala % 60’ ın altındadır
Üstelik bu iyileşmelerin kalıcı olup olmadığını anlamak için de zamana ihtiyacımız vardır.
Çok kimse şiddetli kış nedeniyle artan enerji ve işlenmemiş gıda fiyatlarındaki yükseliş nedeniyle enflasyon oranlarının yükseleceğini tahmin etmiş ancak bu beklenti gerçekleşmemiştir. Ocak ayında yıllık enflasyon % 10,6 iken, Şubatta !0,4 e gerilemiştir. Bu durumun çeşitli nedenleri vardır.
Döviz kurlarındaki artış tersine dönmeye başlamış, imalat sanayinde maliyetler azalmıştır. İşlenmemiş gıda ve enerji bir tarafa bırakılırsa, enflasyon sepetindeki diğer malların fiyatlarında ciddi anlamda bir gelişme olmamıştır. Geçen yılın olumsuz baz etkisinin de Mayıs ayında biteceği gözönünde tutulursa, enflasyondaki düşme eğiliminin devam edeceği öne sürülebilir.
Ancak, iç ve dış piyasalarda ortaya çıkabilecek gelişmeler durumu tersine de çevirebilir
Enerji fiyatlarındaki artışın nerede duracağı bilinmemektedir.
Kurlarda, çeşitli nedenlerle görülecek bir artış, maliyetleri yeniden arttırabilir. Çünkü düşük kurlar, ithalatı ucuzlattığı için enflasyonu sınırlayan bir sonuç yaratmaktadır. İç üretim eksikliği ucuz ithalatla daha kolay kapatılmakta ve talebin karşılanması ve dolayısıyla fiyatların yükselmesi kontrol edilebilmektedir. Elbette bu gelişmeden ihracatçı ve yerli üretici zarar görmektedir.
Avrupa Merkez Bankası’nın piyasalara 1 trilyon euro’ya yakın kaynak aktarmasına rağmen, bundan yeteri kadar pay alamamamız halinde kur baskısı altında kalınması ve dış kaynaklarla beslenen reel sektörün zora girmesi mümkündür.ABD’nin yeniden parasal genişleme politikası uygulayıp uygulamayacağı da ,likidite miktarını belirleyici unsurlar arasındadır.
Büyüme hızının gereği kadar yavaşlatılmaması halinde de enflasyonu ve cari açığı kontrol etmek zorlaşacaktır. Aynı durum, iç talebin denetlenememesi hali için de geçerlidir.
Geçen yılın Ocak ayında 9,5 milyar dolar olan ihracatımız bu yılın ayni ayında 10,3 milyar dolara ve ithalatımız 16,9 milyar dolardan 17,3 milyar dolara yükselmiştir. Türkiye İhracatçılar Meclisi, ihracat artışının Şubat ayında da sürdüğünü açıklamıştır
İthalattaki artış hızının yavaşlamasına, tüketim mallarındaki gerileme sebep olmuştur. Bunun sebebi de kurlardaki yükselmedir. Kurlar özellikle sıcak paranın girişindeki hızlanma dolayısıyla yeniden düşme eğilimine girerse, tüketim malları dahil, ithalatın tamamında yeniden canlanma beklentisi ortaya çıkabilecektir
Sonuç itibariyle ekonomi bir tercihler rejimi olduğu kadar, bir sebep-sonuç ilişkisidir. ŞEVKET ÖZÜGERGİN
|