Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 21 Kasım 2024 Perşembe
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  Yazarlarimiz » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

YILIN İLK EKONOMİK GÖSTERGELERİ GEÇEN YILA GÖRE DAHA OLUMLU



2012 yılının ilk iki ayında yayımlanan ekonomik göstergelere baktığımızda, yeni yıla iyi bir başlangıç yaptığımızı söyleyebiliriz.

Enflasyon düşme eğilimine girmiştir.

İşsizlik gerilemektedir.

Dış t icaret açığı ve cari açık azalma eğilimindedir.

İhracatın ithalatı karşılama oranında yükselme gözlenmektedir.

Ancak bu göstergeler ekonomideki bütün sorunların çözüldüğü anlamına gelmemektedir.

Enflasyon oranı, dış ticaret açığı ve cari açık yine oldukça yüksektir. İhracatın, ithalatı karşılama oranı hala % 60’ ın altındadır

Üstelik bu iyileşmelerin kalıcı olup olmadığını anlamak için de zamana ihtiyacımız vardır.

Çok kimse şiddetli kış nedeniyle artan enerji ve işlenmemiş gıda fiyatlarındaki yükseliş nedeniyle enflasyon oranlarının yükseleceğini tahmin etmiş ancak bu beklenti gerçekleşmemiştir. Ocak ayında yıllık enflasyon % 10,6 iken, Şubatta !0,4 e gerilemiştir. Bu durumun çeşitli nedenleri vardır.

Döviz kurlarındaki artış tersine dönmeye başlamış, imalat sanayinde maliyetler azalmıştır. İşlenmemiş gıda ve enerji bir tarafa bırakılırsa, enflasyon sepetindeki diğer malların fiyatlarında ciddi anlamda bir gelişme olmamıştır. Geçen yılın olumsuz baz etkisinin de Mayıs ayında biteceği gözönünde tutulursa, enflasyondaki düşme eğiliminin devam edeceği öne sürülebilir.

Ancak, iç ve dış piyasalarda ortaya çıkabilecek gelişmeler durumu tersine de çevirebilir

Enerji fiyatlarındaki artışın nerede duracağı bilinmemektedir.

Kurlarda, çeşitli nedenlerle görülecek bir artış, maliyetleri yeniden arttırabilir. Çünkü düşük kurlar, ithalatı ucuzlattığı için enflasyonu sınırlayan bir sonuç yaratmaktadır. İç üretim eksikliği ucuz ithalatla daha kolay kapatılmakta ve talebin karşılanması ve dolayısıyla fiyatların yükselmesi kontrol edilebilmektedir. Elbette bu gelişmeden ihracatçı ve yerli üretici zarar görmektedir.

Avrupa Merkez Bankası’nın piyasalara 1 trilyon euro’ya yakın kaynak aktarmasına rağmen, bundan yeteri kadar pay alamamamız halinde kur baskısı altında kalınması ve dış kaynaklarla beslenen reel sektörün zora girmesi mümkündür.ABD’nin yeniden parasal genişleme politikası uygulayıp uygulamayacağı da ,likidite miktarını belirleyici unsurlar arasındadır.

Büyüme hızının gereği kadar yavaşlatılmaması halinde de enflasyonu ve cari açığı kontrol etmek zorlaşacaktır. Aynı durum, iç talebin denetlenememesi hali için de geçerlidir.

Geçen yılın Ocak ayında 9,5 milyar dolar olan ihracatımız bu yılın ayni ayında 10,3 milyar dolara ve ithalatımız 16,9 milyar dolardan 17,3 milyar dolara yükselmiştir. Türkiye İhracatçılar Meclisi, ihracat artışının Şubat ayında da sürdüğünü açıklamıştır

İthalattaki artış hızının yavaşlamasına, tüketim mallarındaki gerileme sebep olmuştur. Bunun sebebi de kurlardaki yükselmedir. Kurlar özellikle sıcak paranın girişindeki hızlanma dolayısıyla yeniden düşme eğilimine girerse, tüketim malları dahil, ithalatın tamamında yeniden canlanma beklentisi ortaya çıkabilecektir

Sonuç itibariyle ekonomi bir tercihler rejimi olduğu kadar, bir sebep-sonuç ilişkisidir.
 
 
 
 
 
 
ŞEVKET ÖZÜGERGİN
 

Ekleme Tarihi
08.03.2012
Ekleyen Kişi
Şevket Özügergin
Etiketler: ŞEVKET ÖZÜGERGİN


Paylaş | |
 DİĞER YAZILARI